Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

Buharide uydurma hadisler! Sahihi Buhari Deşifresi!

Uydurma hadisler

Buhari saçma hadisler!

"Atını kandıran adamdan hadis almazdı, hadis yazmadan önce zemzem suyuyla abdest alırdı, her hadisi Allaha sorup rüyada teyit ederdi, Kurandan sonraki en sahih kitap..." gibi anormal övgülerle yüceltilen ve içinde hiçbir hurafe barındırmadığı iddia edilen Sahihi Buhari kitabını inceledik ve Kuran ile kıyasladık. Sonuçta bu övgülerin yersiz olduğunu ve peygamberin ağzından çıktığı iddia edilen sözlerin Kurana zıt, hatta dini bozan söylentiler olduğunu gördük.

Günümüzde müslümanlıktan mü'minliğe terfi edememiş ve düşünme yetisini yitirmiş, kulaktan dolma söylentilerle yetinmiş bazı kesimlere "Buhari" dendiği zaman akan sular durmakta, Kuran gibi vahiy olduğunu iddia etmekte, adı geçince salavat çekecek kadar değer vermekte, peygamber gibi görmektedir. İşte bu bozulma tarih boyunca devam etmiş, günümüzde ise ayyuka çıkmıştır. Öyle bir bozulma ki Kuranı hatim ederek sevap kazanan müslümanlar artık Buhariyi hatim ederek sevap umar hale gelmiştir ve neredeyse namazda bile Buhari okuyacaklardır. Buna da tarikatlar ve hurafeci hocaları sebep olmuştur. (Bak: Cübbeli Ahmet Hurafeleri)

Peygamberimizden 178 yıl sonra yani 810 yılında Özbekistan'ın Buhara şehrinde doğup büyümüş bir adam, gazetecilik mesleğine merak salarak Medineye gelir. Doğup büyümesini de hesaba katarsak peygamberin vefatından 200 yıl sonra Medineye gelen Buhari, burada din alimlerinden hadisler dinler, halk ile roportajlar yapar. Aylar sonra elinde 600.000 tane hadis olur ve tüm bunları kitaba yazmak imkansızdır. Bunun için kendince bir elemeden geçirir ve 7.300 tanesini beğenir, geri kalan 592.700 hadisi sobada yakar. Bu beğendiklerini "Sahihi Buhari" adıyla piyasaya sürer ve müslümanlara "buyrun size peygamberin sözlerini derledim, 200 yıldır yapılmamış bir eksikliği giderdim, bir teşekkür edersiniz artık" der.

Aradan 200 yıl geçtiği için insanlar peygamber sözlerinin derlendiği bir kitap görünce mutlu olurlar ancak bilmezler ki bu kitap söylentilerin derlenmesidir ve kişisel bir eleme ile 600 bin hikayeden 7 bin hikayeye düşürülmüştür. Buharinin beğenmeyip elediği hadisleri ise başkaları kitap haline getirmiştir. Aynı dönemde yaşayan Müslim de böyle bir eleme yaparak bazı hadisler yazmıştır ve ortaya "Buhari ve Müslimin ittifak ettiği hadisler" isimli yeni kitap çıkmıştır. İttifak etmedikleri ise "ben bunu uydurma olarak görüyorum ve kitabıma almıyorum" dediklerini ortaya koymaktadır. Yani hadisler kişiye göre değişen sahihlerdir. Buhariye göre sahih olan bir hadis, Müslime göre uydurmadır. Müslime göre sahih olan hadis de Buhariye göre uydurmadır ve kitabına almamıştır.

Hal böyle iken, hadisler kişiye göre değişen sahihler iken kim diyebilir ki bu kitaplar Kurandan sonraki kutsallardır, içinde hiç hurafe yoktur diye? Hiçbir aklı selim mü'min rivayet kitaplarını Kuran gibi kutsamaz, vahiy gibi görmez. Ancak M.S 830 yıllarındaki dini anlayışı derleyip toparlayan bir çalışma olarak görülebilir. O dönemde yaşayan insanların doğru veya yanlış inançları, munafıkların yaydığı iftiralar, çocuk avutmak için anlatılan dinselleştirilmiş masallar karşımıza hadis kitaplarında çıkmaktadır.

Şimdi Buharide geçen uydurma hadislere örnek verelim, söylentilerin derlenmesi ve kişiye göre değişen sahihler olan hadis kitaplarının gerçek yüzünü görelim.

Buhari'de Geçen Uydurma Hadisler!

1) Peygamberin tükürüğünü kapışan sahabeler
2) Cehennemden çıkış inancı
3) Kuran anlatıp para almak
4) Kertenkele öldürüp sevap ummak
5) Maymunun zina ettiğini sanmak
6) Ayeti keçi yedi Kuran eksildi iftirası
7) Din değiştireni öldürmek
8) Sanatı haram etmek
9) Kadınları cehenneme göndermek
10) Dünyanın balığın sırtında olması
11) Allahın bacağını açması
12) Allah zamandır iddiası
13) Peygamberi unutkan göstermek
14) Sorguya çekilenler cehennemlik ilan etmek
15) Ailesi ağlayınca ölüye azap edilmesi
16) Ayın yarılması
17) Sahabelere azil iftirası
18) Acve hurması yiyen zehirlenmez
19) Güneş çarpmasına karşı deve sidiği


1) Peygamberin tükürüğünü kapışan sahabe

İddia: Vallahi Muhammedin ashabı, O ağzından birşey tükürdüğü zaman tükürük yere düşmeden önce havada yakalayıp bereket için yüzlerine ve vücutlarına sürerlerdi. (Buhari, Şurut 15)

Cevap: Peygamberin tükürüğünü kapışan sahabe masalı, insanların mesaja değil mesajı getiren elçiye odaklanmasını sağladığı için gizli putlaştırmaya sebep olmaktadır. Bu iddianın amacı peygamberi melek gibi gösterip onun adına düzülen yalanları kabul ettirmektir. Sahabelerin bile sümkürüğünü kapıştığı insanın bu hadisini nasıl kabul etmezsin diyerek putlaştırmaya gitmişlerdir.

Yani parmağın işaret ettiği yere bakmayıp parmağa takılı kalmışlardır. Peygamberimiz parmağıyla deveyi işaret etse bu zihniyet "ne mübarek parmak, yumuşacık teniyle nasılda işaret ediyor" diyerek alakasız yorumlar yaparlar. Peygamberimiz "işaret ettiğim yere bakın avanaklar" dese hurafeciler yine "ne mubarek sesi var, o güzel sesiyle bizle muhatap oluyor ne şanslıyız" diyerek asıl konuya odaklanmazlar. İşte bu zırva hadis de peygamberin getirdiği mesaja değil onun sümüğüne talip olmaktadır.

Peygamberin sümkürüğünü kapışıp vücuduna sürmek tam bir putperestlik örneğidir. Kuranda "elbiseni temiz tut" (74:4) buyruluyorken bir necaseti bereket için sürmek kadar abes birşey yoktur. Tarikatlarda görülen bu putlaştırma hastalığını, şarlatan kelimesinin vücut bulmuş hali olan cübbeli Ahmet şöyle savunmuştur.



2) Cehennemden çıkış yanılgısı!

İddia: "Peygamberin şefaati ile bir kısım insanlar cehennemden çıkacak ve cennete girecektir. (Buhari, Rikak 513) "Şefaatim ümmetimden büyük günah işleyen kimseleredir." (Tirmizi: 38/Kıyamet,11(2436), İbn Mace: 37/Zühd, 37(4310)

Cevap: Kuran boyunca tekrar edilen şeylerden birisi de cehennemin kalıcı azap yeri olduğudur. Hiçbir ayette cehennemden çıkıp cennete gidileceğinden bahsedilmez. Aksine oraya gidenlerin artık çıkamayacağı haber verilir.

Delil 1: ''(Resulüm) Hakkında azap hükmü verilenleri sen mi ateşten kurtaracaksın? '' (Zumer Suresi 19) ayeti peygamberin cehennemlik olanlar hakkında bir gücü olmadığını haber verir. Bununla ilgili Kurana uygun hadis de mevcuttur.

“Ey Muttalib’in kızı Safiye, Ey Muhammed’in kızı Fatıma, Ey Abdulmutalib oğulları… Allah’a karşı sizin için yapabileceğim bir şey yok ama malımdan istediğiniz kadar alabilirsiniz.” [Tirmizi: Tefsir 27 (3184)]

Yüce Allah cehenneme atıyor ise o kişinin günahları sevaplarından çok gelmiştir yani dünyadayken küfür üstüne küfür, şirk üstüne şirk, günah üstüne günah işleyerek zor olan şeyi başarmıştır.

"Eğer yasakladığımız şeylerin büyüklerinden kaçınırsanız, sizin (küçük) günahlarınızı örteriz ve sizi değerli bir yere dahil ederiz." (4/Nisa 31) "Artık kimin (sevap) tartıları ağır gelirse işte onlar kurtuluşa erenlerdir. Ve kimin tartıları hafif gelirse işte onlar kendilerini hüsrana uğratanlardır. Cehennemde baki kalırlar. Ateş onların yüzlerini yalar ve orada dişler" görünür." (Mu’minun 102-104) ayetinde terazide hafif gelen günahların bağışlanacağı haber verilmiştir. Eğer günahlar ağır gelmiş ise hiç kimsenin şefaati/aracılık etmesi fayda etmez. Allah kimsenin hatırına günahları ağır gelen birini cennete koymaz.

Delil 2: "Ve dediler: Sayılı günlerden başka bize ateş dokunmaz. Deki: Siz Allah katından ahd mi aldınız? Öyleyse Allah değiştirmez ahdini. Yoksa Allaha bilmediğiniz birşeyi mi söylüyorsunuz? Aksine kim günah kazanırda hataları kendisini kuşatırsa artık onlar ateş ehlidir. Onlar orada kalıcıdır." [2/Bakara 80-81] ayetinde cehennemden çıkış inancının yahudilere ait olduğu haber verilir. Onlara cevaben "Allahtan söz mü aldınız" denmiş yani "bunu da nereden çıkardınız" cevabı gelmiştir.

Delil 3: "Ve onlar: Rabbimiz cehennem azabını bizden uzaklaştır. Muhakkak ki onun azabı geçici değildir derler." (Furkan suresi 65) ayetinde müslümanların yapması gereken dua örneği verilir. Kuranda anlatılan müslümanlar cehennemden Allaha sığınıp onun azabı geçici değildir diyorlar ama günümüzdeki sözde müslümanlar günahımız kadar yanıp çıkarız diyerek cehennemle alay ediyorlar.

3) Kuran okuyup para almak!

İddia: "Peygamber dedi ki: Ücret almakta en haklı olduğunuz konu kitabullah'tır.(Buhari, icare 16)

Cevap: Peygamberlerden hiç birisi Allahın kitabını anlattığı için para istememiş, aksine ücret tekliflerini red etmişlerdir. Aksi halde ticarete dönüştüğü için tebliğin bir sevabı kalmaz. Bütün elçiler şöyle demişlerdir: "Tebliğime karşılık sizden hiç bir ücret talep etmiyorum. Benim ücretim ancak alemlerin rabbi katındadır." (Şuara 127) diyerek islama davet etmenin karşılığının dünyada değil ahirette alınacağını söylemişlerdir. İnsanlık tarihi boyunca gelmiş bütün peygamberlerin hepsi islama çağırmıştır ve hiçbir ücret talep etmemiştir. Hal böyleyken peygamberin böyle bir cümle kurması düşünülemez.

4) Kertenkele öldürüp sevap kazanmak!

İddia: Kertenkeleyi bir vuruşta öldürene 100 sevap vardır. Çünkü kertenkele, Hz. İbrahim ateşe atılınca diğer hayvanlar gibi su taşımayıp yanmasını istediği için üflemiştir. Bu yüzden kertenkele fasıktır.''(Buhari: 7/3150, Müslim: 2240/147 )

Cevap: Kertenkeleden korkan bir adamın uydurduğu yalanın peygamber sözü zannedilip kitaba alınmasıyla karşımıza çıkan kertenkele masalında bir vuruşa 100 iyilik sevabı, iki vuruşa 50 iyilik sevabı veriliyor.
+ Peki neden? Kertenkele ne günah işlemiş ki nesiller boyu öldürülmeye mahkum olmuş?
- Hz. İbrahimi öldürmek istediği için lanetlenmiş, herkes ateşe su taşırken o üflemiş.
+ Peki neden tevhid ehli büyük bir peygamberi öldürmek istiyor? Müşrik mi bu keler? Velev ki bu masal gerçekten yaşanmış olsun, dedesinin suçunu bu günkü keler niye çekiyor? Dedesinin günahınından torunları da suçlu mu? Bu mantıkla gidersek peygamberin atıldığı ateşe üfleyen kertenkelenin bütün soyu lanetleniyor ise peygamberi ateşe atan insanın da bütün soyu lanetlenmesi gerekmez mi?
- Cevap yok.
+ İşte bu akıl mantık soruları sayesinde uydurma hadisleri ayırt edebiliriz. En sahih olarak sunulan kitapta geçiyor diye aklımızı rafa kaldırırsak insan olma özelliğimizi kaybedip dilini çıkarıp soluyan köpekler gibi (7:176) oluruz. Hadislere iman etmek (şüphe etmeden inanıp güvenmek) insanın akli melekelerini devre dışı bırakarak hayvan derecesine indirmektedir. Kurana iman etmek ise kafayı çalıştırıp aklı kullanarak insan derecesine yükseltir. "..Allah aklını kullanmayanı pislik içinde bırakır." (10:100)

5) Zina eden maymun masalı

İddia: "Amr ibn Meymûn şöyle demiş: Ben Câhiliyet devrinde zina etmiş olan bir maymunun üzerine birçok maymunların toplanmış olduklarını gördüm. Maymunlar o zina eden maymunu recm ettiler. Ben de o maymunlar topluluğunun beraberinde zina eden maymuna taş attım." [Buhari: 63/Menakibul ensar 26 (68)]

Cevap: Maymunlar bile zina edeni taşlıyorken biz insanlar neden taşlamayalım demek için uydurulan maymunun recmi masalı, yine aklını kullanmayan insanları hedef alan şeytani bir hikayedir. Güya bir adam maymunların bir maymuna eline geçen şeyleri attığını görüyor, bizim zeka küpü ibni meymun da "vay be ne dindar hayvanlari demek ki zina ettiği için taşlıyorlar, ben de yardım edeyim de günahkar maymunu öldürelim" diyor ve sürüye katılmak isteyen genç yabancı maymunu öldürüyorlar. Akla ziyan bu hikayenin Buhariye eklenmiş olmasını sorularla islamiyet isimli sünnilik sitesi şöye savunuyor:



Her hurafeye bir kılıf bulan sorularla islamiyet isimli sünnilik savunma sitesi, maymunun recmi konusunu da "bu hikaye ile recmin ne kadar doğal olduğu gösterilmiştir, hayvanlar bile zina edeni taşlıyor" diyerek müslümanların aklıyla alay etmişlerdir. Zira taşlayarak öldürme cezası hiç de doğal değildir. Kuranda müşriklerin peygamberleri taşladığı haber verilir. Üstelik zina cezasının 100 kırbaç (24:2) olduğu da geçer. Şu halde hadislerden din arayanlar hem Kuran ayetlerini mehcur bırakırlar hem de akıllarını mehcur bırakırlar.

6) Ayeti keçinin yemesi

Uydurma hadis: "Andolsun ki recm etme âyeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme (sebebi ile nikâhlamanın haramlığı) ayeti indi ve bu âyetler yatağımın altındaki bir yaprakta (yazılı) idi. Resûlullah vefat edip biz O'nun defin işlemleriyle meşgul olunca, beslediğimiz bir keçi odaya girip o yaprağı yedi." [İbn mace: 9/Nikâh, Bab: 36, No: 1944)]

Uydurma hadis: "Eğer insanların "Ömer Allahın kitabında artırma yaptı" demeleri olmasaydı ben muhakkak recm ayetini kendi elimle mushafa yazardım." [Buhari: 94/Kitabul Ahkam, Bab 21, No:31]

Uydurma hadis: Uzun zaman sonra ''Allah'ın kitabında recm ayeti bulamıyoruz'' diyerek Allah'ın indirdiği farzı terk etmenizden korkarım. Evli olduğu, delil olduğu, itiraf olduğu zaman kadına ve erkeğe recm haktır. Vallahi insanlar ''Ömer Allah'ın kitabına ilave yaptı'' demeyecek olsaydı recm ayetini de yazardım. [Buhari: 87/Muharibin 15, No: 25]

Cevap: Sünnilerin en büyük yalanlarından birisi de "recm ayetini keçi yedi, Kuran eksildi ama hükmü devam ediyor" iddiasıdır. Biraz önce maymun masalıyla recmi islama sokmaya çalışmışlardı, şimdi de "ayeti keçi yedi onun için Kuranda recm yok" diyorlar. Maymunlara keçilere bile iftira atark dinimize yahudilerin şeriatını sokmaya çalışıyorlar. Bu iftiralar ile hem elimizdeki Kuranın eksik olduğunu yani kutsal kitabın tahrip edildiğini söyleyerek Kurana olan güveni sarsıyorlar hem de bu zamana kadar yapılan hatimlerin eksik olduğunu söylüyorlar, haşa ve kella. Hadisçilerin Kurana yaptıkları bu iftiralardan beriyiz.

Aişe validemizin ağzından uydurulan hadiste hem recm hurafesini hem de yetişkin adamı emzirme hurafesini keçinin yediği söyleniyor. İki tane sırıtan yalanı ard arda eklemişler. Birincisi yetişkin bir adam yetişkin bir kadını emerse zina olur çünkü süt annesi sayılaması için bebekken emzirmesi gerekir. Büyüdükten sonra emmesi adamın canına minnet olur, kocasının gözü önünde zina yapmış olurlar. İkincisi recm ayetini keçinin yemesi, yani elimizdeki Kuranın eksik olduğunu söylemesi ve Kurana olan güveni sarsması.

Bununla da yetinmemişler, Aişe validemizin ağzından uydurdukları hadisi desteklemek için Hz. Ömerin ağzında da hadis uydurmuşlardır. Güya Ömer "halktan korktum da keçinin yediği recm ayetini Kurana ekleyemedim, ileride Kuranda recm bulamıyoruz diyenler çıkacak" demiş. Minareyi çalan kılıfını hazırlar misali, kendi yalanlarını başka bir yalanla desteklemişler.

İlerde şöyle diyenler çıkacak sözüyle başlayan ne varsa hepsi din tüccarlarının uydurmasıdır. Bu örnekte "ileride Kuranda recm bulamıyoruz diyenşer çıkacak" demişler, başka bir zırva hadiste ise "ileride Kuran yeter diyenler çıkacak" demektedir. Yani İslamda olmayan şeyleri ekledikten sonra sağlama almak için "ileride şunu diyecekler" diyerek peygamberin gaybdan haber verdiğini söylemişler. Çünkü daha kendi zamanlarında bile Kuranda yok diyenler olmuş, onları da dinsiz, zındık, peygamber düşmanı ilan ederek dışlamışlardır.

Bu iddialar aslında Kuranın korunduğunu da göstermektedir. Eğer Kuran korunmamış olsaydı bugün sünnilerin uyduruk hadislerini ayet olarak okuyor olurduk. Maymunun recmini, keçinin ayet yemesini hadis olarak uydurmak zorunda kalmadan recm ayeti uydurup ekleyebilirlerdi. Kuranda recm olmaması Kuranın korunduğuna en büyük delildir. (Bak: Hazreti keçi ayeti yedi)

7) Din değiştireni öldürmek

İddia: “Kim dinini değiştirirse öldürün” (el-Buhârî 6922)

Cevap: En sahih dedikleri kitaptan yine bir hurafe ile karşılaşıyoruz. İnsanın neye nasıl inancağı kişisel bir konudur. Bu yüzden peygamberimiz tebliğ edip bırakmış, zorlamamış, benim gibi inanmazsan seni gebertirim dememiştir.

"Onların söylediklerini çok iyi bileniz. Sen onların üzerinde asla zorba değilsin. Tehdidimden korkanlara Kuranla öğüt ver! (50/Kaf 45) ayetinden din seçimi hakkında peygamber sünnetini öğreniyoruz. Ayrıca Kuranda mürted olmakla ilgili ayete baktığımız zaman iki kere dnden çıkıp küfürde ileri gittiğini de görüyoruz.

''Şüphesiz iman eden sonra inkar eden, sonra iman edip yine inkar eden sonra da küfürlerini artıranlar varya, Allah onlara ne mağfiret eder nede yola hidayet eder. [4/Nisa Suresi 137]

Eğer peygamberimiz "din değiştireni öldürün" diyerek inanç hürriyetine baskı yapsaydı "sen bir zorba değilsin, Kuranla öğüt ver, iman ettikten sonra küfre sapanları Allah bağışlamayacak" ayetleri gelmezdi. Dinimizi Kurandan öğrendiğimiz zaman insanların inanç esaslarına, giyimine, yemek kültürüne baskı yapılamadığını anlıyoruz. Hiç ayete bakmadan empati yapsak fıtratımız "senin gibi inanmadığım için beni öldürme hakkını nereden buluyorsun" diyecektir.

8) Sanat düşmanlığı

Uydurma Hadis: “Kıyamet gününde en şiddetli azaba uğrayacak olanlar elle resim yapan ressamlardır.” (Buhârî 5950)

Cevap: Kurana göre en büyük günahlar; şirk, katl, zina olarak sayılmıştır. (25:68) Ayrıca cehennemin en alt katına münafıkların atılacağı söylenmiştir. (4:145) Ve firavunun azabın şiddetlisine atılacağı da söylenmiştir. (40:46) Şu halde ahirette en şiddetli azap munafıklara ve müşrikleredir. Resim çizenlere azap uydurması ise yeteneği olmadığı için resim çizemeyen ve ressamları kıskanan bir adamın ortaya attığı dedikodu olabilir. 200 yıl sonra horasan bölgesinden medineye gelip hadis avcılığı yapanlar yine kişisel görüşleri peygamber sözü sanmıştır.

9) Kadınları cehenneme gönderen hadis

İddia: Kadınlar arasında iyi kadın ancak yüz karga içindeki bir tek alaca karga gibidir. (Buhari 9/1391) “Benden sonra erkeklere kadınlardan daha zararlı bir fitne sebebi bırakmadım.” (Buhârî Nikâh 17; Müslim Zikir 97 98. Ayrıca bk. Tirmizî Edeb 31; İbni Mâce Fiten 31)

Cevap: Bir genelleme yaparak bütün kadınları kötü ilan eden, iyi kadınları ise %1 ilan eden bu hurafe sebebiyle kadın düşmanlığı baş göstermiştir. Erkek egemen toplumlarda kadına değer verilmemiş, fikirlerine saygı duyulmamış, hatta Celaleddin Rumi gibi sufiler "kadında ve çocukta akıl yoktur, ne derse tersini yapın" (Mesnevi, cilt 2, sayfa 563) diyerek bu kadın düşmanlığını alevlendirmiştir.

Kuranda kadınlarla ilgili ayetlere baktığımızda tıpkı erkekler gibi aynı emirlere muhatap olduklarını ve dindarlık konusunda hiçbir fark olmadığını görüyoruz. Çünkü kadın ve erkek arasında insanlık bakımından fark yoktur, cinsiyet farkı bir genelleme yapmayı gerektirmez. Erkekte de kadında da beyin ve kalp vardır. Takva derecesine göre beyni ve kalbi daha iyi çalışan insanlar olabilir.

"Erkek ve kadından kim mü'min olarak bir iyilik yaparsa şüphesiz onu temiz bir hayatla yaşatacağız. Karşılıklarını da muhakkak yaptıklarının en güzeliyle vereceğiz." (Nahl Suresi 97) ayetinde kadın ve erkek dindarlık bakımından eşit tutulmuş, kim daha iyi amel işlerse cenneti hak eder diyerek sonu lütuf olacak bir yarışa sokulmuştur. Yarışanlar salih amel yarışına girmelidir, erkekle kadını yarıştırma yarışına değil.

10) Dünyanın balığın sırtında olması

İddia: Dünya balığın sırtındadır. Cennete girecekler ilk olarak bu balığın ciğerinden yiyecekler. (Buhari 3/31)

İddia: "Dünya öküzle balığın üstündedir." ( Hâkim, Müstedrek, Beyrut, 1411/1990, 4/636; el-Munzirî, et-Terğib ve’t-Terhib, Beyrut, 1417, 4/257)

Cevap: M.S 800 lü yıllarda yaşayan insanlar, bilimsel veriler olmadığı için dünyayı balığın sırtında sanmışlar, balık kımıldayınca deprem olduğunu düşünmüşlerdir. Dünyanın uzay boşluğunda durması ve güneşin etrafında dönmesine Kuranda işaret (36:38) edilmesine rağmen halk efsaneleri daha baskın gelmiştir. Hadisçiler de yine halk efsanelerini hadis zannedip yazmışlardır. (Bak: Yuvarlak dünya)

Dünyanın balık ve öküz sırtında durma hurafesini savunan sünniler "o zamanlar balıkçılık ve çiftçilik olduğu için mecazen balık ve öküz demişler" diyerek bükerler. Oysa mekkede balıkçılık yaygın değildi, ayrıca bu balığın ciğerinden yedikten sonra cennete gireceği de bunun geçimle mecazla alakası olmadığını gösteriyor. Halk efsaneleri Buharide geçiyor diye böyle alakasız yorumlar, eğip bükmeler yapmaya gerek yok.

Sünnilerin diğer savunması "bu hadis kuranda geçseydi yine inkar edecek miydiniz" oluyor. Cahil halkın görüşlerini Kuran ile kıyaslayarak henüz mümin aşamasına gelmediklerini gösteriyorlar. İlk okul çocuğunu yüksek lisans sınavına sokmak ile, hadisler Kuranda geçseydi demek aynı şeydir. Hadisler ilk okul seviyesidir, ayetler doktora seviyesidir. Kuranın her dediği bilime ışık tutmakta, hadisin söylediği ise orta çağın cehaletini ortaya koymaktadır.

11) Allahın bacağını göstermesi

İddia: Ebû Saîd el Hudrî şöyle demiştir: Ben Peygamber'den işittim, şöyle buyuruyordu: "(Kıyamet günü) Rabbimiz bacağını açar, derhâl O 'nun azametine her mü'min ve mü'mine secde eder. Yalnız dünyâda insanlara göstermek ve halka işittirmek için secde eden secdesiz kalır. Gerçi öylesi de secde etmeye gider, fakat onun sırtı tek bir tabakaya döner" [Buhari: Tefsir 328 (439)] "Allah ahirette peygamberlere kimliğini kanıtlamak için bacağını açıp baldırını gösterir.” (Müslim, İman 302; Müsned, 3/1)

Cevap: "Bacağın keşfedileceği gün Secdeye davet edilirler artık güçleri yetmez." [Kalem Suresi 42] ayetinde bacağın görünmesinden kasıt Allahın bacağı değil müminlerin bacağıdır. Yani"secde eden bacakların ortaya çıkacağı gün" anlamına gelmektedir. Hadisler Kuranı tefsir eder diyerek bu hadise baksaydık Allaha bacak isnad edecektik haşa.

12) Allahın zaman olması

İddia: Allah zamandır. (Buhari edep 101)

Cevap: "Dediler ki: "Bu (hayat), dünya hayatımızdan başka bir şey değildir. Ölür ve yaşarız. Bizi zamandan başkası helak etmiyor...[45/Casiye 24] ayetinde zamana tapanlardan bahsedilir. Bu ahiret inkarcılarının "Allah zamandır" düşüncesi hadis olarak karşımıza çıkmaktadır.

Gazali, Dehriler (zamancılar) hakkında şunları söylemiştir:"Bunlar, en eski filozoflardan bir zümredir. Kâinâtı idare eden ve herşeye muktedir olan bir yaratıcının varlığını inkâr etmişlerdir. Âlemin bir yaratıcı tarafından değil de, öteden beri kendiliğinden mevcut olduğunu, canlının meniden, meninin canlıdan vücûda geldiğini, böylece ebedî olarak devam ettiğini iddia etmişlerdir ki, bunlar zındıklardır." (İmam-ı Gazzali, el-Munkızu mine'd-Dalâl, Çev. A. Subhi Furat, Dalâletleri Hidâyete, İstanbul (t.y.), 48)

13) Peygamberin unutkan olması

İddia: “Size, onları bulursanız, ikisini de yakın, dedim, ama yakmayın. Çünkü, ateşte yakma cezasını yalnızca Allah verir. Siz bu iki kişiyi yakalayıp öldürün yalnızca. (Buhari, Cihad/107,149; Ebu Davud, Cihad/122, hadis 2674; Tırmizi, Siyer/20, hadis 1571)

Cevap: Peygamberimizin katillere önce "yakın" demesi, sonra "vaz geçtim kılıçla öldürün" demesi onu Kurandan habersiz gibi göstermektedir. Kendisine Kuran inen peygamberimiz, Hz. İbrahimin ateşe atılması kıssasını (21:68-69) hatırlar ve yakarak öldüremenin müşrik özelliği olduğunu bilir.

14) Sorguya çekilenlerin cehenneme gitmesi

İddia: Peygamber: Kıyamet günü kim hesaba çekilirse azap görür diye buyurdu. Ben: Allah “Hesap defteri sağ eline verilen kimsenin hesabı kolayca görülür” buyurmuyor mu? dedim. ‘Hayır, O arzdır, kıyamet günü kim hesaba çekilirse azap görür’ diye buyurdu.”(Buharî, Rikak, 49; Müslim, Cennet,79 “h. No:2876”)

Cevap: Kıyamet günü hesaba çekilmek peygamberlerin de başına gelecek bir olaydır. Hesap sorma ve gerçeğin açığa çıkması için Allah soracak, kullar cevaplayacaktır. "Elbette kendilerine elçi gönderilenleri de elçileri de sorgulayacağız." (7/ Araf 6) ayeti herkesin sorguya çekileceğini haber verir.

Amel defterini sağından alanlar da şahitlik etmek için hazır bulunacaktır ve hesabı kolay geçecektir. "Fakat kitabı sağından verilen kimse varya işte o, kolay bir hesapla hesaba çekilecek. Sevinçli olarak ailesine dönecektir." (İnşikak Suresi 7-9)

İsa peygamberin sorgulanma aşaması Kuranda şöyle geçer: "Allah: "Ey Meryem oğlu İsa, insanlara, beni ve annemi Allah'ın yanısıra iki ilah edinin diye sen mi söyledin?" dediğinde: "Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer bunu söyledimse mutlaka sen onu bilmişsindir. Sen bende olanı bilirsin, ama ben Sen'de olanı bilmem. Gerçekten, gaybı bilen Sensin Sen. Bana emrettiğinden başkasını onlara söylemedim. Benim de rabbim sizin de rabbiniz olan Allah’a kul olun (dedim). İçlerinde kaldığım müddetçe üzerlerinde tanıktım ama beni vefat ettirdiğin zaman onları gözetleyen sen oldun. Sen her şeye şahit olansın. Eğer onlara azap edersen şüphesiz onlar senin kullarındır, eğer onları bağışlarsan şüphesiz sen üstün olan ve hikmetli hüküm verensin.’’ (Maide 116-118)

15) Ailesi ağladığı için ölüye azap edilmesi

İddia: Ölü, ailesinin kendisi için ağlamasından dolayı azaba çarptırılır. (Buhari, Cemiz 32,33,34)

Cevap: Bu söylenti de ağlayan insanları susturmak için uydurulmuştur. Bir adam ölü için ağlayanları görünce "yeter artık ağlayıp sızlamayın, sizin yüzünüzden ölü azap çekiyor, peygamber böyle demiş" diyerek ölünün yakınlarını iyi niyetle susturmak istemiş olabilir. Hadis uydurma sebepleri arasında iyi niyet de vardır. Hadis toplayanlar da bunu peygamber sözü sanmıştır.

16) Ayın yarılması

İddia: Abdullah b. Mes'ud şöyle nakleder: "Ay, Hz. Muhammed zamanında iki parçaya ayrıldı. Bir parçası dağın bir tarafında, diğer parçası dağın diğer tarafında idi. Peygamber bize "şahit olunuz..' dedi." (Buhârî, Tefsir, Sûretu'l-Kamer,1; Müslim, Kıyame, 44)

Cevap: Kuranda peygamberin mucizesinin Kuran olduğu, son nebiye mucize verilmeme sebebinin ise öncekilere yeteri kadar mucize verildiği halde yine inkar etmeleri olduğu geçmektedir. (17:59, 17:90, 29:50) Yani ay yarılsa bile müşrikler yine iman etmezdi ve "seni gidi sihirbaz, gözümüzü boyadın" derlerdi. Tıpkı günümüzdeki inkarcıların "melekleri görsem de inanmam halisülasyon gördüm deyip geçerim, ahirete gidip gelsem de inanmam kötü bir kabustan uyandım deyip geçerim" demesi gibi mekkeli müşriklere öncekiler gibi mucize gösterilmemiştir. Ayın yarılması ayeti ise gerçeklerin ortaya çıkması şeklinde bir mecaz anlatımdır. Ay yarıldı demek gerçekler ortaya çıktı demek olabilir.

Kuran ile uyumlu bir hadiste de peygamberimize mucize verilmediği söylenir: (4351)- Ebu Hureyre anlatıyor: "Resûlullah buyurdular ki: "Her peygambere mutlaka insanların inanmakta olageldikleri şeyler cinsinden bir mucize verilmiştir. Ama bana verilen (mucize) ise vahiydir ve bunu bana Allah vahyetmiştir. Bu sebeple kıyamet günü, diğer peygamberlere nazaran etbâı en çok olan peygamberin ben olacağımı ümid ediyorum." [Buharî, Fezâilu'l-Kur'ân 1, Î'tisâm 1; Müslim, İman 239, (152).]

Bu hadisi gören sünniler, "madem hadislere inanmıyorsun niye hadisle delil gösteriyorsun" diyorlar. Kuranla uyumlu olduğu için gösteriyoruz. Üstelik iki hadis de buharide geçiyor yani "ince eleyip sık dokudu, atını kandıran adamdan hadis almadı" diye yüceltilen adam iki versiyonu da yazmış, bir eleme yapmamış. Biz de bu iki versiyondan kurana uygun olanı ayeti desteklemek için kullanıyoruz. sünniler ise bu iki versiyondan Kurana zıt olanı beğeniyorlar çünkü Kurana uygun olan hadisler kafasında oluşturdukları dine uygun gelmiyor.

Hadisler 160 - 200 yıl sonra halktan duyulan söylentilerin derlenmesi olduğu için aralarında doğrusu da yanlışı da bulunuyor. Kuran müslümanları doğruları seçebiliyor, Kuransız müslümanlar ise yanlışları beğeniyor. Çünkü ayetler bilinç altına işlemdiği için kıyaslama yapamıyorlar. Mukayese edip Kurana zıt hadis ayrımını yapamıyorlar. Hadis yazarları zaten böyle bir ayrım yapmamış, güvenilir kişiden duydum diyerek her şeyi yazmışlar, hal böyle olunca "Buharide geçen uydurma hadisler" başlıklı yazı paylaşmak durumunda kalıyoruz.

Bunca ulema bilemedi siz mi bildiniz, 1400 yıldır bütün alimler bunlara sahih dedi de siz mi uydurma olduğunu anladınız diyenler acaba cevaplarımızdan kaç tanesine itiraz edebiliyor? Uydurma hadislere verdiğimiz cevaplar hadisçilerin de hoşuna gidiyor ve içten içe uydurma olduğunu fark ediyorlar. Ama çocukluktan itibaren söylentileri kuran gibi kutsadıkları içni bir türlü cesaret edip Kuran müslümanı olamıyorlar. Olamayınca da hurafeleri savunarak Allahı kızdırıyorlar ve hidayete eremiyorlar. Hidayete erebilmek için tek yol şucu bucu fırkaları bırakıp Kuran müslümanı olmaktır.

17) Sahabelere azil yapma iftirası

Uydurma hadis: Cabir'den naklen: "Biz Resulullah devrinde, Kur'an inerken azil yapıyorduk. Eğer ondan bir şey yasak edilecek olsa bizi Kur'an nehyederdi." (Buhârî, Kader, 4)

Cevap: Azil yapmak cinsel ilişki esnasında dışarı boşalmaktır. Sahabelere iftira eden bu hadiste cariyelere tecavüz ederken dışarı boşaldıkları söylenmiştir. Oysa islamda nikahsız ilişki gönüllü ise zinadır, gönülsüz ise tecavüzdür. Yani sahabelerin cariyelere tecavüz ettiği söylenerek dinimiz karalanmıştır ve inkarcılara alay etme malzemesi verilmiştir.

Kurana baktığımızda kadın ve erkeğin birlikte olması için evlilik şartı koyulmuştur. Cariye bile olsa koruyucu ailesinden isteyerek evlenme izni verilmiştir. (4:25) Cariyelerle evlenmek bile özel izinle helal kılınmış iken onları seks kölesi olarak görmek islam düşmanlarının uydurmasıdır. Şarlatanlar da "bir erkeğin 4 karısı olabilir ama 100 cariyesi olabilir, 99 cariyesi olsa ve karısı 100.cariyeyi almasına izin vermese karısı kafir olur" diyerek sınırsız kadına sahip olma şehveti uydurmuşlardır. İslam dininde cariye, fakirlerin evlenebileceği evlatlık kadınlar statüsündedir.

18) Acve hurması

İddia: "Kim sabah 7 acve hurması yerse geceye kadar ona zehir ve sihir tesir etmez." (Buhârî, Et’ıme 43, Tıb 52, 56; Müslim, Eşribe 155)

Cevap: Bir hurma satıcısının daha çok hurma satmak için yaydığı dedikoduya göre 7 acve hurması yiyene zehir ve büyü tesir etmiyormuş. Zehiri anladık diyelim ama büyünün bir yiyecekle tesir etmemesi bariz yalan olduğunu gösteriyor çünkü büyüden dua ile korunulur, bu yüzden felak ve nas suresi inmiştir.

19) Güneş çarpmasına karşı deve sidiği hadisi

İddia: "Ureyne ve Ukeyle kabilelerinden bir grup Medine’ye gelerek Müslüman oldular. Medine’nin havası onlara dokununca Peygamber onlara deve idrarını içmelerini öğütledi. Adamlar develeri dağıttılar ve çobanı da öldürdüler. Peygamber onları yakalattı, ellerini ve ayaklarını kesti, gözlerini oydu, çölde susuz ölüme terk etti. Biz onlara su vermek isteyince, Peygamber bizi engelledi.” (bk. Buharî, Vudu, 66; Tıp,5- 6; Diyat, 22; Müslim, Kasame, 9-11; Ahmed b. Hanbel III/107,163; Ebu Davud, Hudud,3; Tirmizi, Taharet, 55, Nesaî, Tahrimu’d-dem, 8-9)

Cevap: Caner Taslaman'ın Ebubekir Sifil'e "bu hadis sahih ise buyur iç, sana halis muhlis deve sidiği gitirdim" diyerek kavonozda uzatmasıyla gündem olan bir hadis. Arabistanda su niyetine içilen, Türk hacıların ise içince hastanelik olduğu bir konu. İdrarın necaset olması ve üzerimize sıçrayınca namazın kabul olmadığını hatta kabir azabı sebebinin üzerine idrar sıçratmak olduğunu söyleyen de sünniler, deve sidiği içmeyi tavsiye eden de sünniler. Devamında ise çobanın katillerini işkenceyle öldüren bir peygamber profili. Eğer böyle bir olay yaşanmış ise çoban nasıl öldürüldüyse o şekilde ceza verilmiş olması gerekir çünkü kısas cezası aynı şekilde karşılık vermektir. Muhtemelen peygamberi acımasız göstermek için böyle bir hikaye düzmüşler.

Diğer hurafeler için: uydurma hadis örnekleri yazımızı ve ikinci vahiy iddiası yazımızı okuyabilir ve sünnilerin islam tahrifatına şahit olabilirsiniz.

4 yorum:

  1. En azından bir metne baksaydı, farklı versiyonları da almış. Ne duyduysa yazmış, Kurana uygun mu zıt mı diye bakmamış. Halkla roportaj yapıp halk efsanelerini, çocuk masallarını bile peygamber sözü diye sunmuş. Vay bu kitaba iman edenlere ve ileri gidip vahiy ilan edenlere. Vay Kuranın ahsenel hadis olduğunu bilmeyenlere.

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle şunu belirtmekte fayda var buharinin bile kendi ağzından söylediğine göre Peygamberimiz şunu demiştir dediği her cümle sahih hadis tır diyor,ama peygamber efendimiz demiş olabileceği sözünü de ztn açık kapı bırakıyor
    Amacınız belli buharının kitabına nazar degdirmek
    Tabiki en doğru kaynak hiç şüphesiz kuranı Kerimdir
    Bütün İslam alimleri buharinin sözlerini onaylamıştır

    YanıtlaSil
  3. Yolumuz Kuran dır kuran. Ortaçağdaki ulaşmaları boş geçelim eğer kurana ters ise

    YanıtlaSil
  4. İncil'e bozulmuş diyen araştırmayan ve sorgulamayan Müslümanlar nedense İncil ile aynı yollardan geçmiş, yüzyıllar sonra kağıda geçirilen ve kulaktan dolma bilgilerle hazırlanan hadislerin uydurma olduğuna inanamıyorlar, kafaları mı basmıyor yoksa işlerine mi gelmiyor..?

    YanıtlaSil

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?