İslam dini; kuralları kainatın padişahı olan Allah tarafından belirlenen, Elçisi Hz. Muhammed ile insanlığa tebliğ edilen, kıyamete kadar hidayet rehberi olacak son kutsal kitaptır. Bu tanımı bilmek bizi başka kitapları kutsamaktan kurtaracak, dini insan görüşlerinden değil Allahın kitabından öğrenmeyi sağlayacaktır.
Dini Allahın kitabından öğrendiğimiz zaman konuyla ilgili bütün ayetleri göz önünde bulundururuz. Bağlantılı ayetleri bularak kendi kendini tefsir eden bir kitap olduğunu görürüz ve hikmete ulaşırız. Giyim konusunda da ilgili ayetleri birlikte okuyacağız, kadınlar nasıl giyinmeli konusunu öğrenmiş olacağız. Ayetleri yeterli görmeyenler için hadislerden de kaynaklar vereceğiz.
1) Başörtüsü Ayeti Nur 31
Başörtüsü ayeti deyince akla gelen ilk ve tek ayet olan Nur suresi 31.ayetinde geçen bir kelime vardır ki ihtilaf konusu olmuştur. Humur kelimesinin örtü anlamına geldiğini söyleyenler ile baş örtüsüne özgülendiğini söyleyenler arasında ihtilaf vardır. Şimdi Nur 31 ayetteki o cümleyi görelim:VEL YEDRİBNE: vursunlar, koysunlar.
Bİ HUMURİ HİNNE: örtüleri ile.
ALA CUYUBİ HİNNE: yaka açığı üzerine, göğüsler üzerine, dekolte üzerine.
Meali "Örtülerini dekolte üzerine koysunlar" anlamı çıkmaktadır. Peki hangi örtüleri? Sahabe kadınları bu ayet inince ne yapmıştır? Başlarında geleneksel olarak mevcut olan örtüyü öne sarkıtıp dekolteyi mi kapatmışlardır yoksa pazardan kumaş alıp başörtüsü dikip önce saçlarını gizleyip sonra dekolteyi mi kapatmışlardır?
Tefsirlerde mevcut olan örtüyü geriye sarkıtmaktan vaz geçip dekolteyi kapattıkları geçer. Mekke şartları düşünüldüğünde iklim sıcak ve kuraktır, erkeklerin başında sarık vardır, kadınların başında humur vardır. Ayet inince kadınlar başlarında mevcut olan humuru öne sarkıtmışlar, böylece alımlı yer olan göğüsleri ve kolyelerini gizlemişlerdir.
En ünlü Kuran sözülüğü olan Ragıb müfredat sözlüğünde Hamr aklı örten içecekler, Himar herhangi bir şeyin üzerini örten bez, gelenekte kadının başındaki bez olarak geçiyor. Öylseyse Nur 31 ayet "başlarındaki örtüyü dekolteye sarkıtmak suretiyle göğüslerini kapatsınlar" demektedir. Yani başörtüsü saçı gizlemek için amaç değil, göğüsleri kapatmak için araç olmuştur.
Nur 31 ayet inince kadınlar "aman bir tane bile saç telim gözükmesin, bir tek saç telim gözükürse cehenneme gider 70 sene yanarım" dememişlerdir. Rahibeler gibi önce bone takıp üzerine ikinci bir örtü takmamışlardır. Gelenek olarak kullandıkları örtüyü göğüslerine sarkıtmışlardır.
Buradaki ihtilaf ise "Allah saçı gizleyin demek isteseydi Hımaru Re's kelimesi ekleyerek baş örtüsü demesini bilirdi, baş kelimesi geçmiyor" diyenlere "çorap dediğimiz zaman ayak çorabı mı diyoruz, çorabın ayağa giyildiğini herkes bilir" itirazıdır. Evet gelenek olarak himar kadınların örtüsüne özgülenmiştir lakin bu kelime kullanılarak "tabağın üzerini ört ki içine sinek düşmesin" de denilebilir.
Şimdi Nur 31 ayetin mealine bakalım ve diğer önemli noktalara değinelim.
İman eden kadınlara söyle; gözlerini indirsinler ve bacak aralarını muhafaza etsinler, zahir olan yerleri (abdest uzuvları) hariç süslerini açmasınlar. (Başlarında mevcut olan) Örtülerini göğüsleri üzerine koysunlar. Süslerini şunlardan başkasına göstermesinler: Kendi kocalarına, kendi babalarına, kocalarının babalarına, kendi oğullarına, kocalarının oğullarına, kendi kardeşlerine, erkek kardeşlerinin oğullarına, kız kardeşlerinin oğullarına, kadınlarına, ellerinin sahip olduklarına (kölesine), tabi olanlarına (hizmetçisine), erkeklerden ihtiyaç sahibi olmayanlara (yaşlılara) yahut henüz kadınların avret yerlerini anlamayan (ergenliğe girmemiş) çocuklara. Süslerinden korudukları şey bilinsin diye ayaklarını vurmasınlar. Topluca Allah'a tövbe edin ey iman sahipleri. Umulur ki iflah olursunuz. [24/Nur Suresi 31]
A) Zahir olan yerler!
Ayette geçen "zahir olan yerleri hariç süslerini açmasınlar" ne demektir? Nereler zahir olan yerlerdir? Mezhepler kadının eli ve yüzü zahir olan yerlerdir ve kadın çok güzel ise yüzü de kapatılmalı peçe takmalı derler. Gerçekte ise kadının abdest uzuvları zahir olan yerlerdir; kadın abdest alırken yüzünü ve kollarını yıkar, başa ve ayaklara mesh eder, şadırvanda abdest alma aşamasında etraftan geçen erkekler de onları görür. Hadislere bakarsak bile kadınların zahir olan yerlerinin abdest uzuvları olduğu görülmektedir.İbn Umer şöyle demiştir: Resulullah zamanında erkekler ve kadınlar topluca abdest alırdı. [Buhari: 3/Kitabul Vudu, Bab 46, No 56, Cilt 1, sayfa 333, Ötüken Neşriyat, 1987 İstanbul]
İbnu Ömer'den rivayete göre Resulullah zamanında erkekler ve kadınlar hep birlikte bir kaptan abdest alırlardı. Abdullah bin ömerden rivayete göre Resulullah zamanında biz ve kadınlar bir kaptan abdest alır aynı kaba ellerimizi uzatırdık. [Süneni Ebu Davud, Bab 39, No: 79-80, Erkam yayınları, cilt 1, İstanbul 2008]
İslam dini hadislerden öğrenilir Kuran yetmez diyenler için hadisleri de paylaştık ve sahabeler zamanında kadınların ve erkeklerin aynı ortamda abdest aldığını gördük.
B) Ziynetler!
Ayette geçen "Süslerini şunlardan başkasına göstermesinler:" ifadesinden sonra; koca, baba, yeğen, öz evlat ve üvey evlat gibi akrabaları saydıktan sonra hizmetçiler, köleler, yaşlılar ve çocukları saymaktadır. Buradan anlaşılan şey bu süslerin cinsel cazibe yerleri olmasıdır. Cinselliğe ihtiyacı kalmamış yaşlılar dekolte görünce birşey hissetmezler, cinsellikten anlamayan çocuklar dekolte görünce süt emmekten başka birşey düşünmezler. Bu yüzden ziynetlerin dekolte olduğu, kapatılması istenen yerin CUYUB: yaka açığı olduğu bir kez daha anlaşılmaktadır.C) Uydurma Hadisler!
Şimdi kadınlara iki kat baş örtüsü taktırmak için uydurulan bir hadis göreceğiz. Güya Nur 31 ayet inince kadınlar başlarındaki örtüyü yetersiz görmüş ve eteklerini keserek ikinci bir baş örtüsü yapmış, sonuç olarak göğüsler yine açık kalmıştır.Bu rivayete göre ayet başındaki örtülerini göğüslere vursunlar demiş ama sahabe kadınları etek kesip ikinci baş örtüsü yapmış, rahibeler gibi çift baş örtüsü takmış. Sonuçta başları iki kat örtülürken dekolte yine açık kalmış.
İslam dini yayılırken israiliyat ve mesihiyat etkilerine de maruz kalmıştır. Örneğin Hz İsanın getirdiği islamı hristiyanlığa çeviren Pavlusun bir mektubunda "Siz kendiniz karar verin: kadının örtüsüz başla Tanrı'ya dua etmesi uygun mu?'' (Korintliler 11/13) cümlesi geçer ve saçı açık kadınların duasının kabul olmayacağı söylenir. Bu cümlenin bir benzeri hadis olarak karşımıza çıkmaktadır ve hadislerin mesihiyat, israiliyat etkilenmesi yaşadığı anlaşılır.
Uydurma hadis "Allah ergin kadının namazını baş örtüsü olmadan kabul etmez." [İbn mace: 2/Taharet, Bab: 132, No: 699; Tirmizi: 2/Salat, Bab: 165, No: 378]
Gerçekte ise namazın duanın kabul olma şartı salih ameldir, iyilik yapmaktır. Bir iyilik yaptığınız zaman duanız hayırlı ise kabul olur, sonu hayırsız ise daha hayırlı olan birşey nasip olur.
Peygamberimize isnad edilen güzel bir hadiste ise Allah dış görünüşünüze bakmaz takvanıza bakar anlamında bir rivayet aktarılmıştır.
"Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz. Lakin O sizin kalplerinize ve amellerinize bakar." [Müslim 45/Kitabul Birr, Bab 10, No 34, cilt 8, sayfa 32, irfan yayımcılık]
2) Takva elbisesi daha hayırlıdır
Ey Adem oğulları! Muhakkak size edep yerinizi örtecek ve süslenecek giysi indirdik. Takva/sakınma elbisesi ise hayırlı olandır. Bunlar Allahın ayetlerindendir. Umulur ki derin düşünürler. [7/Araf Suresi 26]
Tesettür giyinmek de dindar olmak için yeterli değildir. Bazı hanımlar tesettürlü oldukları için kendilerini çok dindar ve cennetlik sayarlar. Halbuki asıl önemli olan takva elbisesidir. Takva elbisesini giymek için; zina etmemek, hırsızlık yapmamak, kul hakkına girmemek, edepli olmak, namaz kılmak ve oruç tutmak, fakirlere yardım etmek, kendini ilmi yönden geliştirmek, Allahın tavsiye ettiği gibi yaşamak lazımdır. Zina edip cünüp gezmeyen, sadece cuma günü namaz kılan, ramazan ayında içkiyi bırakan, evinin rızkını kumara harcayanlar, takva elbisesini çıkartmış olurlar.
3) Dışarı Çıkarken Cilbab Giymek
Ey nebi! Eşlerine, kızlarına, müminlerin kadınlarına söyle cilbablardan üzerlerine yaklaştırsınlar. Bu tanınmalarına ve incitilmemelerine daha yakındır. Allah bağışlayandır, esirgeyendir. [33/Ahzab 59]
Ayetteki "Celabib: cilbablar" kelimesi, "yatak çarşafı gibi büyük örtü, dış elbise, ferace" gibi anlamlara gelir. Ayetin metninde bahsedilen nuzul sebebine göre cahiliye erkekleri dış giysisi olmayan kadınları iffetsiz sanıp laf atarak incitiyordu. Buna karşı "tanınmaları ve incitilmemeleri" amacıyla dış giysi önerildi. Buradaki tanınmak ifadesi şahıs olarak tanınmak değil vasıf olarak iffetli ve mümine olarak tanınmaktır. İncitilmek ise sözlü tacize maruz kalarak rahatsız edilmektir. Cahiliye erkekleri kadına değer vermediği için sokakta gördükleri kadınlara laf atarak incitirlerdi.
Nuzul sebebi olarak sunulan diğer açıklama ise medine evlerinde tuvalet yoktu. Tuvalet dışarıda evden uzaktaydı. Kadınlar yatsı vaktinden sonra gece tuvalete giderken rahatsız ediliyordu. Tuvalet dışarıda olduğu için azgın erkekler yol geçişlerine oturuyor, yoldan geçen kadınlara laf atıyordu. Bu laf atanlar iffetli kadınları ayırt edebilsin diye cilbab önerildi. Mümin kadınlar tuvalete giderken cilbabı üzerine yaklaştırdılar. Diğer kadınlar ise laf atanlardan rahatsız olmadıkları için dış örtü olmadan gezmeye devam ettiler.
Ahzab 59.ayetin kara çarşaf emrettiğini söyleyenler olsa da bu iddiaları tamamen kendi çıkarımlarıdır. Siyah renk dikkat çekmez diyerek siyahta karar kılmışlar, her yeri güzel kapatıyor diyerek de kara çarşafı din edinmişlerdir. Oysa Allahın tek tip kıyafet emri yoktur. Ayrıca siyah renk güneşi emdiği için içindeki kadını bunaltır, terletir, bayıltır. Beyaz renk ise güneşi yansıtır. Yazın bu deneyi yapabilirsiniz. Mekke de sıcak ve kurak olduğu için sahabe kadınları açık renk giymişlerdir. Kara çarşaf da bir örtünme şeklidir ancak burada dikkat edilmesi gereken şey, kara çarşafı islamın şiarı ilan etmemek, Allahın emri zannetmemektir.
4) Yaşlı Kadınların Cilbab Bırakması
"Nikah ümidi olmayan oturan kadınların süsleriyle teberrüc yapmadan (alımlı yerlerini sergilemeden) elbiselerini bırakmalarında üzerlerine bir günah yoktur. Çekinmeleri daha hayırlıdır elbette. Allah işitendir, bilendir." [24/Nur suresi 60]
Orta yaşı geçen (60 yaşına gelmiş) kadınların dışarı çıkarken; yelek, tunik, ferace, pardesü gibi dış örtü giymelerine gerek olmadığı söylenir. Böylece genç kadınların ev haliyle (bir tişört ile bir tayt, bir askılı atlet ile bir şort) dışarı çıkmasının uygun olmadığı bildirilir.
Teberrüc yapmaktan kasıt, alımlı yerlerini sergilemek için yarı çıplak dolaşmak, bakışları üzerinde toplayıp güzellik yarışına girmektir. Bu günkü tabirle like alma yarışıdır. Daha fazla kişi beğensin diye daha çok açılıp saçılıp süslenip gezmek teberrüc yapmaktır. Kadınlar dişiliğini değil kişiliğini öne çıkarmalı, beğenilme arzusuyla faydasız işlerde vakit kaybetmemelidir.
5) Giyim Örfe Göredir
İslami giyimin tek tip olmadığını, farklı yörelerin kendi kıyafetlerini giyebileceğini anlamamızı sağlayan Bakara 233.ayette: "..Onların rızkı (yiyecekleri) ve kisvesi (kılık kıyafetleri) maruf'a göre bebeğin babasına aittir.." buyrularak yöresel yemek ve yöresel giysilere göre babanın temin etmesi istenir.Maruf: bilinen, tanınan, şeriata uygun olan demektir. Yiyecek olarak marufa uygun şeyler: enam eti ve sütü (deve, sığır, davar), otçul av hayvanları, meyve ve sebzelerdir. Marufa uygun giyim ise insan içine çıkılırken güzel gösteren, saygınlık kazandıran kıyafetlerdir. Böylece İslamda giyimin tek tip olmadığı ortaya çıkmaktadır. Zira her toplumun yöresel kıyafetleri vardır, ayrıca evrensel kıyafetler de giyilebilir.
Sonuç
Tıpkı sahabeler ve tabiin gibi Allahın ayetleriyle muhatap olarak İslami giyim modelini, tesettürü öğrenmeye çalıştık. Mümin kadınlar bu delilleri okuyarak nasıl giyineceklerine kendileri karar vereceklerdir. İslami giyim şudur diyebileceğimiz tek tip bir model yoktur. İslam evrensel olduğu için yöresel kıyafetler ile örtünenler de tesettürlü sayılırlar. Önemli olan bir kıyafet ile alımlı yerleri örtmektir. Görülmesinde sakınca olmayan zahir olan kısımlar ise abdest uzuvlarıdır.Kurandan sapmanın neticesi olarak islam şeriatında kadınlara kara çarşaf dayatması ve başörtüsüz kadınların iffetsiz sayılması gibi gerici zihniyetler ortay çıkmıştır. Bununla da kalmamış ve kadının tek başına dışarı çıkması, pencereden bakması bile yasakalnmak istenmiştir. Kadın düşmanlığının sonucu olan bu zihniyetten kurtulmak için dinini Kurandan öğrenmek, başka kaynakları kutsal kabul etmemek gerekir.
Yalniz nur 58 e de bakarsak çünkü oradada siyab geçer bir insan onu çıkarttığında ya tamamen çıplak yada yarı çıplak kalmakta ama siz celabib le siyabı karşılaştırmışsınız bence siyab ev giysisi türünden bişiy tabii mutlak doğru olucak değil yalnızca fikir
YanıtlaSil