Soru: Nebi ve Resul arasındaki fark nedir? İki kelimeye de ‘’peygamber’’ anlamı vermek doğru mudur? Nebilik ne demek?
Cevap: Nebi: ‘’haber getiren, değeri yükseltilmiş, peygamber’’ anlamına gelir. Allah’ın kitap veya sayfa verdiği kişilerdir. Resul ise ‘’elçi’’ anlamına gelir, görevi tebliğ etmektir. Nebilere kitap verilmiş olması Kuran’da şöyle geçer: ''İnsanlar birtek ümmetti. Sonra Allah müjdeleyici ve uyarıcı olarak NEBİ'LER gönderdi. Onlarla birlikte, insanların ihtilaf ettiği konularda hüküm bildirsin diye HAK KİTAPLAR indirdi...'' [2/Bakara Suresi 213] Nebiler gönderiyor ve şeriat hükümlerini belirlemek için hak kitaplar indiriyor. Demek ki her nebi’nin dini kurallarını anlatan yazılı metni vardı.
Gelenekte 4 kitap (Zebur, Tevrat, İncil, Kuran) olduğu ve 4 kişiye sayfa (Adem 10, Şit 50, İdris 30, İbrahim 10) verildiği kabul edilir. Bu bilgiler Kuran'a uygun değildir. Kitap verilen Nebi’ler kimlerdi diye Kuran’a baktığımızda Enam Suresi 83-89.ayetlerde 18 tane isim sayıldığını görürüz. Bunlar; ‘’İbrahim, İshak, Yakub, Davud, Süleyman, Eyyub, Yusuf, Musa, Harun, Nuh, Zekeriya, Yahya, İsa, İlyas, İsmail, Elyesa, Yunus, Lut’’ olarak sayılır ve sonunda ‘’İşte onlar; kendilerine kitap, hüküm ve nübüvvet verdiğimiz kimselerdir..’’ [6/En’âm 89] denilerek bu nebilere kutsal metin verildiği haber verilir.
Deyin ki: ‘’Biz iman ettik Allah’a ve bize indirilene. Ve İbrahime, ismaile, İshaka, Yakuba ve torunlarına indirilene. Musaya ve isaya verilene. Nebilere rablerinden verilene. Onlardan hiç birisi arasında fark gözetmeyiz. Biz ona teslim olanlarız. [2/Bakara Suresi 136]
Nebilik makam, resullük görevdir. Bir Nebi; evinde uyurken, yemek yerken, pazardan alışveriş yaparken de nebi’dir. Lakin bir ayet indiği zaman onu insanlara duyurmakla mükellef olur ve tebliğ ederken Resullük görevini yapmış olur. ‘’Ey resul! Rabbinden sana indirileni tebliğ et. Eğer yapmazsan onun risaletini tebliğ etmemiş olursun...’’ [5/Maide Suresi 67] Resul’ün görevi aldığı fermanı muhatabına ulaştırmaktır. Kendi hevasına göre bir ekleme veya çıkarma yapamaz. Bir padişahın elçisini düşünürsek aldığı fermanı gideceği yere ulaştırır. İçine başka cümleler ekleyemez ve tek kelime bile çıkaramaz. Aksi halde kendini elçilik konumundan hükümdarın konumuna getirmiş olur. İşte Resulullah da kainatın padişahından aldığı fermanı insanlara duyururken Resul olmuştur. Bu sebeple Resul’e uymak ayetlere uymaktır, ‘’Kim Resul’e itaat ederse muhakkak Allah’a itaat etmiş olur...’’ [4/Nisâ Suresi 80]
Resul’ün görevi şeriat belirlemek değil, indirilmiş şeriatı tebliğ etmektir. ‘’..Eğer dönerseniz bilin ki elçimizin vazifesi ancak apaçık bir tebliğdir.’’ [5/ Maide 92] ‘’...Öyleyse resullerin vazifesi apaçık bir tebliğden başkası mıdır?’’ [16/Nahl 35] Muhammed aleyhisselam risalet görevini yaparken ona mutlak itaat gerekir çünkü Allah'tan gelen ayetleri okur. Aksi halde ‘’..Bize başka Kuran getir..’’ (10:15) diyen müşrikler gibi davranmış olunurdu.
Nebiyken ise günlük yaşamında dünya işlerine dair kendi reyini veya bağlantılı ayetleri göstererek ulaştığı hikmeti anlatırdı. Bağlantılı ayetler inmeden önce hüküm vermekte acele etmezdi. (Bak: Yunus 39, Taha 114, Kıyamet 16-19) Dünyevi işlerde ise söylediği hadislerde hata edebiliyordu. Örneğin; ’‘Ey Nebi! Eşlerinin rızasını arayarak, Allah’ın sana helal kıldığı şeyi niçin kendine haram ediyorsun? Allah bağışlayan, esirgeyendir.’’ [66/Tahrîm 1] ayetinde Nebimiz eşleriyle tartışmış, siniri yatışmadan bir karar vermiştir. Bu kararın yanlış olduğunu Allah ona bildirirken ‘’Ey Nebi’’ hitabıyla seslenmiştir.
Nebi’nin kendi görüşüyle hata yapabileceğine diğer örnek ise yanına gelen kör bir adamı önemsememiş olmasıdır. Bu yüzden ikaz edilmiştir. ‘’Yüzünü ekşitti ve sırtını döndü. O kör geldi diye. Ne bilirsin, belki o arınır? Yahut bilgisini tazeler, böylece zikir ona fayda eder. Fakat kendini müstağni gören kişi. İşte sen ona yöneliyorsun. Temize çıkarmak senin vazifen değil. Halbuki bir gayretle sana gelen kişi. O huşu duyuyor(sevgi ve saygıyla Allah’tan korkuyor) Oysa sen onunla ilgilenmiyorsun. [80/Abese Suresi 1-10]
Diğer örnek ise savaş bitmeden esir alma meselesidir. Yine Nebi eleştirilmiştir. ‘’Bir nebi için yeryüzünde ağır basana kadar esirlerinin olması olmaz. Siz dünya malını istiyorsunuz, Allah ise ahireti istiyor. Allah üstündür, hikmetlidir. Allah tarafından geçmiş bir yazı olmasaydı, aldığınız şeyler sebebiyle mutlaka size büyük bir azap dokunurdu.’’ [8/Enfal Suresi 67-68]
Mutlak itaatin Nebi’ye olmadığına rivayetlerden delil getirmek de mümkündür. Hurma aşılama meselesinde peygamberimizin ‘’siz dünya işlerini benden iyi bilirsiniz’’ dediği ve ‘’kendi reyim konusunda ben de sizin gibi beşerim’’ dediği rivayet edilmiştir.
…Ben sizlere din konusunda birşey söyleyince onu hemen kabul edin ama rey nevinden birşey söylersem bende bir beşerim (yanılabilirim).
Peygamber hurma telkihi yapan bir topluluğa uğradı da onlara: ''Bunu yapmasanız da salah olurdu'' dedi. (İnsanlar da yapmadı) Neticede o sene kuruduğunda kabcıktan ibaret kalıveren adi hurma hasıl oldu. Resulullah onların yanına yine uğradı ve ''sizin hurmalar ne oldu? dedi. Hurma sahipleri: ''Sen böyle böyle söylemiştin'' dediler. Resulullah ''sizler dünya işinizi daha iyi bilirsiniz'' dedi. [Müslim: 43/Kitabu Fedail, Bab: 38, No: 140- 141]
"Dikkat edin, aranızda hüküm vermek için bana geliyorsunuz. Ancak ben de bir insanım. Olur ki, hasımlardan biri daha konuşkan, kendini haklı çıkaracak daha fazla deliller ortaya koyabilir. Ve ben de onun söylediklerini doğru kabul edebilir ve ona göre hüküm verebilirim. Eğer böyle bir durumda -onun dediklerine kanarak- bir kararla kardeşinin hakkı olan bir şeyi kendisine verirsem, sakın onu almasın. Çünkü, bu kararla ben ancak ona -kıyamet günü beraberinde getireceği- ateşten bir gömlek biçmiş olurum."(Ahmed b.Hanbel, VI/307).
Şu halde, her nebi resuldür ama her resul nebi değildir. Örneğin ''Resulullah: Allah'ın resulü'' dediğimiz kişi sadece insanlardan seçilmez. ''Allah meleklerden ve insanlardan resuller seçer. Şüphesiz Allah; işitendir, görendir.'' [22/ Hac Suresi 75] ayetinde meleklerden resuller olduğu haber verilmiştir. Melek resullere; Meryem'e insan suretinde görünen melek (19:19), amel defterimizi yazan melek resuller (43:80), ölüm melekleri (6:61) örnektir.
Ayrıca Yusuf peygambere kralın emriyle gelen kişiye de ''Kralın Elçisi'' anlamında Resul denmiştir. ''Kral dedi: Onu bana getirin. Böylece Resul ona gelince (Yusuf) dedi: Efendine dönde sor bakalım, ellerini kesen o kadınların durumu neymiş. Şüphesiz rabbim onların hilesini en iyi bilendir.'' [12/Yusuf Suresi 50] ayetinde Yusuf'a gelen elçi eski zindan arkadaşıdır. Arkadaşının rüyasını tevil ederek onun kurtulacağını haber vermiştir. Bu yorum doğru çıkmış, adam zindandan kurtulup kralın hizmetine geri dönmüştür. Yıllar sonra kral bir rüya görür. Yedi yıllık kıtlığın habercisi olan bu rüyanın yorumunu kimse yapamayınca hizmetçinin aklına Yusuf gelir. Onu önerir ve elçi olarak Yusuf'a dönüp durumu anlatır. Böylece Kralın Resulü olur.
Soru: 'Nebilik bitti ama resullük bitmedi, Allah her topluma resul göndermeye devam edecek'' diyenlere nasıl cevap vermeliyiz?
Cevap: Nebiler kendilerine inen kitabı tebliğ ederken resul olduğuna göre artık Allah tarafından gönderilmiş resullük de bitmiştir. Eğer devam ettiğini kabul edersek kendini Resul ilan ederek mutlak itaat isteyen şarlatanların önü açılmış olur. Ben Resulüm diyerek ortaya çıkanlar birilerinin maşası olarak dinin içini oyar. Bu sebeple artık görev olan resullük bitmiştir lakin peygamberin elçisi olarak görev yapabiliriz. İsa aleyhisselam'ın havarileri gibi, Muhammed aleyhisselam'ın sahabileri gibi bizler de peygamberin elçisi olarak ayetleri dünyaya yayabiliriz. Bunu yaparken de kendimizi seçilmiş kişi, Allahın elçisi olarak tanıtmayız. Zaten her müslümanın görevi de budur. Bir yanlışı eliyle, diliyle düzeltmektir. Öyleyse seçilmiş insan beklemeye, birilerini Allahın elçisi ilan ederek itaat farz olan elçilik türetmeye gerek yoktur.
Bumudin/04.08.2019
Herşey Kur'an'a dönük ama sondaki senin yorumun olmuş. "Eğer devam ettiğini kabul edersek kendini Resul ilan ederek mutlak itaat isteyen şarlatanların önü açılmış olur."
YanıtlaSilİyide buna biz karar veremeyiz ki. Bu sadece senin yorumun. Eğer Allah'ın taktiri geleceği yönündeyse Allah bu konuda elçisine ve iman edenlere yol gösterir. Zaten Allah'tan başka doğru yola kim rehberlik edebilir.
Referans: https://bumudin.blogspot.com/2019/08/nebi-ve-resul.html?m=1İyide buna biz karar veremeyiz.