Sihir ve büyü arasındaki fark nedir?

Sihir ve büyü farkını açıkladığımız yazıya hoşgeldiniz.

Sihir kelimesi arapçadır ve "büyü" anlamına gelir. Türkçede sihirbaz ve büyücü diye iki kategoriye ayırmış olsak da arapçada sihir ve büyü aynı şeydir. Lakin sihirbazlığın göz boyama sanatı olduğunu, büyücülüğün ise tılsımlı sözler ve şekiller kullanılarak insanlara zarar verme aracı olduğunu söyleyebiliriz.

Kuranda sihir

Sihirbazlığa örnek olarak Musa ve Firavun karşılaşmasını verebiliriz. Musa aleyhisselam zamanında sihirbazlık yaygındı, Firavun da Musanın sihirbazlardan ders alıp peygamberlik iddia ettiğini sanıyordu. Bu yüzden ülkenin en iyi sihirbazlarını toplayıp bir buluşma ayarladı. Sabah bütün halk toplanıp bu karşılaşmayı izledi. Sihirbazlar ellerindeki ipi yere atınca yılan gibi görünmelerini sağlamıştı. Musa ise asasını yere atınca daha büyük bir yılan oldu ve onların sahte yılanlarını yuttu. Bunu gören sihirbazlar "bu sahtekarlık olamaz, bizden daha bilgili birisi Allahın elçisidir" deyip iman ettiler. Firavun ise "benim iznim olmadan iman edemezsiniz" deyip sihirbazları astırdı.

Sağ elindekini bırakıver; o, onların yaptıklarını yalar yutar. Çünkü onların yaptıkları yalnızca bir sihirbaz hilesidir. Sihirbaz ise her nerede olsa felah bulmaz!" Sonunda bütün sihirbazlar secdeye kapandılar: "Harun ile Musa'nın Rabbine iman ettik." dediler.(20/Taha 69-70)

Kuranda büyü

"Sultan süleymana kalmadı dünya" sözündeki süleyman peygamber zamanında büyücülük yaygınlaşmıştı. İnsanlar karı kocanın arasını açacak şeyleri öğrenmiş ve etraf medyum, büyücü şarlatanlarla dolmuştu. Aşk büyüsü, bağlama büyüsü, ayırma büyüsü gibi şeylerden para kazanıp bu küfrü meslek haline getirenler artmıştı. Yaptıkları ifsad ile insanların kaderine müdahale ediyorlardı. Bunun üzerine Harut ve Marut isimli insan suretine bürünmüş iki melek büyü bozma tekniklerini öğretrmeye geldi. Büyü bozmayı öğretirken nasıl büyü yapılırı da öğretmek durumundaydılar. Bu sebeple büyü ilmini öğrettiklerine "büyü yapan ve yaptıran lanetlenir, cehennemlik olur" diye uyarıda bulunduktan sonra eğitim veriyorlardı.

"Süleyman'ın mülk ve saltanatı konusunda onlar, şeytanların okuyup durduklarına uydular. Halbuki Süleyman (büyü yaparak) küfre sapmamıştı. Ancak şeytanlar küfre sapmıştı; insanlara büyüyü öğretiyorlardı. Ve Babil'de Hârût ve Mârût adlı iki melek üzerine indirileni öğretiyorlardı. Oysaki o iki melek, "Biz bir imtihan aracıyız, sakın küfre sapma!" demedikçe hiç kimseye bir şey öğretmiyorlardı. İnsanlar onlardan karı kocanın arasını açacakları şeyi öğreniyorlardı. Ne var ki, onlar onunla Allah'ın izni olmadıkça hiç kimseye zarar veremezler. Onlar kendilerine zarar vereni, yarar vermeyeni öğreniyorlardı. Yemin olsun ki, onu satın alanın âhirette hiçbir nasibi olmayacağını açıkça bilmişlerdir. Öz benliklerini sattıkları şey ne kötüdür! Bir bilebilselerdi!" (2/Bakara 102)

Büyüyle ilgili diğer örnek ise düğümlere üfleyen üfürükçülerdir. İki ip alıp bir düğüm atılır ve tılsımlı söz söylenip düğüme üflenir, aynı şekilde ikinci düğüm de atılır ve kişilerin kısmeti bağlanır. Bu kötülük "düğümlere üfleyen (büyücülerin) şerrinden" (Felak 4) ayetinde haber verilir. Felak suresi ile dua edilerek böyle şeylerden korunulur.

Düğümlere üfleme büyüsü köylerde "kurt ağzı bağlama büyüsü" olarak uygulanır. Sığırı, davarı dağdan gelmeyen köylü hocaya gider ve "davarım gelmedi, kurt yemesinden korkuyorum, kurdun ağzını bağlar mısın" der. Hoca da eline iki ip alarak düğüme üfler ve kurtların ağzını bağlar, davar eve gelince düğümü çözer. Bu yöntemle davarların kurttan korunduğuna inanılır.



Bu yazımızda sihir ve büyü arasındaki farkı anlatmaya çalıştık. Özetle sihir göz boyama ve aldatma sanatıdır. Büyü ise zarar verme aracıdır. Kuranda sihir kelimesi kullanılarak bu iki duruma işaret edilmiştir.