Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

Çelişkili Hadis Örnekleri

Birbiriyle Çelişen Rivayetler

Hadisleri dinin kaynağı olarak görenler, kendi tercih ettikleri rivayetleri sahih kabul ederler. Bu rivayetleri insanlara anlatırken diğer hadisleri gizlerler. Çünkü bir konuda tam 3 farklı versiyon olabilmektedir. Bir hadis'e göre yasak olan diğer hadise göre serbesttir. Hadislerin vahiy olduğunu iddia ederek Kuran'dan başka kaynakları da kutsal kabul edenlere ''bunlardan hangisi sahih?'' diye sorsanız cevap veremezler veya bir tanesini kabul edip diğerlerine zayıf derler. Çünkü en sahih hadis kitabı dedikleri kitaplarda aynı konunun farklı versiyonları mevcuttur. Bu hadislerden dilediklerini seçerek yeni bir oluştururlar. Böylece hadisleri kutsayanların kendisi en büyük hadis inkarcısı olur. Birbiriyle uyumsuz çelişkili hadis örnekleri aşağıda verilmiştir.

Çelişkili Hadis Örnekleri


Peygamber haram koyabilir mi? 

Versiyon 1: Cahiliyye  halkı bazı şeyleri yerlerdi, bazı şeyleri de tik­sindiklerinden dolayı yemezlerdi. Derken yüce Allah, Peygamberini (sav) gönderdi ve Kitab'ını indirdi. Helâlini ve haramını açıkladı. Ar­tık onun haram kıldığı haramdır, helâl kıldığı da helâldir. Hakkında açıklama yapmadığı ise affedilmiştir. Sonra, "De ki: Bana vahyolunanda (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum'' âyetini sonuna kadar okudu. [Ebu Davud: Etime 30 (3800). Ravi: Ibn Abbas]

Versiyon 2:  Ebu Rafi'in babasına göre resulullah şöyle buyurdu: "Sakın sizden birini, emrettiğim ya da nehyettiğim bir husus kendisine ulaşınca koltuğuna yaslanmış bir halde "Benim aklım ermez. Biz Allah'ın Kitabında ne bulursak ona uyarız" derken bulmayayım." [Ebu Davud: Sünnet 5 (4605)]

"Şunu iyi biliniz ki bana Kur'an-ı Ke­rim ile birlikte benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun koltu­ğuna kurulan tok bir adamın size: Şu Kur'an lazımdır onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz (yeter), diye­ceği (günler) yakındır. Şunu iyi biliniz ki ehli eşek eti, yırtıcı (hayvan­lar) dan köpek dişli olanlar, (turistik gezi için gelen) anlaşmalıların kaybettiği mallar size helal değildir. Ancak sahibinin kendisine ihtiyaç duymadığı  yitik mallar bu hükmün dışındadır. Kim bir kavme misafir olursa o kavmin onu ağırlaması gerekir. Eğer ağırlamazlarsa, o mi­safir ağırlama hakkını alarak onları cezalandırabilir." [Ebu Davud: Sünnet 5 (4604). Ravi: El Mikdam İbn Ma'dikerib]

“Dikkat edin! Sizden biriniz koltuğuna kurulduğu halde benden bir hadis kendisine ulaşacak ta o kimse şöyle diyecek: Bizimle sizin aranızda Allah’ın kitabı var. Bu kitapla neyi helal olarak bulursak onu helal sayar, haram olan hususları da haram kabul ederiz. Gerçekten Allah Rasûlünün haram kıldığı bir şey Allah’ın haram kıldığı gibidir.” [Tirmizi: İlim 10 (2664) Ravi: Mıkdam b. Ma’dikerib]

Açıklama: Birinci versiyonda Kuran yeter diyen hadis, ikinci versiyonda ''Kuran yeter diyen sapıklar çıkacak'' demektedir. Aynı kitapta birbirini yalanlayan hadisler mevcuttur. Kuran'da ise peygamberimizin kendi hayatına bile haram koyamadığı bildirilmiştir. Tahrim suresi 1: ''Ey nebi! Niçin haram kılıyorsun Allah'ın sana helal kıldığı şeyi eşlerinin hoşnutluğunu arayarak. Allah affedici ve merhamet sahibidir.''

Tek ayakkabı ile yürünür mü?

Versiyon 1: Ebû Hüreyre’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sizden biriniz tek ayakkabısıyla yürümesin! Ya her iki ayağını da giyerek yürüsün veya iki ayağını da çıkartsın.” (Tirmizi: 25/Libas 34 (1774).

Versiyon 2: Âişe (r.a) şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.), bazen tek ayakkabıyla yürürdü.” (Tirmizi: 25/Libas 36 (1777).

Açıklama: Bu hadislerden birine göre Hz. Muhammed tek ayakkabı ile yürümeyin diyor, diğer hadise göre Hz. Muhammed kendisi tek ayakkabı ile yürüyor.

Kadınlar dövülür mü?

Versiyon 1: Hz. Ömer (ra) anlatıyor: "Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Erkeğe, hanımını ne sebeple dövdüğü sorulmaz." [Ebu Davud: Nikah 42, (2147). İbni Mace: Nikâh 51]

Versiyon 2: Ebû Hüreyre’den rivâyete göre Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Müminlerin iman bakımından en olgun olanları ahlak yönünden de en güzel olanlarıdır. Sizin iyileriniz kadınlarına iyi davrananlardır.” [Tirmizi: Reda 11 (1162). Ebu Davud: sünnet 15 (4682)]

Muaviye el-kuşeyri demiştir ki: Rasûlullah (s.a.)'ın yanına varıp; Hanımlarımız hakkında ne dersiniz? diye sordum da; "Yediklerinizden onlara da yediriniz, giydiklerinizden onlara da giydiriniz, onları dövmeyiniz ve kötülemeyiniz" buyurdu. [Ebu Davud: Nikah 40 (2144)]

Açıklama: Birinci versiyonda kadınları dövmeyi meşrulaştıran hadis, ikinci versiyonda kadınları dövmeyin diyor.

erkeğe karısını ne sebeple dövdüğü sorulmaz

Namaz kılanın önünden kadın geçerse ne olur?

Versiyon 1: İbn Abbâs'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Sizden biriniz, sütresiz namaz kılarsa, (önünden geçecek) köpek, eşek, domuz, yahudi, mecûsi ve kadın onun namazını bozar, bir taş atma mesafesi uzaklıktan geçerlerse namazı tamdır." [Ebu Davud: Salat 109 (704)]

Ebû Zer demiştir ki: Peygamber (sav) şöyle buyurdu. "Erkeğin önünde eğerin arka kemeri kadar bir nesne bulunmazsa eşek, kara köpek ve kadın namazi bozar. [Ebu Davud, Salat 109, (702)] [Tirmizi: Salat 253 (338)]

Versiyon 2: Hz.Âişe demiştir ki:"Bizi eşeklerle ve köpeklerle bir tutmanız ne çirkindir! Yemin ederim ki ben, önüne enlemesine uzanıp yatmış olduğum halde Peygamberin namaz kıldığını gördüm. Secde etmek istediği zaman ayağıma dürterdi. Ben de onları toplardım. Sonra secdeye varırdı." [Ebu Davud: Salat 111 (712). Buhari: Salat 108 (154)]

İbn Abbâs'dan der ki: Dişi bir merkebe binerek geldim. Ben o zaman ergenlik çağına yaklaşmıştım. Peygamber (s.a.) Minâ'da cemaatle namaz kılıyordu. Saffın birinin önünden eşekle geçtim ve indikten sonra otlasın diye onu salıverdim. Kendim de safa girdim. Bunu kimse kötü karşılamadı. [Ebu Davud: Salat 112 (715). Buhari: Salat 90 (128)]

Fazl İbn Abbas dan rivayet edilmiştir: Biz kendimize ait olan bir arazide bulunduğumuz sırada Peygamber (s.a.) Abbâs'la beraber yanımıza geldi. Önünde bize ait bir eşekle bir dişi köpek oynaşırken sütresiz olarak kırda namaz kıldı da onlara aldırmadı. [Ebu Davud: Salat 113 (718)]

Açıklama: Birinci versiyonda kadın eşek ve köpekle bir tutularak namaz kılanın önünden geçtiği takdirde namazı bozar denmiştir. İkinci versiyonda ise Hz. Aişe bu hurafeye sitem etmektedir. İki versiyon da sahih olarak sunulmaktadır.

namaz kılanın önünden


Uğursuzluk var mıdır?

Versiyon 1: Abdullah ibn Ömer anlatıyor: Resulullahtan şöyle işittim: "Uğursuzluk ancak üç şeyde: Atta, kadında, evde hâsıl olur" buyuruyordu. [Buhari: Cihad 47 (73)]

Bize Abdullah İı. Meslcme h. Ka'neb rivayet etti. (De­di ki) : Bize Mâlik b. Enes rivayet etti. H. Bize Yahya b. Yahya da rivayet etti. (Dedi ki) : Mâlike, İbni Şihâb'-dain dinlediğim, onun da Abdullah b. Ömer'in iki oğlu Hamza ile Sâlim'den, onların da Abdullah b. Ömer'den naklen rivayet ettikleri şu hadîsi okudum. Resûlüllah (sav) : «Uğursuzluk evde, kadında ve attadır.» buyurmuşlar. [Müslim: Selam 34 (115)]

Bize Ehu't-Tâhir ile Harmele b. Yahya da rivayet ettiler. (Dediler ki) : Bize İbni Vehb haber verdi. (Dedi ki) : Bana Yûnus İbuİ Şihâb'dan, o da Abdullah b. Ömer'in iki oğlu Hamza ile Sâlim'den, onlar da Abdullah b. Ömer'den naklen haber verdi ki : Resûlüllah (sav): «Hastalık bulaşması ve teşe'üm yoktur. Uğursuzluk ancak üç şeydedir. Kadın, at ve evde!» buyurmuşlar. [Müslim: Selam 34 (116)]

Bize Abdullah b. Mesleme b. Ka'neb rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Mâlik Ebû Hâzim'den, o da Sehl b. Sa'd'dan naklen rivayet etti. Sehl şöyle demiş; Resûlüllah (sav) uğursuzluğu kastederek : «Eğer varsa kadında, atta ve meskendedir» buyurdular. [Müslim: Selam 34 (119)]

Versiyon 2: Abdullah b. Mes'ud'dan rivayet olunmuştur: Rasûlullah (sav) üç defa, "Uğursuzluğa inanmak şirktir" buyurdu. Oysa bizden (kalbinde bu düşünce geçmeyen bir kimse ) yoktur. Fakat Allah bu duyguyu tevekkülle giderir. Ebu Davud: Tıp 24 (3910)

Sehl ibn Sad es Saidi anlatıyor: Resulullah ''Eğer herhangi bir şeyde uğursuzluk olsaydı; kadında, atta, meskende olurdu'' buyurmuştur. [Buhari: Cihad 47 (74). Müslim: Selam 34 (119)]

Abdullah ibn Umer şöyle demiştir: Peygamberin yanında uğursuzluğu zikrettiler. Bunun üzerine Peygamber (Sav): "Eğer herhangi bir şeyde uğursuzluk hâsıl olsaydı; evde, kadında ve atta olurdu" buyurdu. [Buhari: Nikah 18 (32)]

Enes'den rivayet olunduğuna göre; Peygamber (sav): "Hastalık bulaşması da yoktur, uğursuzluk da yoktur. Ben yararlı olan hayırlı ve uğurlu saymadan hoşlanırım. Yararlı olan hayırlı ve uğurlu saymak ise, güzel söz(lerle yapılan hayırlı yorumlar)dır" buyurmuştur. [Ebu Davud: Tıp 24 (3916)]

Açıklama: Birinci versiyonda ''Atta, kadında, evde uğursuzluk vardır'' diyen hadis, ikinci versiyonda ''uğursuzluk yoktur'' demektedir. Her ikisini de sahih olarak sunmuşlardır.



Hadis yazmak yasak mıydı?

Versiyon 1: Ebû Saîd el Hudrî (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Peygamber (s.a.v.)’den hadisleri yazmak hususunda izin istedik fakat bize izin verilmedi.” [Tirmizi: İlim 11 (2665)]

Bize Vekî, Sufyân'dan; o da Mutarrıf'dan; o da Şa'bî'den; o da Ebû Cuhayfe'den haber verdi. O şöyle demiştir: Ben Alî'ye: Sizin yanınızda (Rasûlullah'tan kalan) bir kitâb, yazılmış bir şey var mıdır? diye sordum. Alî (ra): ‘’Hayır, bizde Allah'ın Kitâbı'ndan, bir de müslümân olana verilen anlayıştan başka birşey yoktur. [Buhari: İlim 40 (52)]

“Biz hadis yazarken Hz. Peygamber yanımıza geldi ve ''yazdığınız şey nedir?'' dedi. ''Senden işittiğimiz hadisler'' dedik. Hz. Peygamber ''Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.” buyurdu. (El Hatib: Takyid, sayfa 33. Ravi: Ebu Hureyre)

Versiyon 2: Abdullah b. Ömer'den rivayet olunmuştur: Ben, muhafaza etme düşüncesiyle Rasülullah (sav)'dan işittiklerimin hepsini yazıyordum. Kureyş (kabilesinden bazı müslümanlar) "Rasülullah öfkeli halinde de sakin halinde de konuşan bir insan iken sen ondan duyduğunu yazıyor musun?" diyerek beni bundan menettiler. Ben de yazmaktan vazgeçtim ve bu durumu Rasülullah (s.a)'a anlattım. Parmağıyla ağzına işaret ederek; "Sen yaz, varlığım elinde olan Allah'a yemin olsun ki bundan haktan başkası çıkmaz" buyurdu. [Ebu Davud: İlim 3 (3546)]

Açıklama: Birinci versiyondaki peygamber hadis yazmayı yasaklıyor. İkinci versiyondaki peygamber ise hadis yazmaya izin veriyor. Hadislerde istediğiniz şey mevcut. Seçip beğenip alabilirsiniz. Lakin o zaman da Allahın şu sorusuna muhatap olursunuz: ''Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa sizin bir kitabınız var da ondan mı ders alıyorsunuz? Gerçekten onun içinde ‘’Beğenip seçtiğiniz şeyler sizindir’’ mi yazıyor?'' [Kalem Suresi 36-38]



Cuma namazından sonra kaç rekat kılınır?

Versiyon 1:
“Rasûlullah (s.a.v.), Cuma’dan sonra iki rekat sünnet kılardı.” (Buhârî, Cuma: 38; Nesâî, Cuma: 42)

Versiyon 2: “Cuma’dan sonra namaz kılmak isteyen dört rekat kılsın.” (Ebû Dâvûd, Salat: 236; Nesâî, Cuma: 44) .

Açıklama: Namazı hadislerden öğrendik diyenler şimdi cuma namazından sonra altı rekat kılıyor. Bu iki hadise de uymuyorlar.

Cuma günü duaların kabul olduğu vakit ne zaman?

Versiyon 1: Enes b. Mâlik (r.a.)’den rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü duaların kabul edileceği, beklenen saati; ikindiden sonra güneş batıncaya kadar ki zaman içerisinde arayın.” [Tirmizi: Cuma 354 (489)] (Nesâî, Cuma: 45; Muvatta, Cuma: 7)

Versiyon 2: Amr b. Avf el Müzenî (r.a.)’ın babasından ve dedesinden rivâyete göre, Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Cuma günü bir saat vardır ki; Kul Rabbinden ne isterse Allah mutlaka ona o isteğini verir.” Ey Allah’ın Rasûlü o saat hangi saattir dediler: Buyurdular ki: “Cuma namazı için kamet getirilmesinden başlayıp namazdan çıkma zamanına kadardır.” [Tirmizi: Cuma 354 (490)] (Muvatta, Cuma: 7)

Açıklama: Allah "dua edenin davetine icabet ederim" (Bakara 186) buyuruyor. O halde Cuma gününe özel bir kabulden değil, cuma gününde topluca edilen dua önemlidir. Hutbeden sonra okunan duaya cemaat hep birlikte amin dediği için ortak dilekler birleşir ve güzel bir ambians oluşur. Duanın kabul edildiği bir zamandan kasıt birlikte yapılan bu duadır.


Peygamber ayakta işedi mi?

Versiyon 1: Hayır, peygamber hiçbir zaman ayakta işemedi.

''Kim size Rasûlullah'ın ayakta küçük abdest yaptığını söylerse inanmayın. Rasûlullah çökmeden küçük abdestini yapmazdı.” [Tirmizi: Temizlik 8 (12) Ravi: Aişe. İbn Mâce: Tahara 14. Nesâî: Tahara 25]

Versiyon 2: Evet, peygamber ayakta işedi.

“Rasûlullah (s.a.v.), bir toplumun çöplüğüne geldi ve orada ayakta küçük abdest bozdu. O’na abdest suyu getirmiştim oradan ayrılırken beni çağırdı topuklarına kadar yaklaşmıştım. O zaman abdest aldı ve mestleri üzerine meshetti.” [Tirmizi: Temizlik 9 (13) Ravi: Huzeyfe. Nesâî: Tahara 24. İbn Mâce: Tahara 13]

Açıklama: Aynı kitapta geçen bir hadiste ''peygamber ayakta işemezdi, işedi diyen varsa yalancıdır'' derken diğer hadiste ''peygamberin ayakta işediğini gördüm'' diyen birisi vardır. Bu hadisler de  hadislerin çelişkisine bir örnektir.

Peygamber abdest alırken uzuvlarını kaç kere yıkadı?

Versiyon 1: Bir kere yıkadı.

İbn Abbas'dan naklen, “Rasûlullah (s.a.v.) tüm organlarını birer defa yıkayarak abdest aldı.” [Tirmizi: Temizlik 32: (42); Buhârî: Vudu 23);  İbn Mâce: Tahara 45]

Versiyon 2: İki kere yıkadı.

“Rasûlullah, tüm organlarını ikişer sefer yıkayarak abdest aldı.” [Tirmizi: Temizlik 33: (43) Ravi: Ebu Hureyre; Buhari: Vudu 24, İbn Mâce: Tahara 47. Ebû Dâvûd: Tahara 53)]

Versiyon 3: Üç kere yıkadı.

“Rasûlullah (s.a.v.) tüm organlarını üçer kere yıkayarak abdest aldı.” [Tirmizi: Temizlik 34 (44) Ravi: Ali; Buhari: Vudu 25; Ebû Dâvûd: Tahara 52; İbn Mâce: Tahara 46)

Versiyon 4: Yüzünü üç kere, kollarını iki kere yıkadı.

Abdullah b. Zeyd'den naklen: “Rasûlullah abdest aldı: Yüzünü üç kere, kollarını ikişer kere yıkayıp başını mesh etti ve ayaklarını da ikişer defa yıkadı.” [Tirmizi: Temizlik 36: (47)]

Açıklama: Hadislere göre peygamberimizin abdest alırken yüzünü, kollarını, ayaklarını kaç kere yıkadığı belli değildir. Bir kere diyen var, iki kere diyen var, üç kere diyen var. Dördüncü versiyonda ise Kuran'a göre abdest alıyor ve ağzına-burnuna su vermiyor, kulağını ve ensesini yıkamıyor.

Uyuyup uyanınca abdest tazelemek gerekir mi?

Versiyon 1: Evet, uyuyunca abdest tazelemek gerekir.

İbn Abbâs’dan rivayete göre, bizzat kendisi Rasûlullah secde ederken horlayacak şekilde uyuyup sonra kalkıp namaz kıldığını gördü ve: “Ya Rasûlullah! Sen gerçekten uyumuştun” dedi. Bunun üzerine Rasûlullah: “İstirahat için yatarak uyuyana abdest gerekir, çünkü kişinin uzandığı zaman mafsalları gevşer” buyurdu. [Tirmizi: Temizlik 57 (77) Ravi: İbn Abbâs. Müslim: Hayz 6. İbn Mâce: Tahara 62)

“3650 - Hz. Ali (ra) anlatıyor: "Gözler, halkanın bağıdır, öyleyse uyuyan abdest alsın." [Ebu Dâvud, Tahâret 80, (203)]

Versiyon 2: Hayır, uyuyunca abdest tazelemek gerekmez.

“Enas bin malik'ten rivayete göre, Rasûlullah’ın ashabı uyurlar sonra kalkıp abdest almadan namaz kılarlardı.” [Tirmizi: Temizlik 57 (78); İbn Mâce: Tahara 62; Ebû Dâvûd: Tahara 79)

“3648 - Hz. Enes (ra) anlatıyor: "Resulullah'ın ashabı uyurlar, sonra abdest almadan namaz kılarlardı: (Enes'ten bunu rivayet eden) Katade'ye: "Bu sözü Enes'ten bizzat işittin mi?" diye sorulmuştu: "Vallahi evet!" diye te'yid etti." (Müslim, Hayz 125, (376); Ebu Dâvud, Tahâret 80, (200); Tirmizi, Tahâret 58, (78).

İbni Abbastan rivayete göre Resulullah bir gece uyudu hatta horladı. Sonra uyanıp (abdest tazelemeden) namaz kıldı. [Buhari: 3/Vudu, Bab 5, No: 4, Sayfa 290, Cilt 1, Ötüken Neşriyat 1987]

Açıklama: Birinci versiyonda uyuyunca abdest tazelemek gerekir diyen hadis, ikinci versiyonda sahabelerin uyuyunca abdest tazelemediğini söylemektedir. Bu konuda da hadisler birbiriyle çelişmektedir.

Kadının artırdığı suyla abdest alınır mı?

Versiyon 1: Hayır alınmaz.

Gifar oğullarından bir adam (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah, kadının abdestinden artan su ile abdest almayı yasakladı.” [Tirmizi: Temizlik 47 (63). Ebû Dâvûd: Tahara 40. Nesâî: Miyah 12]

Versiyon 2: Evet alınır.

Rasûlullah’ın hanımlarından biri Cefne gusletti. Rasûlullah o kaptan abdest almak isteyince “Ya Rasûlullah! Ben cünüp idim.” Bunun üzerine Rasûlullah şöyle buyurdu: “Su cünüp olmaz yani pislenmez.” [Tirmizi: Temizlik 48 (65) Ravi: İbn Abbâs. İbn Mâce: Tahara 33. Ebû Dâvûd: Tahara 35]

Açıklama: Birinci versiyonda peygamber, kadının artırdığı suyla abdest almayı yasaklıyorken ikinci versiyonda kadının gusul abdestinden artan suyla abdest alıyor.

Ateşte pişen yemek abdesti bozar mı?

Versiyon 1: Evet bozar.

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Ateşte pişen şeylerden dolayı abdest almak gerekir, hatta peynir parçası bile olsa.” Bunun için Ebû Hüreyre, İbn Abbâs’a sordu: “Ey Ebû Hüreyre! Yağ yesek sıcak su içsek bile abdest almamız gerekir mi?” Ebû Hüreyre: “Ey kardeşçiğim! Rasûlullah (s.a.v.)’den bir hadis işittiğinde ona karşı çıkmak için değişik misaller getirmeye kalkma.” [Tirmizi: Temizlik 58 (79) Ravi:  Ebû Hüreyre. Müslim: Hayz 24. İbn Mâce: Tahara 65)

Versiyon 2: Hayır bozmaz.

“Rasûlullah (s.a.v.) ile beraber iken Ensâr’dan bir kadının evine girdik. Kadın ona bir koyun kesti. Rasûlullah (s.a.v.), onun etinden yedi. Sonra bir tabak yaş hurma getirdi ondan da yedi sonra öğle namazı için abdest alıp namazını kıldı. Sonra tekrar o kadının yanına geldi de kadın öğleden önceki yenilen koyun etinin parçalarından biraz daha et getirdi Rasûlullah (s.a.v.)’de ondan yedi ve abdest almadan ikindi namazını kıldı.” [Tirmizi: Temizlik 59 (80) Ravi: Câbir. Müslim: Hayz 24. İbn Mâce: Tahara 66)

Açıklama: Ateşte pişen yemekle abdestin ne alakası varsa, hadis uyduranlar müslümanların aklıyla dalga geçmek için bu saçmalığı da uydurmuştur. Bir hadiste ateşte pişen yemeğin abdesti bozduğu söylenirken diğer hadiste ateşte pişen yemeğin abdesti bozmadığı söylenmiştir.

At eti yenir mi? 

Versiyon 1: Peygamber at yemeyi yasakladı.

Rasûlullah; atların, katırların ve eşeklerin etlerini yemeyi ya­saklamıştır. [Ebu Davud: Yiyecekler 25 (3790) Ravi: Halid bin Velîd. Nesai, Sayd 30, (7, 202)]

Rasûlullah ile birlikte Hayber savaşına katılmıştım. Yahudiler gelip, halkın ağıllarına koşuştuklarını (peygambere) şikâyet ettiler. Rasûlullah da: "Dikkatli olun! Anlaşmalı olarak müslüman topraklarında ya­şayan gayri müslimlerin malları haksız yere he­lâl olmaz. Ehli eşek (eti) size haram olduğu gibi at ve katır da haram­dır. Yırtıcı hayvanlardan her köpek dişli ile kuşlardan her pençeli de." buyurdu. [Ebu Davud: Yiyecekler 32 (3806) Ravi: Halid bin Velîd]

Versiyon 2: Peygamber at yemeye izin verdi.

Rasûlullah, Hayber günü bize eşek etini ya­sakladı, at etini yememize izin verdi. [Ebu Davud: Yiyecekler 25 (3788) Ravi: Câbir bin Abdillah]

389- Esmâ Bintû Ebi Bekr radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Biz, Resûlullah zamanında bir at kestik. O zaman Medine’de idik. Hepimiz onu yedik.” (K.S. 3915 C.11 S.155 Akçağ, alıntıları: Buhari, Sayd 24,27; Müslim, Sayd 36,(1942); Nesâi, Dahâya 33,(7,231)

Câbir (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.) bize at etlerinden yedirdi ve bizi eşek eti yemekten yasakladı.” (İbn Mâce, Zebaih: 12; Nesâî, Sayd: 29)

390- Câbir anlatıyor: “Heyber(in fethi) zamanında at ve vahşi eşek yedik. Resûlullah ehli eşek(etin)i yasakladı ve ata müsaade etti.” (K.S. 3916 C.11 S.156 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Et’ime 26,(3788); Nesâi, Sayd 32, (7,205); Tirmizi, Et’ime 5,(1794)

Açıklama: Birinci versiyonda at yemenin haram olduğu söyleniyorken ikinci versiyonda at yemenin helal olduğu söylenmiştir. Bu konuda da birbirini yalanlayan hadisler mevcuttur.

Sırtlan eti yenir mi?

Versiyon 1: İbn ebî Ammâr (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: Câbir’e, sırtlan; av hayvanı mıdır? diye sordum. Evet dedi. Onun etinden yiyebilir miyim? Dedim. Evet dedi. Rasûlullah (s.a.v.) mi böyle buyurdu dedim. Evet dedi. (Ebû Dâvûd, Et’ıme: 31; Nesâî, Sayd: 27; İbn Mâce: Sayd: 15)

Versiyon 2:
Huzeyme b. Cez’ (r.a.)’den rivâyete göre, şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a.v.)’e sırtlan eti yemenin hükmünü sorduğumda: “Sırtlan eti yiyen var mı?” buyurdular. Sonra kurt eti yemenin hükmünü sordum: “Hayırlı kimseler kurt eti yer mi?” buyurdular. (İbn Mâce: Sayd: 14, Tirmizi, Et'ime 4, (1739)

3905 - Ebu Sa'lebe el-Huseni radiyallahu anh anlatiyor: "Resulullah (sav) vahşi hayvanlardan kesici diş (kopek dişi) taşıyanların hepsini yasakladı." Muslim, Ebu Davud ve Nesai, Ibnu Abbas'tan gelen bir rivayette su ziyadeyi kaydederler: "Her bir pence sahibi kusu da..." Buhari, Zebaih, 29; Muslim, sayd 12-16 (1932, 1933); Tirmizi, Et'ime 1, (1477, 1478, 1479); Ebu Davud, Et'ime 33, (3802, 3803, 3805); Ibnu Mace, Sayd 13, (3232, 3234); Nesai, Sayd 30, 31, (7, 202, 204).

Peygamberimiz Çekirge Yemiş Midir?

Versiyon 1: “Resulullah’a çekirgeden sorulmuştu. ‘Onlar, Allah’ın en kalabalık ordularıdır. Onu ne yerim ne de haram kılarım’ buyurdular.” (Ebu Davud, Et’ime 35, (3813); İbn Mace, Sayd 9, (3219).

Versiyon 2: “Resulullah ile beraber (altı veya yedi sefer) gazveye çıkmıştık. Gazve esnasında birlikte çekirge yedik.” (Buhari, Sayd 13; Müslim, Sayd 52, (1952); Tirmizi, Et’ime 22, (1822, 1823); Ebu Davud, Et’ime 35, (3812); Nesai, Sayd 37, (7, 210).

Kertenkele Öldürmek Sevap Mıdır?

Versiyon 1: (4947)- Sad İbn Ebi Vakkas anlatıyor: Resulullah kelerin öldürülmesini emretti ve onu fasık diye isimlendirdi. [Müslim: Selam 144 (2238). Ebu Davud: Edeb 176 (5262)]

Versiyon 2: (4946)- Hz. Aişe anlatıyor: Resulullah keler için fasık dedi ama öldürün diye emrettiğini işitmedim. [Buhari: Bed'ul Halk 14, Cezaus Sayd 7. Müslim: Selam 145 (2239). Nesai: Hacc 115 (5/209)]

İki versiyon da sahih hadis kitaplarında yer alıyor. Bu çelişkiyi görememiş olacaklar ki ikisine de sahih deyip kitaplarına almışlar.

Ayakta su içilir mi?

Versiyon 1: Ayakta su içiliebilir.
372- İbnu Ömer (radıyallahu anhumâ) anlatıyor: “Biz, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) devrinde yürürken yer, ayakta iken içerdik.” (K.S. 2243 C.8 S.104 Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Eşribe 11,(1881); İbnu Mâce, Et’ime 25,(3301)

373- Kebşetu’l-Ensâri anlatıyor: “Resûlullah yanıma gelmişti. (Duvarda) asılı olan bir kırbanın ağzından ayakta su içti. Ben hemen kırbaya gidip ağzını kestim.” (K.S. 2247 C.8 S.107 Akçağ, alıntıları: Tirmizi, Eşribe 18,(1893); İbnu Mâce, Eşribe 21,(3423).)

Hz. Ömer, Hz. Osman ve Hz. Ali (ra) ayakta oldukları halde (su) içiyorlardı. (Muvatta, Sıfatu'n-Nebi 13, (2,925)

371- İbnu Abbâs (radıyallahu anhümâ) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissâlatu vesselâm)’a zemzemden sundum ayakta olduğu halde içti.” (K.S. 2241 C.8 S.104 Akçağ, alıntıları: Buhâri, Eşribe 16, Hacc 76; Müslim, Eşribe 120,(2027); Tirmizi, Eşribe 12,(1883); Nesâi, Hacc 165, (5,237)

Versiyon 2: Ayakta su içilemez.
 374- Ebu Hüreyre (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) şöyle buyurdular: “Sizden kimse sakın ayakta içmesin. Kim unutarak içerse hemen kussun.” (K.S. 2246 C.8 S.106 Akçağ, alıntısı: Müslim, Eşribe 116, (2026)

Efendi kimdir?

Versiyon 1: “Ben Âdem’in çocuklarının efendisiyim. (Ebu Davud, Sünnet, 12)

"Övünmek için söylemiyorum, ama ben (dünyada ve ahirette) Ademoğullarınm efendisiyim. Kıyamet günü yer yarıldığında ondan ilk çıkacak olan benim. İlk olarak şefaat edip şefaati kabul olunacak da benim. O gün livâü'l-hamd sancağı elimde olacak ve onun altında Âdem ve ondan sonra gelenler (müminler) bulunacak." (Tirmizî, Menâkıb, 1, Tefsir, 18; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 1/282)

Versiyon 2:
5355 – Mutrıf İbnu Abdillah, babası radıyallahu anh’tan naklediyor: “Benî Âmir heyetiyle Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm’ın yanına gitmiştik. “Sen bizim efendimizsin!” diye hitap ettik. “Efendi, Allah’tır!” buyurdular. Biz: “Fazilette en ileride olanımız, mertlikte en başta gelenimizsin!” dedik. Bize: “Söylediğinizin hepsi bu veya buna yakın bir söz olsun. Şeytan sizi (mübalağalı medihlerde) koşturmasın!” buyurdular.” Ebu Dâvud, Edeb 10, (4806).

Cennete İlk Kim Girecektir?

Versiyon 1: Cennete ilk girecek kişi Bilal!
“Ey Bilal! Ne ile benden önce cennete girdin? Her ne zaman cennete girdiysem, her seferinde önümde senin hışırtını işittim. Dün gece de cennete girmiştim, önümde (yine) senin hışırtını duydum. (Tirmizi, Menakıb, (3690).

Versiyon 2: Cennete ilk girecek kişi Ebubekir!
“Ey Ebu Bekir, ümmetimden cennete ilk girecek kimse olman sana yetmez mi!” Ebu Davud, Sünnet, 9, (4652).

Versiyon 3: Cennete ilk girecek kişi Ömer!
5976 - Hz. Ubey Ibnu Ka'b (ra) anlatiyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki:“Hakk’ın musafaha ettiği ilk kimse Ömer’dir. İlk selam verdiği kimse de odur. İlk elinden tutup cennete koyacağı kimse de o olacaktır. (İbrahim Canan, Kutub-i Sitte Tercüme ve Şerhi, Akçağ Yayınları: 16/504.)

Bulaşıcı Hastalık Yok Mudur?

Versiyon 1: “Hastalık türünden hiçbir şey hiçbir şeye sirayet etmez/bulaşmaz. (Tirmizi, Kader 9, (2144).

Versiyon 2: “Adva (hastalık bulaşması), safer (aç kurt/aç yılan saldırması), hame (uğursuz kuş veya intikamını almamış ruhun kötülük yapması) diye bir şey yoktur.” Buhari, Tıbb 54; Müslim, Selam 101, (2220); Ebu Davud, Tıbb 24, (3911-3915).

Versiyon 3: “Bir yerde veba çıktığını duyarsanız oraya girmeyiniz, bulunduğunuz yerde veba çıkmışsa oradan ayrılmayınız.” (Buhari, Tıbb 30, Enbiya 50, Hiyel 13; Müslim, Selam 92, (2218); Tirmizi, Cenaiz 66, (1065) Versiyon 4: “Hastalıklı olan, sakın sıhhatli olanla beraber olmasın.” (Buhari, Tıbb, 54; Müslim, Selam, 104.)

Tebliğden para alınır mı?

Versiyon 1:
433 - Imran Ibnu Husayn (ra)'in anlattigina gore, Imran, Kur'an okuyan, arkasindan da buna mukabil halktan dunyalik taleb eden birisine rastlamisti. "Inna lillahi ve inna ileyhi raci'un, deyip arkasindan su aciklamayi yapti: "Hz. Peygamber (sav)'in soyle soyledigini isittim: "Kim Kur'an okursa (isteyecegini) Allah'tan istesin. Zira bir takim insanlar zuhur edecek, onlar Kur'an okuyup, okuduklari mukabilinde halktan (dunyalik) isteyecekler." (Tirmizi, Sevabu'l-Kur'an 20, 2918)

Versiyon 2:
Ibn Abbâs anlatıyor: Peygamber(sav) "Karşılığında ücret aldığınız işlerin en haklı olanı Allah'ın Kitabı'dır" buyurdu. (Buhari, İcare 16)

Versiyon 3:
5751 - Ubade İbnu's-Sâmit radıyallahu aanh anlatıyor: "Ben ehl-i Suffa'dan birkısım insanlara yazı ve Kur'ân'ı öğretmiştim. Onlardan bir adam bana bir yay hediye etti. Ben de: "(Bu yay) benim için (büyük) bir mal değil, onunla Allah yolunda atış yaparım, gidip Resûlullah Aleyhissalâtu vesselâm'a soracağım" dedim. Gidip sordum: "Ey Allah 'ın Resûlü! dedim. Kendilerine yazı ve Kur'ân öğrettiğim kimselerden biri bana bir yay hediye etti. Bu benim için bir mal da değil. Ben onunla Allah yolunda atış yaparım!" dedim. Aleyhissalâtu vesselâm bana: "Eğer ateşten bir takı takınmayı seversen kabul et!" diye cevap verdi." (Ebu Dâvud, Büyü' 37, (3417)

Kadir Gecesi ne zaman?

Versiyon 1: “Kadir gecesini Ramazan’ın son on gününde arayın. Buhari, Fadlu Leyletü’l-Kadr 3, İ’tikaf 1, 14; Müslim, İ’tikaf 5, (1172); Tirmizi, Savm 71, (790); Nesai, Mesacid 18, (2, 44); Ebu Davud, Sıyam 77, (2462, 2464); İbn Mace, Sıyam 59; (1771).

Versiyon 2: Öyleyse Kadir gecesini aramak isteyen son yedide arasın. Buhari, Teheccüd 21, Leyletü’l-Kadr 2; Müslim, Sıyam 205, (1165).

Versiyon 3: “Kadir gecesini (Ramazan’ın) yirmi dördünde arayınız.” Buhari, Leyletü’l-Kadr 3.

Versiyon 4: Kendisinden başka ilah olmayan Zat-ı Zülcelal’e yemin olsun, Kadir gecesi Ramazan ayındadır. Ve o gece, Resulullah’ın bize kalkmamızı emrettiği gecedir, o da yirmi yedinci gecedir. Bunun emaresi, o gecenin sabahında güneşin beyaz ve ışınsız olarak doğmasıdır.” Müslim, Müsafirin 179, (762).

Peygamberimizden Sonra İlk Vefat Eden Eşi Kimdir?

Versiyon 1: Peygamberimizin ardından vefat eden ilk eşi Sevde’dir. Buhari, Zekat 11; Nesai, Zekat 59, (5, 66, 67).

Versiyon 2: peygamberimizin ardından vefat eden ilk eşi Zeyneb (Bintu Cahş)’tir. Müslim, Fezailü’s-Sahabe 101, (2452).

Uğursuzluk var mı?

Versiyon 1: Uğursuzluk ancak üç şeydedir: Atta,kadında ve evde.” Buhari, Cihad, 47; Nikâh, 18; Tıp, 43,54; Müslim, Selam, 115; İbn Mace, Nikâh, 55; Tirmizi, Edeb, 58.

Versiyon 2: Eğer herhangi bir şeyde uğursuzluk olsaydı, atta, kadında ve evde olurdu. Buhari, Cihad 47, Nikâh 17; Müslim, Selam 119, (2226).

Versiyon 3: “Uğur, kadında, atta ve evdedir” Tirmizi, Edeb 58; İbn Mace, Nikâh 55.

Cuma namazının farzını kıldıktan sonra ne yapılır?

Versiyon 1: “Resulullah şöyle buyurdu: Biriniz Cuma’nın farzını kılınca, ardından dört rekât namaz daha kılsın.” Müslim, Cum’a 67-69; Ebu Davud, Salat 238; Tirmizi, Cum’a 24; Nesai, Cum’a 42; İbn Mace, İkamet 95.

Versyon 2: “Peygamber Cuma’nın farzından sonra evine gitmedikçe namaz kılmazdı. Sonra evinde iki rekat namaz kılardı.” Müslim, Cum’a 71; Buhari, Cum’a 39; Nesai, İmamet 64; Cum’a 43.

Versiyon 3: Resulullah bize, konuşmadıkça veya mescitten çıkmadıkça farz namaza bir başka namazı eklememeyi emretti. Müslim, Cum’a 73.

Öğlen namazının sünneti kaç rekat? 

Versiyon 1: (Ümmü Habîbe): “Resulullah şöyle buyurdu: Bir kimse öğle namazının farzından önce dört, farzından sonra da dört rekat sünneti devamlı olarak kılarsa Allah Teâlâ onu cehenneme haram kılar. Ebu Davud, Tatavvu 7; Tirmizi, Salât 200; Nesai, Kıyâmü’l-leyl 67; İbn Mace, İkamet 108.

Versiyon 2: (İbni Ömer): “Resulullah ile beraber öğle namazının farzından önce iki, farzından sonra da iki rekat namaz kıldım. Buhari, Teheccüd 29, 34; Müslim, Müsafirin 104; Tirmizi, Salât 189, 199, 205; Nesai, Kıyâmü’l-leyl 66; İbn Mace, İkamet 100

Peygamber soğan yer mi?

Versiyon 1:
398- Hz. Câbir radıyallahu anh anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki: “Kim sarımsak veya soğan yerse bizden uzak dursun -veya mescidimizden uzak dursun- evinde otursun.” Bazen Resûlullah aleyhissalâtu vesselâma içerisinde yeşil sebzeler bulunan tencere getirilirdi de onda koku bulunur ve (ne olduğunu) sorardı. Kendisine sebze nev’inden ne olduğu haber verilince, tencereyi, beraberindeki arkadaşlarından birin göstererek ona vermelerini söylerdi. Aleyhissalâtu vesselâm, onun yemekten çekindiğini görünce: “Sen bana bakma, ye! Zira ben senin gibi değilim, senin konuşmadığın (meleklerle) konuşuyorum” derdi.” (K.S. 3926 C.11 S.166 Akçağ, alıntıları: Buhâri, Et’ime 49, Salât 160, İ’tisâm 24; Müslim, Mesâcid 73,(564); Ebû Dâvud, Et’ime 41,(3822); Tirmizi, Et’ime 13,(1807); Nesâi, Mesâcid 16(2,43).)

Versiyon 2:
399- Ebu Ziyâd Hıyâr İbnu Seleme anlatıyor: “Hz. Aişe radıyallahu Anhâya soğan hususunda sordum. Şu cevabı verdi: “Resulullah aleyhissalâtu vesselâmın en son yediği yemekte soğan vardı.” (K.S. 3928 C.11 S.167 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Et’ime 41,(3829).)

Böcek Yenir mi?

Versiyon 1:
401- İbnu Abbâs radıyallahu anhümâ anlatıyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm öldürülmek için hedef ittihaz edilmiş (ve mücesseme denilen) hayvanın yenilmesini, pislik yiyen (ve cellâle dene) hayvanın yenilmesini, sütünün içilmesini ve su tuluğunun ağzından su içilmesini yasakladı.” (K.S. 3918 C.11 S.157 Akçağ, alıntıları: Ebû Dâvud, Et’ime 25,(3786); Tirmizi, Et’ime 24,(1826); Nesâi, Dahâya 44,(7,240).)

402- Zehdem İbnu Mudrib anlatıyor: “Ebu Musa radıyallahu anh’a bir tavuk getirilmişti. Cemaatten birisi ayrıldı. (Ebu Musa): “Neyin var? diye sordu. Adam: “Ben onu (pis şeyler yerken gördüm ve tiksindim ve yememeye yemin ettim” cevabını verdi. Bunun üzerine Ebu Musa: “Yanaş ve ye! Zira ben, Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmı (cellâleyi) yerken gördüm” dedi ve adama yemini için kefarette bulunmasını emretti.” (K.s. 3919 C.11 S.157-158 Akçağ, alıntıları: Buhâri, Zebâih 26, Humus 15, Meğazi 74, 78, Eymân 1, 4, 18, Kefâret 9,10,Tevhid 56, Müslim,Eymân 9,(1649); Nesâi, Sayd 33,(7,206)

Versiyon 2:
403- Hilkâm İbnu Telib rahimehullah babasından naklediyor: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâmla arkadaşlık yaptım, yeryüzündeki haşerelerden herhangi birini haram ettiğini hiç işitmedim.” (K.S.3920 C.11 S.159 Akçağ, alıntısı: Ebû Dâvud, Et’ime 30, (3798).)


1 yorum:

  1. Bunlar cahilce, kopyala yapıştır şeklinde ilimsiz, zaman ve olaylar gözetilmeksizin atılan koca bir iftiradır.. aklı olan araştırır..

    YanıtlaSil

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?