Soru: Ebubekir Sıfil'den duyduğum kadarıyla Kuran okurken ağlamak lazımmış. Ağlayamayan da ağlar gibi yapmalıymış. Kuran'ı okurken ağlamak için ne düşünmeliyiz? Kuran'ı nasıl okumalıyız?
Cevap: ''Kuran okurken ağlayın, ağlayamıyorsanız ağlar gibi yapın.'' sözü bir rivayete dayanmaktadır. Allah'ın emri değildir.
- "Kur'ân hüzünle nazil oldu, onu okurken ağlayınız. Ağlayamıyorsanız, ağlar gibi okuyunuz (veya kendinizi ağlamaya zorlayınız.)" (İbn Mâce, İkametüssalah, 176)
Kuran'ı anlamadan okuyan insanlar ağlamaya çalışırken akıllarına acıklı birşeyler getirirler. Ayrıldığı sevgilisini, ölen annesini, askerde yediği dayağı veya yaptığı hataları düşünüp ağlayanlar vardır. Böylece okudukları şeyin anlamı ile ağladıkları şeyin anlamı tutarsız olur. Allah ise Kuran'ın anlaşılması için indirmiştir.
- Muhakkak ki Biz, O’nu Arapça Kur’ân kıldık. Umulur ki böylece akıl edersiniz. (Zuhruf/3, Yusuf/2)
- Onu yabancı dilde bir Kur'an kılsaydık: 'Ayetleri açıklanmalı değil miydi? Araba yabancı bir dille mi (hitab edilir)?' derlerdi. De ki: 'O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır. İman etmeyenlere gelince onların kulaklarında bir ağırlık var ve o (Kur'an) onlara bir körlüktür. Onlara (sanki) uzak bir yerden sesleniliyor. (Fussilet Suresi 44)
- Biz hiç bir elçiyi, kendi kavminin dilinden başkasıyla göndermedik ki, onlara apaçık anlatsın. Böylece Allah, dilediğini şaşırtıp saptırır, dilediğini hidayete erdirir. O, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir. (İbrahim suresi 4)
Bir ayeti anlayarak okuduktan sonra mahşer gününü hayal edip ağlamak normaldir. Ama arapça seslendirme yapıp kötü anılar düşünerek ağlamanın bir mantığı yoktur. Ebubekir sıfil, kendisini ehli sünnet olarak tanımlayan, yani rivayetleri vahiy zanneden alimlerden birisidir. Onun ''Kuran'ı anlamadan seslendirip ağlayın, ağlayamıyorsanız ağlar gibi yapın'' önerisi tıpkı Hz. Yusuf'un kardeşlerinin Yusuf'u kuyuya attıktan sonra babalarına gelip ağlamasına benzemektedir. Yani yalancı göz yaşlarıdır.
- Yusuf suresi 16: Ve babalarına yatsı vakti ağlayarak geldiler. 17: “Ey babamız! Biz, yarış yapmak için gittik ve Yusuf’u eşyamızın yanına bıraktık. O zaman (o esnada) onu kurt yedi. Biz doğru söylesek bile, sen bize inanacak değilsin.” dediler.
Kuran'ı anlamak için çabalamak yerine ağlamak için çabalayanlar, Allah'ın sözlerini öğrenemeden yaşarlar ve kulaktan dolma, zanna dayalı yalan yanlış sözleri din zannederler. Okuyuş biçimi, kelimenin gırtlaktan çıkış şekli gibi gereksiz detaylara önem verenler yüzünden, ''okuyan okuduğunu anlamıyor dinleyen dinlediğini anlamıyor, geriye ne kalıyor, hafızın sesi güzel mi? (Ali şeriatı)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?