Kuran Müslümanlığı Hakkında Bilgiler

Kurana Zıt Uydurma Hadis Örnekleri 1

uydurma hadisler


İslam dinine sızmış bazı inançlar var ki bunların kaynağı nedir diye baktığımızda karşımıza hep uydurma hadisler çıkıyor. Öyle hadisler ki ne akıl ne mantık ne ayetler desteklemiyor ve iftira olduğu yüz metre öteden belli oluyor. Aklı selim insanlar bu iftiraları gördükleri zaman "haşa, bu hurafelerden Allaha sığınırım" diyor, uydurma hadisleri dinin kaynağı yapan ve hatta ikinci vahiy ilan eden sünniler ise amenna diyor. Bu yazımızda temiz akıl sahibi mü'minlerin tiksindiği, Kuransız müslümanlık savunucularının şirin göstermek için kırk takla attığı uydurma hadislere örnekler veriyoruz.

Uydurma hadis örnekleri

1- Kuran yeter diyenler çıkacak
2- Recm ayetini keçi yedi Kuran eksildi
3- Dinden dönen öldürülür
4- Sahabeler esirlere azil yapardı
5- Kertenkele öldürene 100 sevap


Sahih hadis kitaplarında uydurma hadisler olmasının sebebi, ya rivayetleri derleyenlerin Kuran bilmiyor oluşudur ya da hadis kitaplarına da ilaveler yapılmış olmasıdır. Zira aşağıda göstereceğimiz hadislerin hadis kitabına girebilmesi için hem rivayet edenlerin hem de yazıp kitap haline getirenlerin hiç Kuran okumamış olması gerekir.

Sünni hocalar da bu sahih ilan edilmiş kitaplara sorgusuz sualsiz körü körüne iman etmiştir ve din algısını buna göre şekillendirmiştir. Ön kabul sebebiyle konular rivayetlere göre tevil edilmiş, ayetle hadis çeliştiği zaman hadis delil olarak alınmıştır. Böylece Allahın ayetini iptal eden ve yeni hükümler getiren İslama paralel dinler ortaya çıkmıştır.

Rivayet kitapları Kuran gibi sağlam kabul edilmiş, mezhepler de bu rivayetlere göre fıkıh inşa etmiş, müslümanlara da "sen Kuranı anlamazsın, hadis mezhep oku" denmiş, sonuçta Kuransız müslümanlık ortaya çıkmıştır. Bugün bazı kesimler Kuran müslümanlığı ifadesini duyunca sanki aslan görmüş zebra gibi ürkmekte (74:50) ve "Kuran müslümanlığı sapıklıktır" demektedirler. Kuran müslümanlığının sapıklık olarak görülmesi ise hem peygamberimizi, hem sahabeleri, hem tabiin alimlerini sapık olarak nitelemek olacaktır çünkü asrı saadet döneminde herkes Kuran müslümanıdır.

Hadis kitaplarının ortaya çıkması ise peygamberimizin vefatından 200 yıl sonraya tekabül etmektedir. Müslümanlar 200 yıl boyunca hadis kitabı diye birşey duymamışlar, hadis inkarcısı diye bir ithamla karşılaşmamıştır. Kütübi Sitte denilen Buhari, Müslim, Nesai, Tirmizi, Ebu Davud, İbn mace gibi kitapların ortaya çıkmasıyla ve mezhep alimlerinin de kendi beğendikleri hadisleri yazmasıyla ihtilaflar çelişkiler başlamış mezhepleşme oluşmuştur.

Dönemin ulemaları Kuran ne diyor hadis ne diyor diye kıyaslama yapmak yerine "Bana filanca kişi şöyle anlattı, ona da fulanca kişi anlatmış, o da şundan duymuş, o da bundan duymuş, peygamber demiş ki..." diye uzayan ravi zincirine iman etmişlerdir. Eğer hadisi rivayet eden kişi Ebu Hureyre, İbni Abbas, Ömer bin hattab gibi güvenilir isimler ise sahih damgası basmışlardır. Hal böyle olunca kendi görüşünü din yapmak isteyenler de sahabe isimlerini kullanarak hadis uydurma yoluna gitmiştir. Böylece uydurdukları hadisler hadis usulüne uygun olmuştur.

Müslümanlar ilmi araştırma yaparken Ayet ne diyor Hadis ne diyor diye bir kıyaslama yaptığı zaman bazı hadislerin Kurana zıt olduğunu, peygamberimize ve sahabelere iftiralar içerdiğini göreceklerdir. Bunların uydurma olduğu yüz metre öteden belli olmaktadır ve bunları deşifre etmek dine hizmet olacaktır. Ben sünniyim diyenlerden kötü niyetli olanlar ise "Kuran müslümanları peygamberin hadislerini inkar ediyor, Kuran Resule uyun demesine rağmen hadisleri kabul etmiyorlar, bunlar peygamber düşmanıdır, bunlar hadis inkarcısıdır, bunlar zındıktır mürteddir" ithamı yapmaktadır.

Oysa "Bu rivayetler hadis değildir, yalandır iftiradır" demek ne hadis inkarcılğıdır ne peygamber düşmanlığıdır. Bilakis dine hizmettir. Akılcı oluşuyla bilinen Ebu Hanife de "Allahın nebisi Allahın kitabına zıt konuşmaz, zıt konuşan Allahın nebisi olamaz" diyerek hadisleri Kurana arz ettiğini ve uydurma hadislere iman etmediğini söylemiştir. Günümüzdeki hanefilik ise bu bakış açısından çok uzaktır ve müslümanları belli bir kalıba sokmak isteyenler tarafından oluşturulduğu çok açıktır.

Kuran müslümanları bir uydurma hadis gösterdiği zaman "Bu zamana kadar alimler ulemalar bilemedi siz mi bildiniz, bunları deşifre etmek size mi kaldı" diyenler de olabilmektedir. Oysaki tarih boyunca bunları fark edenlerde olmuştur, lakin sünnilik baskın inanç olduğu için ve siyasi otorite sünnilik üzerine yönetildiği için Kuran müslümanlığı kısık sesler olarak kalmıştır. Günümüzde ise özellikle 15 Temmuz 2016 yılında Fethullah Gülen'in darbe yapmaya kalkışmasıyla ABD ajanı olduğunun ortaya çıkmış ve "Kuran müslümanlığı sapıklıktır" sözüyle gündeme gelmiş olması, Kuran müslümanlığının hak olduğunun anlaşılmasına katkı sağlamış ve daha geniş kitleler Kuran müslümanlığından haberdar olmuşlardır.

Sözün özü hem bazı hadisler hem bazı mezhep hükümleri sahabelerin yolu olan Kuran müslümanlığı ile çelişmektedir. İslam dini hadisler ve mezhepler yoluyla tahrif edilmiştir. Bu tahrifatı onarmanın yolu ise yeniden Kuran müslümanı olmaktır ve zihnimizi vahyin inşa etmesine izin vermektir. Günahlardan sakınıp, ibadetlere devam edip, ayetleri sohbetlerimize dahil edince Allahın istediği gibi bir müslüman olmaya başlarız. Bu sayede önümüze sahih damgasıyla sunulmuş olan kitaplarda geçenlerin hangisi eğri hangisi doğru ayırt edebilecek ve Furkan (doğruyu eğriyi ayırt edebilme yeteneği) verilecektir.

Ey iman edenler! Allaha takvalı olursanız O size furkan (doğruyu eğriyi ayırt etme anlayışı) verir, sizin kötülüklerinizi örter, sizi bağışlar. Allah büyük lutuf sahibidir. [8/Enfâl Suresi 29]


Furkan anlayışına örnek olarak şunu söyleyebiliriz: Birisi "peygamber ayakta işerdi" der ise ona "elbiseni temiz tut" (74:4) ayeti vardır ve ayakta işemek üzerine idrar sıçramasına sebep olur necasetten tahareti bozar, bu yüzden peygamber ayakta işerdi diyen hadis uydurmadır deriz. Böylece hadisi Kurana arz etmiş oluruz. İşte aşağıdaki uydurma hadis örnekleri de bu şekilde Kurana arz etme yöntemiyle; akıl mantık ayet kullanılarak fark edilmiştir. Kuranı çok iyi bilenler daha fazla uydurma hadis bulabilirler. Kuranı çok iyi bilmeye örnek olarak Tabiin alimi Hasan Basri hazretlerinin Emevi halifesine yazdığı kader risalesi örneğini verebiliriz, her cümlesini ayetlerle destekleyip kaderi iman şartı yapanlara reddiye yapmıştır. (Oku: Kader risalesi)

Şimdi sahih hadis kitaplarında geçen uydurma hadis örneklerine göz atalım ve peygamberimizi iftiralardan tenzih edelim:

1) Kuran yeter diyenler çıkacak

☠ Uydurma Hadis ☠

“Şunu iyi biliniz ki, bana Kur'an-ı Kerim ile birlikte onun bir benzeri de verilmiştir. Dikkatli olun, koltuğuna kurulan tok bir adamın ‘Size sadece şu Kuran lazımdır, onda bulduğunuz helali helal, haramı da haram kabul ediniz yeter!’ demesi yakındır...” [Ebu Davud Sünnet 5(6), ,Tirmizî İlim 10, İbn Mace Mukaddime 2, Darimî Mukaddime 49, Ahmed b. Hanbel 2/367]


Cevap: Peygamberimizin "ileride Kuran yeter diyenler çıkacak, bana Kuran benzeri başka hükümler de verildi" demesi mümkün değildir çünkü şu ayetler kendisine inmiştir:

"..Bugün dininizi Kemal'e erdirdim "(5:3)
"..Sana herşeyi açıklayan kitap indirdim.." (16:89)
"Ayrıntılı olarak indirdi" (6:114)
"Ayrıntılı açıkladı" (11:1)
"öğüt alın diye kolaylaştırdık" (54:22)
"Kur'an'ı iyice düşünmezler mi" (47:24)
"Fazla soru sormayın" (5:101-102)
Rabbinizden size indirilene uyun" (7:3)
"İhtilafı gidersin diye indirdim" (2:213)
"Kuran'dan sorguya çekileceksiniz" (43:44)

Kuranın İslam dinini öğrenmek ve yaşamak için hüküm bakımından yeterli olduğunu söyleyen ayetler dururken peygamberimizin bizi başka kaynaklara yönlendirmesi mümkün müdür? Üstelik "bana Kuran benzeri daha verildi" demiş olsaydı bunu vahiy katiplerinin yazmış olması ve kitap haline getirmiş olması gerekirdi. Madem Allah tarafından Kuran gibi başka hükümler de verildi onun da yazılması ve müslümanlara tebliğ edilmiş olması gerekmez miydi?

Bu rivayeti sahih kabul edip iman edenler peygamberimizin vefatından 200 yıl sonra derlenmiş olan hadis kitaplarını ikinci Kuran olarak görmüş olurlar yani yeni kutsal kitaplar uydurmuş olurlar. Günümüzde Buhari ve Müslimde uydurma hadis yoktur diyen sünniler de vardır, bütün hadis kitapları Kuran gibi vahiydir diyen sufiler de vardır. Bir yanda sünniler diğer yanda sünnilik ve sufizm karışımı bir inanca sahip tarikatlar el ele verip rivayet kitaplarını Kuran gibi kutsal göstermektedir.

Peygamberimizin getirdiği Kuranı yeterli görmeyip başka kutsal kitap isteyenler 1400 yıl önce de vardı ve şöyle demişlerdi:

"Onlara ayetlerimiz apaçık belgeler olarak okunduğu zaman, bize kavuşmayı arzulamayan kimseler dedi ki: "Bize bundan başka bir Kuran getir yada bunu değiştir" Deki: "Onu kendi nefsime göre değiştirmem olmaz. Sadece bana vahyolunan şeye tabi olurum. Rabbime isyan edersem, büyük bir günün azabından korkarım." [10/Yunus Suresi 15]


Mekkeli müşrikler peygamberimize "Bu Kuranı değiştir veya başka Kuran getir, bize hadis kitapları yaz" demişler, bunun üzerine peygamberimiz "Kuranı kafama göre değiştiremem, bana vahyedilen ayetlere uyarım" demiştir. Böylece peygamberimizin Kurana uyduğu anlaşılmaktadır. Zaten kendisine kutsal kitap inmiş olan bir nebinin kitabı bırakıp da başka sözler söylemesi onu dinin ortağı yapacaktır, ayrıca kendini tanrı yerine koymuş olacaktır.

Dolayısıyla ileride kuran yeter diyenler çıkacak rivayeti sahte hadistir, iftiradır. İsterse Ebu Hureyre'den ve İbn Abbas'tan rivayet edilmiş olsun bu onu sahih yapmaz, güvenilir isimler kullanılarak hadis uydurulduğunu gösterir. Hem rivayet kitaplarını Kuran gibi kutsal kabul etmeye sebep olmaktadır hem de peygamberimizin kendini tanrı yerine koyduğunu ima etmektedir. Oysa Resulullah : Allahın elçisi hükümde ortak değildir, Hüküm yalnızca Allahındır çünkü ilah da dinin sahibi de Allah'tır.

Ayrıca ileride Kuran yeter diyenler çıkacak hadisinin tam tersini söyleyen Kuran yeter diyen hadis de vardır lakin bu sünniler tarafından hiç dile getirilmez. Hadisler halktan dinlenen ve yazıya geçirilen roportajlar olduğu için hadis kitaplarında doğrular ve yanlışlar iç içe geçmiştir, dönemin din algısını bize yansıtmaktadır.

"Cahiliyye halkı bazı şeyleri yerlerdi, bazı şeyleri de tiksindiklerinden dolayı yemezlerdi. Derken yüce Allah, Peygamberini (sav) gönderdi ve Kitabını indirdi. Helâlini ve haramını açıkladı. Artık onun haram kıldığı haramdır, helâl kıldığı da helâldir. Hakkında açıklama yapmadığı ise affedilmiştir. Sonra "De ki: Bana vahyolunanda (bu haram dediklerinizi) yiyen kimse için haram edilmiş bir şey bulamıyorum'' âyetini sonuna kadar okudu." [Ebu Davud: Etime 30 (3800). Ravi: Ibn Abbas]


Kuran yeter diyen hadisin de olması bize Kuran müslümanlığının yeni çıkmadığını ve bin yıl önce de var olduğunu göstermektedir. Zira sahabeler ve tabiin alimleri de Kuran müslümanıydı, hadis kitapları ve mezhep fıkhı ise sonradan çıktı.

2) Recm ayetini keçi yedi Kuran eksildi

Sünnilerin en büyük din tahriflerinden birisi de Kurandaki zina cezası olan 100 kırbaç vurun (24:2) ayetini yeterli görmeyip yahudilikteki taşlayarak öldürme cezasını dine ilave etmeye çalışmak olmuştur. Uydurma hadisleri delil alıp koca bir fıkıh külliyatı oluşturmuşlardır, Kuran tefsiri diye yazdıkları kitaplara bu hurafeleri de eklemişlerdir. Kuranın açıklamasını okuyorum diye tefsir kitabı okuyan müslümanlar ise bu uydurma hadislere maruz kalarak recmi Allahın emrettiğini sanmıştır.

İslama recm eklemek isteyenler önce Kuranda vardı ama keçi yedi demişlerdir, sonra Hz Ömer halktan korkup tekrar ekleyemedi demişlerdir, sonra ileride Kuranda recm bulamıyoruz diyenler çıkacak diyerek kendi elleriyle yazdıkları ve "bu da Allahtan geldi" dedikleri hadisleri sağlama almaya çalışmışlardır. Oysa Allah öyle bir hüküm indirmemiştir, dine ilave yapmak isteyenler kendi elleriyle recm ayeti yazıp önceden vardı ama keçi yedi demişlerdir.

Kendi elleriyle kitap yazıp bunlar Allahtan geldi diyen şarlatanlar (2:79) eskiden kitap ehlini yoldan saptırmıştır, Yahudiler ve Hristiyanlar din adamlarının kendi elleriyle yazdıkları hadisleri kutsamış ve tevhid dininden sapmışlardır. Hz Musanın getirdiği İslam dini yahudiliğe dönüşmüştür, Hz İsanın getirdiği İslam dini Hristiyanlığa dönüşmüştür. Aynı şekilde Hz Muhammedin getirdiği islam da sünniliğe şiiliğe dönüşmüştür.

Bugün "Kuranda recm ayeti vardı ama keçi yedi, Ömer ekleyemedi, İleride Kuranda recm yok diyenler çıkacak" diyen, Kuranın eksildiğini söyleyen, Allahın Kuranı korumadığını iddia eden bu iftiraların önümüze hadis olarak sunulmuş olması ve halen bunlara sahih diyenler olması İblis'in en büyük başarısıdır. Ayrıca bu yalanlar silsilesinin hadis olarak karşımıza çıkması da Kurana ekleme yapamadıklarını, Kuranın Allah tarafından korunduğunu göstermektedir. Eğer Kuran korunmamış olsaydı bu iğrenç iftiraları hadis olarak değil ayet olarak okuyor olurduk. "Şüphesiz zikri biz indirdik ve onun koruyucuları da elbette biziz." (15:9)

Bu iftiraların hadis kitaplarında geçiyor olması, din tahrifçilerinin kendi elleriyle hadis yazıp hadis kitaplarına eklediğini göstermektedir. Ayrıca mezheplerin bu iftiralar üzerinden fıkıh inşa etmiş olması da din tahrifçilerinin alimlere isnaden mezhep kurduklarını göstermektedir. Zaten mezhep kitaplarının öğrenciler tarafından yazılmış olması da alimlerin bu görüşlerden habersiz olabileceğine işarettir. Belki de Ebu hanife "Recm ayetini keçi yedi diyen hadis uydurmadır, bizde varda islamda nasıl olmaz diyen yahudiler recm hadisleri uydurmuştur" demiştir lakin onun adına kurulan mezhep "Ebu hanife de recm var diyordu zaten" demiş olabilir. İşte hadisler ve mezhepler böyle zanni oluşumlardır, sağlam değillerdir. Oysaki Kuran en sağlamıdır ve en doğru yola iletir.

Elif Lam Ra! Bu kitap ayetleri muhkem kılınmış sonra hakim ve habir tarafından ayrıntılı şekilde açıklanmıştır. [11-Hûd Suresi 1]

Şüphesiz bu Kuran en sağlam yola iletir, salih amel işleyen mü'minlere kendileri için büyük bir mükafat hazırlandığını müjdeler. [17/İsrâ Suresi 9]


Bu ön bilgilerle gerçeği öğrendikten sonra şimdi de peygamberimize ve sahabelere iftira eden uydurma hadisleri görelim:

☠ Uydurma Hadis ☠

“Bir Müslümanın kanı şu üç durum dışında haramdır: Evli olup zina eden, haksız yere bir cana kıyan ve dinini terk edip cemaatten ayrılan (mürted olan) kimse.” [Buhari Diyat 6, Müslim Kasame 25]


Cevap: En sahih iki kitap denilen Buhari ve Müslimde; evliyken zina edenin taşlanarak öldürüleceği, cinayet işleyenin kısas ile öldürüleceği, dinden dönenin idam edileceği geçmektedir. Bunlardan sadece kısas doğrudur çünkü Kuranda geçer. Recm ederek ve mürtedi idam ederek öldürmek yine uydurma hadislerin ve mezheplerin ilavesi olmuştur.

Peki desek, madem evliyken zina edenin kanı helal ise "neden Kuranda evliyken zina edeni taşlayarak öldürün diye bir emir yok?" Müslümanların şeriat kitabı Kuran değil mi? Son kutsal kitap, kıyamete kadar geçerli olacak şeriat kitabı Kuran değil mi? O zaman neden Kuranda recm yok kardeşim? El Cevap: Vardı ama keçi yedi.

☠ Uydurma Hadis ☠

Aişe şöyle demiştir: “Recm etme ayeti ve yetişkin kişiyi on defa emzirme (sebebi ile nikahlamanın haramlığı) ayeti indi. Bu ayetler karyolamın altında bir yaprakta (yazılı) idi. Rasulullah vefat edip biz onun ölümü ile meşgul olunca, evde beslenen koyun veya keçi girip o yaprağı yedi.” (İbni Mace 1944, Ahmed bin Hanbel 5/131, 132, 183 ve 6/269)


Cevap: Aişe validemize isnad edilen bu hadiste iki tane iftira vardır. Birincisi recm ayetini keçi yedi ise Kuran eksilmiştir, tahrip olmuştur, bu zamana kadar okuduğumuz hatimler eksik kalmıştır, Allah Kuranı korumamıştır, haşa ve kella.

İkincisi ise yetişkin adamın 10 kere kadından süt emmesiyle kadının süt annesi olması hurafesidir. Eğer ergenlik yaşını geçmiş bir oğlan veya 30 yaşını geçmiş bir adam kadından süt emerse bu apaçık zina olur. Bir yetişkin adamın bir yetişkin kadının memesine yapışıp süt emmesi demek göz göre göre zina etmeleri demektir. Süt anne olabilmesi için bebekken emmiş olması gerekir, büyükken emmesi süt annesi olmasını sağlamaz. Sünniler ise bu iki hurafeye rağmen bu hadise sahih diyebilmişlerdir çünkü körü körüne iman etmişlerdir ve yüklendikleri iftiralar sebebiyle gözlerine perde inmiştir. Apaçık hurafe olan bu hadislere bile gözlerindeki perde sebebiyle sahih demektedirler.

Peki desek, madem keçi yedi, başka kağıt yok muydu tekrar yazıp Kurana ekleseydiniz, neden eklemediniz? El cevap: Ömer Kurana ilave yaptı demelerinden korktu ekleyemedi.

☠ Uydurma Hadis ☠

"Abdullah b. Abbas radıyallahü anhuma şöyle demiştir: Ömer (b. el-Hattâb) halka hitâb edip şöyle dedi: “Şüphesiz Allah (C.C) Muhammedi hak ile gönderdi, ona Kitabı indirdi. Recm âyeti ona indirilenler içindedir. Biz onu, okuduk ve ezberledik. Rasûlullah recmetti, ondan sonra biz de recmettik. İnsanlar üzerinden uzun zaman geçerse birisinin; "biz Allah’ın Kitabında recm âyetini bulamıyoruz" demesinden ve Allah’ın indirdiği bir farzı terketmek suretiyle sapıtmalarından korkarım. Muhsan olduğu ve beyyine ya da hamilelik ve itiraf bulunduğu zaman erkeklerden ve kadınlardan zina edene recm haktır (sabittir). Allah’a yemin ederim ki eğer insanlar, Ömer Allah’ın kitabına ilâvede bulundu, demeyecek olsalardı, recm âyetini yazardım.” [Buhâri; hudûd 30. 31 Tirmizi; hudûd 7; Müslim; hudûd 15; İbn Mâce, hudûd 9. Sünen-i Ebu Davud 15/110]


Cevap: Hz Ömer gibi babağiyit korkusuz birisi Allahın kitabını iki kapağı arasında toplarken bir ayeti eksik bırakmış öyle mi? Bu zamana kadar okuduğumuz hatimler eksik kalmış öyle mi? Kurana eklememiş olsa bile hükmü devam ediyormuş öyle mi? İleride Kuranda recm bulamıyoruz diyenler çıkacakmış öyle mi? Bu kadar yalanı ard arda sıralamak şeytana papucunu ters giydirmektir.

Recm konusu kimin indirilmiş dine inandığını, kimin uydurulmuş dine inandığını apaçık şekilde gözler önüne sermektedir. Bu iftira rivayetlere sahih demeyen bir tane sünni yoktur çünkü iman esasları kökten bozuktur. İmanın şartlarına hadislere iman da eklemişlerdir. Resule uyun ayetlerini hadis kitaplarına uyun olarak eğip bükmüşlerdir ve şu ayetin muhatabı olmuşlardır:

Onlardan bir fırka var ki dillerini kitapla eğip bükerler, onu kitaptan sanın diye. Halbuki kitaptan değildir. O Allah katından derler halbuki Allah katından değildir. Allah'a karşı yalan söylerler ve bunu bile bile yaparlar. [3- Âli İmrân 78]


Kitap ehlinin şarlatan din adamları kendi uydurdukları hadisleri Allahtan gelmiş gibi pazarlamış, kutsal kitaptaki ayetlerin anlamını çarpıtarak dini tahrif etmişlerdir. İşte aynı oyun İslam dinine de yapılmıştır; avam halka hadisler, mezhepler, sufizm yolu sanki İslamın özüymüş gibi sunulmuş ve kutsal kitapla bağları koparılmıştır. Peygamberimiz de kutsal kitaptan uzaklaşılmasından şikayetçi olacaktır:

Ve qale Resulu: Ya Rabbi, inne qavmiy ittehezu haza elqur'ane mehcur.

Elçi dedi: Ey Rabbim! Kavmim bu Kuranı mehcur bırakarak İttihaz etti / uzak kalarak kabul etti / terk ederek benimsedi. [25-Furkân Suresi 30]


3) Dinden dönen öldürülür mü?

☠ Uydurma Hadis ☠

"Kim dinini değiştirirse onu öldürün" [Buhari: Cihad 149, Ebu Davud Sünen: Hudud 1, Tirmizi sünen: Hudud 20, İbn mace Sünen: hudud 2]


Cevap: İslam dini inanç konusunda kimseye baskı yapmaz ve karşı konulamaz iman delilleri sunduktan sonra aklınızı kullanın gerçeği görün der. İnsan hiç Kuran okumamış olsa bile etrafına bakıp gök yüzü direksiz duruyor (13:2), yıldızları izlemek kalbini ferahlatıyor (50:6), güneş dünyaya ısı ve ışık veriyor bitkiler fotosentez yapıyor (41:37), yağmur yağıyor aynı sudan hem insanlar ve hayvanlar içiyor (16:10), hem de bütün bitkiler aynı suyu içmesine rağmen farklı şekillerde ve farklı tatlarda meyveler sebzeler oluyor.

Bunların kendi kendine olması mümkün değildir, eser varsa sanatçı da vardır diyerek bir yaratıcı olması gerektiğini anlayabilir. Ateist olmaktan kurtulup desit olur. Sonra düşünmeye devam eder ve madem bir yaratıcı var beni neden yarattı ben neden gözlerimi dünyaya açtım, öldükten sonra ne olacak sorusuna cevap bulmaya çalışır ve biraz araştırmayla Kuranla tanışabilir, okudukça bütün aradığı cevapları bulabilir ve müslüman olup kurtuluşa erebilir. Ayrıca inandıktan sonra tekrar cayması da kendi vicdanına kalmıştır, inanırsa gerçeğe inanmıştır, inanmazsa zanna dayalı bilgilerle yaşayacaktır.

"Madem inandıktan sonra caydın o zaman senin cezan ölümdür gel bakalım idam edileceksin" demek Kuranın hiç bir yerinde geçmez. Kuranda kendi halinde yaşayan gayrımüslimlerin haklarını gözetmekten bahsedilir. (60:8) Sadece yeryüzünde kargaşa çıkarmaya çalışan İslama savaş açmış teroristlerin idam edilmesinden (5:33) bahsedilir ki bu toplumsal huzuru sağlamaya yönelik şeriat cezasından biridir, tıpkı kısas cezası ile cinayet işleyenin idam edilmesi gibi islamdaki fiziksel cezalar toplum huzurunu, can ve mal güvenliğini sağlamaya yöneliktir.

Kısas ile katilin idam edilmesi (2:179) cinayet vakalarında azalışa sebep olacaktır, aynı şekilde ceza alacağını bilenler tabancayı alıp kolayca insana ateş edemeyeceklerdir. Hırsızın elinin kesilmesi (5:38) de yazın tatile giderken evime hırsız girer mi diye korku yaşamadan gezmeyi sağlayacaktır. Zina edenin toplum önünde kırbaçlanması (24:2) da temiz toplum olmayı sağlayacaktır.

Dinden dönenlerin öldürülmesi ise insanların inancını rahatça söyleyemediği, müslümanmış gibi davranan münafık insanlar ortaya çıkmasına sebep olacaktır. İnanç kişisel konulardan biridir ve kişi kendi hür vicdanıyla neye inancağını seçecektir, iftira ve karalama kampanyası ile dinsizlik propagandası yapmadığı sürece müslümanlar arasıda yaşamasında sakınca yoktur.

Gayrimüslimler ile günlük işlerde yardımlaşmakta sakınca yoktur. Sadece din hakkında tartışmak yasaklanmıştır (4:140) çünkü dinsizliği savunan birisi, kendince bir takım delillere iman etmiştir ve ön kabul ile gözüne perde çekmiştir. Öğrenmeye açık olmadığı için tartışmak boşuna olacaktır. Din konusu öğrenmek isteyenlerle konuşulur. Peygamberimiz müşriklerin ileri gelenlerine tevhid anlatmaya çalışmış, yanına gelen kör adamın sorusuna yüzünü ekşitmiş, bunun üzerine Allah tarafından eleştirilmiştir. (80:1)

Kuran böyle özgürlükçü bir din anlatıyorken sünnilik tam anlamıyla baskı dinidir, insanları tiksindirir. Öyle hurafelere iman ederler ki aklı başında insanlar bunları duyunca tiksinti gelir, yüzünü ekşitir. Sünniler ise bu hurafeleri duyunca rahatlar gülümser. İşte aradaki fark böyle büyüktür. Sünnilere göre sadece İslamdan dönenler mürted olup öldürülmez, ayrıca peygamberin bir sünnetine uymayan müslüman da öldürülür. Durum öyle vahimdir ki hadislerdeki uydurmaları görüp soru soran bir genci dinden çıkmakla itham edip tövbe etmiş olsa bile öldürmüşlerdir ve bunu fıkıh olarak sunmuşlardır.

Hurafe dini: "Ebu Suud'un maruzatında gördüm, bir öğrencisi ona soru sordu: "Nebimizin bütün sözleri doğru mudur? Onunla amel etmek gerekir mi?" Cevap: Sen onunla amel etmek gerekmez demeye çalıştın, bu sorun bunu kabul etmediğini gösteriyor, kafir oldun. Tövbe etmezsen öldürüleceksin ama doğru mudur diyerek nebimize hakaret ettin, tövbe etsen de öldürüleceksin.'' [ibni abidin: reddul muhtar, sayfa 230, cilt 4]

Sünnilik fıkıh kitabından birinde "hadislerin hepsiyle amel etmek gerekir mi, ben uydurma gördüm" diyecek bir genç daha sözünü bitirmeden "aha dinden çıktın mürted oldun katlin vacip oldu tövbe etsen bile idam edileceksin" demişlerdir. Böyle bir ortamda ilmi munazara olabilir mi? İfade özgürlüğ olabilir mi? Böyle bir ortam "La ikrahe fid din : Dinde zorlama / tiksindirmek yoktur" (2:256) ayetine terstir. Sadece İslamdan çıkanlar mürted ilan edilmekle kalmamış, hadislerdeki hurafeleri fark eden müslüman genç bile mürted damgası yemiştir. İşte aklını kullanan müslümanlar tarih boyunca böyle dışlanmış ve sünnilik bu baskılarla güçlenmiştir. Özgür bir ortam olsaydı ne sünnilik ne şiilik bu günlere gelemezdi ve müslümanım diyen herkes Kuran müslümanlığından başka bir yolu beğenmezdi.

Hadisler arasında Kurana uygun olanlar da vardır. Örneğin birbirinizi tekfir edip öldürmeyin diyen hadis, mezhepçilerin fıkıh hükümlerine girmemiştir çünkü Kurana uygundur. Sünnilerin kitaplarında gördüğümüz kadarıyla Kurana uygun hadisler delil olarak pek alınmaz, nerede Kurana zıt uydurma hadisler varsa onu beğenip üzerine fıkıh inşa ederler.

Kuran'a Uygun Hadis

"Size veyl olur, sakın benden sonra birbirinizi tekfir edip boyunlarınızı vurmayın, kıtali helal saymayın." [Buhari: 86/Kitabul Hudud 10, No: 14]


Benden sonra birbirinizi tekfir edip öldürmeyin diyen Kurana uygun hadis, İbni Abidin Reddul Mhtar kitabında anlatılan müslüman gencin tekfir edilip öldürülmesi olayına ters olduğu için bu hadisi delil olarak almamışlardır. Kurana uygun hadisleri sünnilerin kitaplarında pek bulamazsınız, bulsanız bile asmakla kesmekle alakal değildir, nerede bir asmak kesmek hükmü olsa onu sahih ilan edip kitabına alırlar, aynı kitapta geçen Kurana uygun hadisi ise görmezden gelirler. Tıpkı ateistler gibi gerçeğin tam tersini beğenirler.

Bir sünni ile bir ateistin ortak noktası hevasına ve zanna uymalarıdır, kafalarına göre inanç belirlemeleridir. Ateistler tesadüfleri tanrı edinmiştir, doğa kanunlarını rab edinmiştir. Sünniler ise Allahın ayetlerini bırakıp hadis kitabı yazanları ve mezhepleri rab edinme yoluna girmişler ve koşar adımla ilerlemektedir. Buharide Müslimde hiç uydurma yok demek, Ebu Hanifeye ve imam şafiye isnad edilen mezheplerin bütün hükümlerini kabul ediyorum demek onları rab edinmek olacaktır ki bu hataya önceki ümmetler düşmüştür, biz de düşmeyelim diye Tevbe Suresi 31 ayet inmiştir:

Ahbarlarını ve Ruhbanlarını (din adamlarını) Allahın yanısıra rabler edindiler, Meryem oğlu Mesihi de öyle. Oysa tek ilahtan başkasına kulluk etmemeyi emretmişti. Ondan başka ilah yoktur. O ortak koştukları şeylerden münezzehtir. [9-Tevbe 31]


Yahudiler ve hristiyanlar din adamlarının uydurduğu hükümleri sorgusuz sualsiz kabul etmekle ve kutsal kitaba uygun mu değil mi diye bakmayıp hepsine körü körüne iman etmekle Allahtan başka rabler edinmiş oldular. Din adamlarına rabbimiz demeseler bile onların hurafelerini kabul etmeleri Allahtan başka rabler edinmeye yol açtı. Halbuki kendilerini çok dindar sanıyorlardı ama Allah katında müşrik olmuşlardı. İsa peygambere ise açıkça rabbimiz demişlerdi çünkü gösterdiği mucizeler karşısında hayran kaldılar ve insan olamayacağı sonucuna vardılar, şeytan da şirki güzel gösterdi ve nihayetinde milyonlarca insanı Allaha kulluktan koparıp bir insana kulluk ettirmeyi başardı.

Gelelim günümüze, eski ümmetler din adamlarını rabler edindiyse bizler bu duruma düşmekten nasıl korunacağız? Bize islam yolu olarak sunulan hadisleri mezhepleri körü körüne kabul ederek ve hurafe olduğu yüz metre öteden belli olan şeylere sahih diyerek nasıl tevhid dairesi içerisinde kalabileceğiz? Ravi zinciri sağlam diyerek önümüze konulmuş bu hurafeleri, sırf birileri sahih ilan etti diye kabul edersek Allahtan başka rabler edinmiş olmaz mıyız? Tevbe 31. ayette bahsedilen şirke düşmez miyiz? Yahudiler ve Hristiyanlar din adamlarını hatasız kabul edince müşrik oluyor da bizler din adamlarını hatasız kabul edince müslüman mı olacağız? Onlar yapınca günah olan şey biz yapınca mübah mı olacak?

Günümüzdeki islam dini eskiden olduğu gibi her yandan hurafelerle kuşatılmıştır. Musa peygamberin getirdiği İslamı yahudiliğe çeviren zihniyet, İsa peygamberin getirdiği islamı Hristiyanlığa çeviren zihniyet, Muhammed peygamberin getirdiği İslamı da sünniliğe şiiliğe çevirmiştir. Bununla da kalmamıştır ve İslamın özü diye tanıtılan sufizm adına yeni bir paralel din daha türemiştir. Allah dostu denilen adamlara üstün özellikler ithaf edilmiş, onların kitapları da vahiy ilan dilmiş, onların sözü Allahın emri gibi görülmüştür, şeyh mürit ilişkisi ile şeyhi rab edinmeler ortaya çıkmıştır. Hatta sufilerin büyüklerinden birisi olan Celaleddin Rumi "ben Allahım, benim emrim karşısında inşallah demene gerek yok" diyecek kadar ileri gitmiştir, buna rağmen evliya olarak hürmet görmektedir. (Oku: Sufizm ve İslam farkı, Mevlana gerçekleri)

4) Sahabelere azil yapma iftirası (+18 ⚠️)

Azil yapmak, cinsel birliktelik esnasında cinsel organı dışarı çıkarmaktır ve dışarı boşalarak hamile kalmasını önlemektir. Sahabelere savaş esirleri kadınlarla birlikte olurken azil yaptıkları iftirası atılmıştır ve bu iftira Buhariye girebilmiştir.

☠ Uydurma Hadis ☠

Ensardan bir adam geldi ve "Ya Resulullah, Bizler kadın esirler ele geçirdik, Biz mal arzu ediyoruz (hamile kalmasını istemiyoruz), azil yapmak hakkında ne dersin? dedi. Peygamber: Sizler bunu yapıyor musunuz. Bunu yapmamanız size vacip değildir (yapabilirsiniz) Fakat şu bir hakikat ki Allahın dünyaya çıkmasını yazmış oldupu her nefs muhakkak dünyada vücut bulacaktır. [Buhari: 82 Kitabul Kader, Bab 2, No 9]

Câbir'den şöyle dediği nakledilmiştir: "Bizim cariyelerimiz vardı ve onlardan azil yapıyorduk. Yahudiler, işte küçük mev'ûde yani çocuğu diri diri toprağa gömme budur, dediler. Bunun üzerine mesele Resulullah'a soruldu: "Yahudiler yalan söylemiş, eğer Allah onu yaratmak istese onu sen reddedemezdin." buyurdular. (Ebû Dâvûd Nikâh 48; Nesaî Nikâh 55; Ahmed b. Hanbel III/22)


Cevap: Esirleri fidye karşılığı veya karşılıksız salın (47:4) ayetine rağmen esir kadınlara tacavüz ederken hamile kalmasın diye azil yapmanın hükmünü soranlar hangi dini yaşamaktadır? Bu sünniler kendi karısı kızı esir düştüğü zaman düşman askeri azil yapsa "Vay be, ne güzel yaptılar, Kütübi sittede geçen hadisi şerife uydular, sahabeler gibi esirlere tecavüz ettiler, çok düşünceli oldukları için hamile kalmasın diye azil yaptılar, düşman askerleri de hadis okumuş demek ki" mi diyecektir? Düşman askeri yapınca hoşunuza gitmeyen bir şey siz yapınca mubah olur mu? Onlar yapınca günah siz yapınca mubah öyle mi? Böyle bir hukuk algısını nereden öğrendiniz?

Size ne oluyor, nasıl hüküm veriyorsunuz? Yoksa bir kitabınız var da ondan mı ders alıyorsunuz? İçinden dilediğinizi seçebileceğiniz (kitaplar mı türettiniz?) [68-Kalem Suresi 36-38]


Kurana baktığımızda toplumsal olarak zaten var olan köleliğin cariyeliğin aşamalı olarak kalktığını görürüz. Köle ve cariyeler tarlada çalışması ve yemek temizlik gibi günlük işleri yapması karşılığında; yiyecek, giyecek, yatak verilen kişilerdir. Bu kişilerin gidecek yeri yoktur, gitmek isteyip de özgürlüğüne kavuşmak isteyen olursa kölelik sözleşmesini fesh etme yetkisi bile vardır. (24:33) Ayrıca Fakir erkekler cariyelerle evlenebilirler (4:25) denilerek cariyelerin koruyucu ailesi olduğu söylenmiştir. Son olarak da savaşta esir düşenlerin köle yapılmaması ve fidye karşılığı özgür bırakılması İslamda köleliği tamamen bitirmiştir. Zira her peygamber köleliği kaldırmıştır, eskiden de Firavunun köle yaptığı İsrailoğullarını Musa peygamber kurtarmıştır.

Özellikle Nisa 25 ayetinde fakir erkeklerin cariyelerle evlenmesine izin verilmesi, koruyucu ailesinden çiçek ve çikolata ile istemeye gitmesi, cariyelerin seks kölesi olmadıklarını anlamaya yeterlidir. Üstelik ayetin devamında "cariye iken evlenenler zina ederse onlara hür kadınlara verilen cezasının yarısı" denmesi, islamda recm olmadığını bir kez daha ortaya koymaktadır. Hürken evlenip zina eden kadına 100 celde, cariye iken evlenip zina eden kadına 50 celde vurulmasından bahseden bir ayet dururken sünniler evliye recm hükmünü yahudilerden alıp islama dahil etmeye çalışmışlardır.

Kendi yalanlarına o kadar inanmışlardır ki "peygamber evli kadını recm etti, Kuranda yoksa bile hadiste var tevratta var" diyerek peygamberi de kendileri gibi Kuransız müslüman sanmışlardır. Halbuki peygamberimizin bütün hayatı Kuranla şekillenmiştir. Peygamberimiz Kuran neyi emretmişse onu hayatına aktarmış, neyi de yasaklamışsa ondan kaçınmıştır. Bir defasında Hz. aişe validemize “Ey müminlerin annesi, bana Resûlullah’ın ahlâkını anlatır mısın?” diyen bir kişiye Âişe validemiz: “Sen Kuran okumuyor musun? Onun ahlakı Kuran’dı" demiştir. [Ebû Dâvûd Tatavvu 26] Kurana uygun olan bu hadis de sünnilerin pek işine gelmez çünkü peygamberin ahlakı Kurandı diyen hadise inanırlarsa onun adına düzülen Kuran dışı hükümler hurafe olacaktır.

5) Kertenkele Öldürmek Sevap mı?

☠ Uydurma Hadis ☠

Kertenkeleyi bir vuruşta öldürene 100 sevap vardır. Çünkü kertenkele, Hz. İbrahim ateşe atılınca diğer hayvanlar gibi su taşımayıp yanmasını istediği için üflemiştir. Bu yüzden kertenkele fasıktır. [Müslim: 2240/147, Buhari: 7/3150]

Hz. Aişe’den yapılan ikinci bir rivayete göre, Rasulullah, Kertenkeleyi öldürmeyi emretti ve şöyle buyurdu: "İbrahim ateşe atıldığı zaman, kertenkele dışında yeryüzündeki bütün hayvanlar ateşi söndürmek için gayret ettiler. Yalnız kertenkele ateşi üfürmeye çalışıyordu [İbn Mace Sayd 12; İbn Hanbel 7/83]


Cevap: Hayvanlar da Allahın kuludur ve bizim fark edemediğimiz şekilde tespih ederler. (17:44) Özellikle Hz Süleymanın karıncanın sözünü işitmesi (27:18-19) bize minicik hayvanların bile akıl sahibi olduğunu, kendi alemlerinde sohbet ettiklerini öğretmiştir. Önemsemeden basıp ezdiğimiz bir böcek belki de yuvasına dönünce ailesine dışarıda yemek bulduğunu söyleyecektir, dışarıda gördüğü bir arkadaşıyla sohbet edecektir. 🥹

Kertenkele de kendi aleminde Allahı yücelten bir hayvandır ve Hz İbrahim gibi tevhid ehli peygambere düşman olması, ateşe atılınca sevinmesi mümkün değildir. Hadis diye kitaplara girmiş olan bu hikaye, yaşlı bir adamın torunlarına anlattığı masal olabilir, yahut kertenkeleden korkan birisi herkesin kertenkeleleri öldürmesi için böyle bir hadis yaymış olabilir. Akıl mantık ve Kuran ayetleri böyle olduğuna işaret etmektedir.

Kertenkele hadisinin çocuk masalı olduğuna ikna olmayanlar ise "zehirli kelerden bahsediliyor, zehirli ise öldürülmesi normaldir" derler. Halbuki gösterdiğimiz iki hadiste de zehirli olduğu için değil, Hz İbrahimin yanmasını istediği için lanetlendiği söylenmiştir, hiç bir hadiste zehirli olduğu için öldürün denmez. Nedendir bu uydurma hadisleri alakasız tevil etme çabası, nereden gelmektedir bu sahih olduğuna dair sarsılmaz inanç?

Üstelik dedesinin yaptığı bir fasıklık torunlarına da yüklenmiştir. Halbuki dinde suç şahsidir, babasının suçundan çocuk sorumlu değildir, dedesinin suçundan torunları sorumlu değildir. "Onlar bir ümmetti geldi geçti, onların kazandıkları onların, sizin kazandıklarınız sizindir, onların yaptıklarından sorguya çekilmeyeceksiniz" (2:134) ayeti dururken neden Hz İbrahim zamanında yaşamış bir kelerin suçu bu günkü torunlarına yüklenmektedir? Neden dedesinin yapmış olduğu bir cürüm bugünkü torunlarını lanetlemiştir ve öldürünce 100 sevap kazandırmaktadır? Akıl, mantık, ayet içeren bu sorularla birlikte tevhid düşmanı müşrik kertenkele hikayesinin çocuk masalı olduğu bir kez daha anlaşılmıştır. Sünniliğe davet edenler ise bu sorulara hiçbir cevap veremediği gibi halen sahih olduğuna kendilerini ikna etmek için alakasız tevillerle uğraşmaktadır. Kertenkele hadisine bile iman edenlerin zihni öyle kirlidir ki İslam dinini doğru anlamaları mümkün değildir.

Buraya kadar gördüklerimiz Sünnilik ve Kuran müslümanlığı farkını en net şekilde gözler önüne sermektedir. Verdiğimiz örneklerden akıl sahibi her insan anlayacaktır ki sahih olarak sunulan hadis kitaplarında çok büyük iftiralar vardır ve bunlar dinimizi tahrif etmektedir. Kuranı açıklıyor denilen hadis kitapları Kuranı mehcur bırakarak yeni hükümler getirmekte, tabiri caizse yeni kutsal kitaplar olmaktadır. Ayrıca bu hadislere iman edenlerde düşünme, akletme, mukayese edebilme yeteneği de ortadan kalkmaktadır. Kuran okuyanların ise ilmi ve hikmeti artmaktadır. Zira Allah kelamına iman eden ile zanna dayalı kitapları kutsayanların aynı zeka seviyesinde kalması beklenemezdi.

Allah iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri ise tağuttur (bâtıl ideolojilerdir). Onları aydınlıktan karanlığa çıkarırlar. İşte onlar ateş arkadaşlarıdır. Orada sürekli olarak kalacaklardır. [2-Bakara Suresi 257]


Diğer uydurma hadisler için okumaya devam et: Uydurma hadisler serisi 2



15 yorum:

  1. Bahsedilen kertenkelenin bir çeşidi zehirlidir hastalık yapar.sen bütün kertenkeleleri kast ediyorsun.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Komik olmayın, ibrahim peygamberi öldürmek istediği için fasık olduğu yazıyor hadiste. Zehirli olduğu için yazmıyor. Cevabımızı iyi okuyun.

      Sil
  2. Sünniler deyip duruyorsunda ben sünniyim boyle seyler duymadim etmedim.Sünni olmak sunnet uzere olmak demektir. Dogruyla yanlisi ayirt edememek degildir. Biz sunniyizde siz ne ayaksiniz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sizin bunları daha önce duymamış oluşunuz, bunların hadis kitaplarında geçmiyor olduğu anlamına gelmiyor, sizin yeteri kadar araştırmadan dindar olmaya çalıştığınız anlamına geliyor. Araştırmadan dindar olunca da doğduğunuz bölgede yaygın olan mezhebi benimsiyorsunuz, iranda doğsaydınız muhtemelen şii olmakla övünecektiniz.

      Artık duymuş olduğunuza göre imanınızı Kurana göre şekillendirme vakti gelmiştir. Bunun için ilk adım anladığınız dilde Kuran okumaktır. Allah zihin açıklığı versin, Aleyküm selam.

      Sil
  3. Hz.Admin emeğin için teşekkürler güzel bir çalışma olmuş fakat din alimleri hakkında uydurulmuş ve insanları müşrik yapan hadisler eksik kalmış.Umarım birgün onlarda eklenir Muvahhid üzere kalın..

    YanıtlaSil
  4. Recmi açıkça inkar ediyorsunuz Resulluah (s.a.v) uyguladığı bir şeyi nasıl inkar edebiliyorsunuz. Kuran da zina eden kadın ve erkeğe 100 sopa vurun deniyor. Evli olduğu kısım söylenmiyor. Yüce Rabbim de Sevgili kuluna recmi emrediyor yerine getiriyor. Benim düşüncem recm çok ağır bir ceza ve Kuran zaten tek değil parça parça indiriliyor. Örneğin alkolün şarabın yasaklanması gibi birden değil kademeli olarak hükmü koyuyor. Yüce RABBİMİZ Kuranı istese zaten birden indirirdi ama ı zamanın yaşayan kullarının nefislerine çok ağır gelirdi. Benim düşüncem kademeli olarak uygulandığıdır.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dinde sana göre bana göre olmaz, birşey varsa ayet gösterirsin. Gösteremiyorsan "önceden vardı ama keçi yedi" deyip iftiralara sarılmak yerine "demek ki dinde yokmuş" dersin. Müslüman olmak bunu gerektirir.

      Sil
    2. aklı başında üzel faydalı ir çalışma olmuş ama anlayana tabi yazılarınız benim zihniyetime çok uygun ama ne yaazıkki bir çok insanda karşı çıkcaktır keçi yedi mantığıyla bu arada kertenkele khakkındaki yazı beni gülme krizine soktu özelliklede müşrikmi bu kertenkeleden sonrası beni bitirdi

      Sil
  5. Güzel bir çalışma olmuş ama şöyle bi hayretlik bir durum var nasılda körü körüne öğretiliyor bunlar bize hemde atalarımıza şimdi bu konuyu tartışmaya açmaya kalksa insan kökleşmiş bir inançda ezilmeye mahkum resmen Allah'ım bize doğru olanı göster resmen tuhaf oldum subhanallah...

    YanıtlaSil
  6. Hocam ilginç bilgiler verdiniz daha önce bana da mantıksız gelen bir çok islam dışı olayın nasıl temelsiz olduğunu gördüm. Ancak aklıoma takılan tek şey bundan öncekiler
    Aklım almıyor ya nasıl olur da bundan önce kimse, hiç bir alim bubunların uydurma opduğunu anlamadı
    Osmanlı selçuklu... Vesaire bir sürü alim ulema önder örnek nasıl bunu farketmez?
    Lütfen bunu cevaplayın, zor bir dönemden geçiyorum buralara küçük kızların zifafa sokulmasında sıkıntı olmadığını söyleyen buharideın geliyorum ve içime su serptiniz artık bunların iftira olduğunu biliyorum
    Ancak buhari deki bütün hadisler kütübü sitte... Hep yalan mı
    Din değil de arap geleneği mi
    Buhari
    Ebu Davud
    Taberi
    Hepsi yanılmış ama kasıtla mı
    Ben şöyle düşündüm
    Bu İnsanlar kadıtsız hata yaptılar, bu yalan hadisleri duyduklarında iyi niyetten inandılar ve iş daha kötüye gitmesin daha fazla hadis uydurulmadon diiye o günej kadarkileri kitaplaştırdılar
    Ve tabeine güvendiler...
    Siz ne dersiniz lütfen fikrinizi paylaşın

    YanıtlaSil
  7. Abdulkadir geylani hakkında ki yazınız için şunu düş
    Ündüm, önce şeriat sonra tarikat sonrq marifet sonra hakikat silsilesi içinde, hiçbir zaman şeriate karşı çıkmadan hakikati anlatmıştır, tevhidin zirvesine çıkmıştır. Ona karşı iyi niyet besleyin çünkü o sebepleri aşıp Allah a taptı. Yaptığı kerametlerde de kendini değil Allah dan geldi. Allahın

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Uydurma hadis örnekleri yazısına değil de Geylani yazısına yorum yapabilirdiniz.

      Sil
  8. Ey Muhammed senin için. Getirdikler misallere bak artık onlar iflah olmaz. Ayeti bize allahın sevgili kulları hakkındaı hüsnüzan beslememizi emreder. Öyleyse veliler hakkında da iyi niyet besleyin çünkü onlar aşıp Allah a taptı. makammı hakikattir bu sebeple ibni arabi benimj aljmakamıma gelmeden kitabımı okumayın yanlış anlarsınız der. Yine abdulkadir geylani hakkında da iyi niyet besleyin çünkü o Allah ın sevgili kuludur. Onlar çok üst makamdalar bizim anlamamamız normal dir.

    YanıtlaSil
  9. Hadisleri dın halıne getirdikleri için çelıskıler le kuranla ve kendiyle celısen hadisler yuzunden dınden cıkıyordum sadece kurandan ogrenınce dını daha ıyı anladım

    YanıtlaSil

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Gmail hesabınızla veya Anonim olarak yorum yapabilirsiniz.