Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

Kur'an Yetersizdir Diyen Alimcikler

Konuya girmeden önce demek isterim ki

Kuranın yanında başka kitaplara ihtiyaç vardır diyenler, Kuran-ı beğenmeyenlerdir.

Kuranı yetersiz görüp beğenmeyenlerin ne olduklarını ileride vereceğim ayetlerde göreceksiniz.

Bu tiplerin ne kadar Müslüman olup olmadıklarını, kendilerine ne denilip denilmeyeceğini açıkça anlamış olacaksınız.

Biz Müslümanlar olarak, gerçeğe inananlar olarak özellikle, Kurana iman ederek selef putlarını inkâr etmek zorundayız.

Bazılarının ilahı Allah değildir. Ellerinde meyyit oldukları tağutlarıdır.

Alimciklerin putları ise Buhari, Müslim gibi Kurana paralel şüpheli rivayetlerdir.

Bu rivayetlerin çoğu şüpheden de öte uydurmadır, saçmadır.

Kimin nerden topladığı belirsiz, Peygamberimizden 200 sene sonra peygamber adına düzülmüş rivayetlere taparlar.

Kuran ayetlerine asla tahammül edemezler.

Peygambere itaati, Buhari'ye tap, diye anlarlar.

Buhariyi peygamber sanarlar.

Onları anlatan ayetler şunlardır.

وَجَعَلْنَا عَلَى قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَن يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِذَا ذَكَرْتَ رَبَّكَ فِي الْقُرْآنِ وَحْدَهُ وَلَّوْاْ عَلَى أَدْبَارِهِمْ نُفُورًا

Kur'an'ı kavramasınlar diye kalplerini bir kılıfla kaplarız ve kulaklarının işitme yeteneğini zayıflatırız. Allah'ın ortaksız birliğini dile getiren Kur'an ayetlerini okuduğun zaman arkalarını dönüp kaçarlar. (17/İsra 46)

Bu bela durup dururken olmaz, kendileri o yönde hareket ettikleri için bu belaya uğrarlar.

Kul isterse Allah da bu belayı verir.

Selefilik te öyle şeyler var ki buraya yazmaya teeddüb ederim.

Hala selefisi sunnisi hunnisi tartışılıyor.

Allahın verdiği isim " MÜSLÜMAN " olmak çokmu zor?

KURANI YETERSİZ GÖRENLERİN ZIRVALARINA BAKALIM

Beşyüz tane ayet gösterseler eğer selefin onayından geçmiyorsa biz buna bidat hükmü vermekte tereddüt etmemeliyiz" (Ebubekir Sefil).

"Hadisin Kurandan çok, Kuranın hadise ihtiyacı vardır, Kuran Müslümanlığı diye bir sapıklık çıktı". ( F. Gülen)

"Kuran, hadissiz anlaşılmaz, mümkünü yok", ( C. Ahmed)

"Sen hadisleri yok sayarsan Kuranı nasıl anlarsın? Bana Kuran yeter diyenler çağımızın en büyük fitnesidir". ( N. Hatipoğlu)

"Buhari de gök aşağı yer yukarıdır yazsa bitti benim için, artık gök yer, yer de göktür derim, taş sıvı, su, katıdır derim" ( Nureddin Yıldız)

"oynama Buhari ile, oynama Müslim ile... Buhari çökerse islam çöker. Müslim çökerse islam çöker". (İhsan Şenocak)

" Kurana uymuyor diye sahih bir hadisi reddeden kâfirdir. Müslüman değildir" ( Mehmed Emin Akın)

"Madem Kuran her şeyi açıklıyor, müziğin haram olduğuna dair bana Kurandan delil getir". ( Ubeydullah Arslan)

İşin aslı, Kuran ayeti ortada dururken ona uymayan bir rivayeti kabul etmek kâfirliktir.

Ebu Cehil günümüzde yaşasaydı sizleri alnınızdan öperdi, devam edin yolunuz cehennem yoludur, siz Yahudilik ve Hristiyanlığa özenmişsiniz, onlarda açar okur anlarlar aynı sizler gibi kendi kitaplarını.

KURANI YETERSİZ GÖREN ŞEYTANLARA KURANIN CEVABI:

تِلْكَ آيَاتُ اللَّهِ نَتْلُوهَا عَلَيْكَ بِالْحَقِّ فَبِأَيِّ حَدِيثٍ بَعْدَ اللَّهِ وَآيَاتِهِ يُؤْمِنُونَ

"İşte sana gerçek olarak okuduğumuz bunlar Allah'ın âyetleridir. Artık Allah'tan ve O'nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar? (45/Casiye 6)

قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الْآيَاتِ لَعَلَّكُمْ تَعْقِلُونَ...

"...Düşünesiniz diye gerçekten, size âyetleri açıkladık". 57/Hadid 17)

وَلَقَدْ يَسَّرْنَا الْقُرْآنَ لِلذِّكْرِ فَهَلْ مِن مُّدَّكِرٍ

"Andolsun biz Kur'an'ı öğüt alınsın diye kolaylaştırdık. (Ondan) öğüt alan yok mu?" (54/ Kamer17)

وَلَقَدْ صَرَّفْنَا فِي هَذَا الْقُرْآنِ لِلنَّاسِ مِن كُلِّ مَثَلٍ وَكَانَ الْإِنسَانُ أَكْثَرَ شَيْءٍ جَدَلًا

"Hakikaten biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali sayıp dökmüşüzdür. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır"( 18/ Kehf 54.

وَلَقَدْ صَرَّفْنَا فِي هَذَا الْقُرْآنِ لِيَذَّكَّرُواْ وَمَا يَزِيدُهُمْ إِلاَّ نُفُورًا

"Biz, and olsun ki öğüt almaları için bu Kuran'da bunları türlü türlü açıkladık. Fakat bu açıklamalar ancak onların nefretini artırmıştır" (17/ İsra12)

وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِّكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرَى لِلْمُسْلِمِينَ ...

"Sana her şeyi açıklayan ve Müslümanlara doğruyu gösteren bir rehber, rahmet ve müjde olarak Kuran'ı indirdik".( 16/Nahl 89)

مَا كَانَ حَدِيثًا يُفْتَرَى وَلَكِن تَصْدِيقَ الَّذِي بَيْنَ يَدَيْهِ وَتَفْصِيلَ كُلَّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ ...

"Kuran, uydurulabilen bir söz değildir. Fakat kendinden önceki Kitapları tasdik eden, inanan millete her şeyi açıklayan, doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmettir".(12/ Yusuf 111).

الر تِلْكَ آيَاتُ الْكِتَابِ الْمُبِينِ

"Elif, Lam, Ra. Bunlar, gerçeği açıklayan Kitap'ın ayetleridir" ( 12/ Yusuf 1).

الَر كِتَابٌ أُحْكِمَتْ آيَاتُهُ ثُمَّ فُصِّلَتْ مِن لَّدُنْ حَكِيمٍ خَبِيرٍ

...أَلاَّ تَعْبُدُواْ إِلاَّ اللّهَ

"Elif, Lam, Ra. Bu Kitap, hâkim ve haberdar olan Allah tarafından ayetleri kesin kılınmış sonra da uzun uzadıya açıklanmış bir Kitap'dır.

(Bizim tarafımızdan açıklanması) Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diyedir." (11/ Hud 1-2).

يُفَصِّلُ الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ...

"O, bilen bir kavme âyetlerini açıklamaktadır"( 10 / Yunus 5).

وَهَذَا صِرَاطُ رَبِّكَ مُسْتَقِيمًا قَدْ فَصَّلْنَا الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَذَّكَّرُونَ

"Rabbinin, dosdoğru yolu işte budur. İbret alan kimselere ayetleri uzun uzadıya açıkladık" ( 6/ Enam 126).

قَدْ فَصَّلْنَا الآيَاتِ لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَ...

"Gerçekten biz, bilen bir toplum için âyetleri geniş geniş açıkladık"(6/ Enam 97).

قَدْ بَيَّنَّا لَكُمُ الآيَاتِ إِن كُنتُمْ تَعْقِلُونَ...

"Eğer aklediyorsanız, şüphesiz size ayetleri açıkladık". (3/ Ali İmran 118).

"Kur'an'ı yeterli görmeyenler, Allah tarafından Kur'an'ı anlamaktan engellenmişlerdir.

وَإِذَا قَرَأْتَ الْقُرآنَ جَعَلْنَا بَيْنَكَ وَبَيْنَ الَّذِينَ لاَ يُؤْمِنُونَ بِالآخِرَةِ حِجَابًا مَّسْتُورًا

"Kuran okuduğun zaman, seninle ahirete inanmıyanlar arasına görülmez bir engel yerleştiririz" (17/ İsra 45)

وَمَنْ أَظْلَمُ مِمَّن ذُكِّرَ بِآيَاتِ رَبِّهِ فَأَعْرَضَ عَنْهَا وَنَسِيَ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ إِنَّا جَعَلْنَا عَلَى قُلُوبِهِمْ أَكِنَّةً أَن يَفْقَهُوهُ وَفِي آذَانِهِمْ وَقْرًا وَإِن تَدْعُهُمْ إِلَى الْهُدَى فَلَن يَهْتَدُوا إِذًا أَبَدًا

"Rabbinin ayetleri kendisine hatırlatılmışken onlardan yüz çeviren ve önceden yaptıklarını unutan kimseden daha zalim var mıdır? Biz böylelerinin kalplerine, hakkı kavramalarına engel olan bir örtü ve kulaklarına da bir ağırlık yerleştirmişizdir; dolayısıyla, onları doğru yola çağırsan da ebedi olarak asla doğru yola girecek değillerdir." ( 18/ Kehf 57).

Kur'an'ı kaynak olarak yeterli görmeyenler Kur'an'ın anlaşılması ile ilgili ayetlerin bizzat kendilerini anlamamışlardır.

Bu tipler hem dünyada hem ahirette rezil olacaklardır.

Dünyadaki rezillikleri:

وَمَن يَعْشُ عَن ذِكْرِ الرَّحْمَنِ نُقَيِّضْ لَهُ شَيْطَانًا فَهُوَ لَهُ قَرِينٌ

"Kim Rahman'ın mesajına ( Kurana) aldırış etmezse, yanından ayrılmayan bir şeytanı ona musallat ederiz" (43/ Zuhruf 36).

Yanından ayrılmayan şeytanı olursa kendisi de tabiidir ki şeytanlaşır.

Dünyadaki rezillikleri yanında ahirette de rezili-i rüsva olacaklardır.

İşte ayet:

وَمَنْ أَعْرَضَ عَن ذِكْرِي فَإِنَّ لَهُ مَعِيشَةً ضَنكًا وَنَحْشُرُهُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ أَعْمَى

قَالَ رَبِّ لِمَ حَشَرْتَنِي أَعْمَى وَقَدْ كُنتُ بَصِيرًا

قَالَ كَذَلِكَ أَتَتْكَ آيَاتُنَا فَنَسِيتَهَا وَكَذَلِكَ الْيَوْمَ تُنسَى

وَكَذَلِكَ نَجْزِي مَنْ أَسْرَفَ وَلَمْ يُؤْمِن بِآيَاتِ رَبِّهِ وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَشَدُّ وَأَبْقَى



"'Kim mesajımdan yüz çevirirse sıkıntılarla dolu bir hayata mahkum olur. Diriliş günü de onu kör olarak meydana çıkarırız.'

'Rabbim,' der, 'Toplantı alanına beni niye kör olarak sürdün, oysa ben görür idim?'

(Allah) buyurur ki: İşte böyle. Çünkü sana âyetlerimiz geldi; ama sen onları unuttun. Bugün de aynı şekilde sen unutuluyorsun!

İşte haddi aşanları, Rabbinin ayetlerine inanmayanları böylece cezalandıracağız. Hem, ahiretin azabı bu dünya azabından daha şiddetli ve daha devamlıdır" (20/ Taha 124-127).

İşte gerçekler,

İmtihan dünyasında imtihan olmaktayız.

وَقُلِ الْحَقُّ مِن رَّبِّكُمْ فَمَن شَاء فَلْيُؤْمِن وَمَن شَاء فَلْيَكْفُرْ إِنَّا أَعْتَدْنَا لِلظَّالِمِينَ نَارًا أَحَاطَ بِهِمْ سُرَادِقُهَا وَإِن يَسْتَغِيثُوا يُغَاثُوا بِمَاء كَالْمُهْلِ يَشْوِي الْوُجُوهَ بِئْسَ الشَّرَابُ وَسَاءتْ مُرْتَفَقًا

"Ve (resulüm) de ki: "(Bu) hak, Rabbinizden (gelmiş)tir: Artık ona dileyen inansın, dileyen reddetsin". Gerçek şu ki, Biz, (sunduğumuz hakikati teperek kendi kendilerine) yazık edenler için dalga dalga yükselen alev katmanlarıyla onları çepeçevre kuşatacak bir ateş hazırladık; öyle ki, onlar su istediklerinde ergimiş kurşunu andıran ve yüzlerini kavuran bir su verilecek onlara: ne korkunç bir sudur o ve ne kötü bir duraktır orası!" (18/ Kehf 29)

Dileyen, doğruluğu isbat edilemeyen rivayetlerle (hadislerle) itikadını, ibadetini oluştursun.

Dileyen ise Allahın Kitabına göre Müslüman olsun

Takdir sizin!

Yazar: Hasan Karagüzel / 05.12.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?