Peygamberi ilahlaştırmak isteyenlerin hem Allah adına hem de peygamber adına hadisler uydurduğunu görüyoruz. Bunlardan resuller arasında ayrım yapmak için uydurulan ve son nebiyi putlaştıranlara örnekler vereceğiz.
Hurafe: ‘Sen olmasaydın, sen olmasaydın ben kainatı yaratmazdım’ [1]
Hurafe: "İzzetim ve celalim hakkı için, eğer sen olmasaydın cenneti yaratmazdım, eğer sen olmasaydın dünyayı yaratmazdım.” buyurmuştur. [2]
Hurafe: “Bana Cibril geldi ve “Ya Muhammed! Sen olmasaydın cennet yaratılmazdı, sen olmasaydın cehennem yaratılmazdı.” dedi." [3]
Bu hadislere göre (aslında ayet demeliydim çünkü Allah’ı konuşturmuşlar) Allah Hz. Muhammed’e ‘’sen olmasan evreni yaratmazdım’’ diyor. Sanki Hz. Muhammed kendiliğinden var olmuşta Allah’ta onun varlığına hediye olarak evreni yaratmış gibi. Peki Allah ne diyor kainatın yaratılması konusunda? Kuran'da nasıl geçiyor? Merak edip baktığımızda şu ayetle karşılaşırız: ''O ki yeryüzünde olan şeylerin hepsini sizin için yarattı. Sonra göğe yöneldi böylece 7 gök olarak düzenledi. Ve o herşeyi bilendir.''' [Bakara 29] ayetinde görüldüğü gibi yeryüzündeki herşey insanlar için yaratılmıştır. Allah ''Sen olmasaydın gökleri ve yeri yaratmazdım'' demiyor. ''Yeryüzündeki herşeyi sizin için yarattım'' diyor. Demek ki Allah dünya'da insan türü yaratmayı kararlaştırmış. Zaten böyle bir karar aldığını da ilk önce meleklere söylemişti: ''Ve rabbin demişti meleklere: Mutlaka ben yeryüzünde halife kılacağım...'' [Bakara 30]
Bu ayeti yok sayıp, kutsi hadis diye sunulan uydurma ayeti tevil edenler şu bahaneyi gösteriyor: ‘’Köye bir okul yapılsa, öğretmen köyün çocuklarına ‘siz olmasaydınız bu okul yapılmazdı’ dese ‘’sen olmasaydın kainatı yaratmazdım’’ diyen Allah gibi konuşmuş olur. Bu tevil’e cevap olarak şunu söyleyebiliriz: 1- O hadiste konuşan Allah değil. Allah rivayetlerde konuşmaz. Allah Kuran’da konuşur. 2- Öğretmenin köy çocuklarına ‘’siz olmasanız bu okul yapılmazdı’’ demesi ile ‘’sen olmasan kainatı yaratmazdım’’ kıyaslaması arasında fark vardır. Çocuklar var ki okul ihtiyaç oluyor. Yani çocukların bir geçmişi var, hepsi bir ailenin mensubu. Peki Hz. Muhammed var ki kainat ihtiyaç oluyor diyebilir miyiz? Hz. Muhammed zaten ezelden beri vardı da onun dünyaya gelebilmesi için evren mi yaratıldı? Bu hadisi uyduranlar bu çelişkiyi görmüş olacaklar ki şu hadisi uydurmayı da ihmal etmemişlerdir: "Allah; ‘’seni kendi nurumdan, diğer şeyleri de senin nurundan yarattım’’ buyurdu.'' [4] Yani ilk yaratılan şey Hz. Muhammed’in nuruymuş güya. Yaratılan ilk şey Hz. Muhammed olursa onun dünyaya gelmesi için de ‘’sen olmasaydın kainatı yaratmazdım’’ hadisini uydururlar.
Bu iddialar Kuran’da yazsaydı o zaman ‘’demek ki Allah ilk önce Hz. Muhammed’i yaratmış. Allah böyle söylüyor’’ diyebilirdik. Lakin bunlar Kuran’da değil; binlerce hurafenin, binlerce iftiranın bulunduğu rivayetlerde geçiyor ve Kuran’a reddiye yapıyor. Kuran ile uyumlu olsa doğruluk payı olabilirdi. Ayrıca bunları sunarken hadis kitabı diyorlar ama ne hikmetse hep Allah’ı konuşturuyorlar. Allah şöyle dedi Allah böyle dedi diyerek aslında ayet uydurmuşlar. Dini Kuran’dan öğrenmeyenler böyle hurafelere inanıp peygamberi putlaştırırlar. Allah’ın sözleri Kuran’da yazar. Bakalım Allahu Teala Hz. Muhammed hakkında ne demiş: ''Ve Muhammed Resul'den başkası değildir. Andolsun, O’ndan önce de resuller gelip geçmiştir. Şimdi, eğer ölür veya öldürülürse topuklarınız üzerinde geriye mi döneceksiniz. Ve kim topukları üzere geriye dönerse böylece hiçbir şeyle Allah'a zarar veremez. Allah şükredenlere karşılığını verecektir.'' [Ali İmran 144]
Bu ayet aslında bizlere şu mesajı da veriyor. ''Hadislere ve Kuran’a bakın da görün, eğer Kuran’ı Allah korumamış olsaydı şimdi siz ayet diye 'sen olmasan kainatı yaratmazdım' zırvasını okuyor olacaktınız.'' Gerçekten de Kuran korunmamış olsaydı önce kutsi hadis dedikleri yani Allah adına uydurdukları ayetleri sokarlardı sonra peygamber adına uydurulan hadisleri ekleyip tam istedikleri dini oluştururlardı. Zaten ‘’Bize bundan başka kuran getir veya bunu değiştir’’ [Yunus 15] diyen müşrikler de hadisçiler değil miydi? Az kalsın Hz. Muhammed’i Kuran’dan koparıp hadis uydurması konusunda ikna edeceklerdi: ‘’ Ve seni gerçekten fitneye düşüreceklerdi, sana vahyettiğimizden başkasını bize iftira etmen için. O zaman seni dost edineceklerdi.’’ [İsra Suresi 73] ayetinde peygamberi hadis uydurması konusunda zorlayan müşriklerden bahsedilmiştir. Daha Hz. Muhammed hayattayken bile hadis uydurması konusunda yani Kuran’a zıt şeyler söylemesi konusunda baskı yapılıyorken vefat ettikten sonra neler yapılmıştır düşünebiliyor musunuz? İsra 73.ayette haber verilen müşrikler ‘’oh be! Muhammed öldüğüne göre artık rahatız. O hayattayken istediğimiz şeyleri ondan duyamadık, şimdi ondan duymak istediklerimizi peygamber sözü olarak yazıp peygamber sevgisi olarak sunalım. İnanmayanları tekfir edip öldürelim. Halkı tekrar kendi inancımıza çekelim’’ demişlerdir.
İş sadece ''Hz. Muhammed olmasaydı kainat yaratılmazdı'' iddiasıyla sınırlı kalmıyor. ''Madem ki o olmasaydı biz de olmazdık, o zaman Hz. Muhammed kainatın efendisidir'' diyenler çıkıyor. Zincirleme hurafe üretim makinesi gibi biri diğerini doğuruyor. Bu kişilere ''Muhammed Resul'den başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir.. '' [Ali imran 144] ayetini gösterdiğiniz zaman kendi mantığını Kuran'a söyletmek için; ''Ve Seni, alemler için rahmet olman dışında göndermedik.''[Enbiya 107] ayeti gösterip ''peygamber alemlere rahmettir, kainatın efendisi demekte sakınca yok'' diyorlar. Peki kardeşim, Alemler için rahmet olmak kainatın efendisi olmak mıdır? Diğer resuller alemler için rahmet olmadı mı? Alemlere rahmet olan risalettir, her resul Allah'ın rahmeti gereğince dini bilgiler ile toplumu aydınlatmıştır. Böylece her resul alemlere rahmet olarak gönderilmiş olur. Böyle söyleyince yine bir bahane olarak: ''Ve rabbin, göklerdeki ve yerdeki kimseleri iyi bilir. Andolsun ki nebilerin bir kısmını bir kısmına üstün kıldık. Ve Davud'a Zebur verdik.'' [İsra Suresi 55] ayeti gösterirler. Nebi'lerin birbirine üstün kılınması onlara farklı kitaplar veya sayfalar verilmesidir. Zaten bu ayette ''Hz. Muhammed'i en üstün yaptık'' demiyor. ''Nebilerin bazılarını bazılarına üstün kıldık, Davud'a zebur verdik'' diyor. Zebur verilen Davud'un diğer nebi'lerden üstün olduğunu bildiriyor.
Allah katında üstünlük; kişinin hangi mesleği iyi yapabildiği yada hangi ırktan olduğu yada yüz güzelliği ile değil sadece takva iledir. Örneğin fakir bir insan diğer insalar tarafından küçük görülürken Allah katında büyük bir değeri olabilir. Çünkü her durumda Allah'a karşı saygılı olmayı ve onun emirlerine uymayı kendine görev edinmiştir. Aynı şekilde bir inşaat işçisi de bir mimara göre Allah katında daha üstün olabilir çünkü kalbinde sarsılmaz bir iman ve salih amel isteği vardır. İşte resuller arasında da böyle farklar vardır. Örneğin; Tebliğden sıkılıp kaçmak isteyen Yunus peygamberi büyük bir balina yutmuştur. Onun miğdesindeyken hatasını anlayıp tövbe etmiş ve böylece balina onu kusmuştur. Bu davranış bir takva örneği değildir. Bu yüzden halkına tebliğ yapmaktan 950 yıl boyunca sıkılmayan Hz. Nuh, ondan takvalı davranmak bakımından daha üstündür. Yunus peygamber de hatasından döndüğü ve tebliğe ömrü boyunca devam ettiği için eski mertebesine tekrar kavunmuştur. Hz. Muhammed de Nuh gibi sıkılmadan tebliğ yapmıştır lakin süresi 23 yıldır. Şimdi ''Hz. Nuh 950 yıl, Hz. Muhammed 23 yıl tebliğ yaptı. O zaman Nuh daha üstündür'' diye denebilir mi? Hayır! İkisi de Allah katında yüksek mertebeli ikisi de salih bir kuldur. Bu takva onları kainatın efendisi yapmaz. Aralarındaki üstünlük fazilettir: ''O resuller ki onların bir kısmını diğerlerinin üzerine faziletli kıldık. Onlardan kimisi Allah ile konuştu. Ve yükseltti onların bazılarının derecelerini...'' [Bakara 253]
Sonuç: Hz. Muhammed olmasaydı kainat yaratılmazdı hurafesini peygamberler arasında ayrım yapanlar uydurmuştur. Hz. Muhammed kainatın efendisi değil, öncekilerin devamı olan Resul'dür. Aksi halde her millet kendisine yollanan resulü putlaştırır. Birisi ''isa en büyüktür çünkü Allah katına yükselmiştir'' der. Diğeri ''Musa en büyüktür çünkü israiloğulları soyundandır'' der. Hepsi bir bahane bulur. Ama sonuçta resuller arasında ayrım yapmayan yani birini diğerinden üstün tutmayanlar müslüman olabilir. Çünkü hepsi de aynı kaynaktan beslenen zincirin halkalarıdır. Zincirin son halkası da Hz. Muhammed’dir. Son nebi’yi sevmek onu kainatın efendisi yapmak veya o olmasaydı olmazdık demek değildir, Peygamberi sevmek getirdiği kutsal kitaba sarılmaktır. ''Onlar ki iman ettiler Allah'a ve onun Resullerine. Onların arasından hiçbirini ayırd etmezler. İşte onlara yakında ecirleri verilecek. Allah gafurdur rahimdir.'' [Nisa 152] Hz.İsa’yı seviyoruz diyenlerin onu Allah’ın oğlu ilan etmesi gibi biz de Hz. Muhammed’i seviyoruz diyerek onu Allah’ın sevgilisi ilan edersek resuller arasında ayrım yapmış ve putlaştırmış oluruz.
Hadisler arasında ''Beni diğer peygamberlerden üstün tutmayın'' tarzında Kuran'a uygun cümleler vardır.
Örnek: “Beni Musa’ya üstün tutmayınız.'' [5]
Örnek: Hz. Muhammed'e “ey yaratıkların en hayırlısı” denildiğinde “O İbrahim’dir.”buyurdu. [6]
Örnek: (4338)- Ebu Hureyre anlatiyor: "Resulullah (sav) buyurdular ki: "Bir kulun: Benim, Yunus ibnu Metta'dan hayirli oldugumu" soylemesi uygun olmaz. Onun nesebi de babasınadır.'' [7]
Hadislerin kaynakları;
[1] Acluni, II: 164; Hakim el Müstedrek, II: 615
[2] Müsnedi Firdevs. C.5.s.227.hn. 8031 - Deylemi’nin İbn Abbas’tan nakli
[3] Keşfül hafa.c.1.s.45.hn.91 - Deylemi’nin İbn Ömer’den nakli
[4] Îmân Ahmed, Müsned IV-127; Hâkim, Müstedrek II-600/4175; İbni Hibban, El İhsân XIV-312/6404; Aclûnî, Keşfü'l-Hâfâ I-265/827
[5] Buhari, Husumat, 1; Müslim Fedail, 160
[6] Darimi, Sünnet, 18; Ahmed b. Hanbel, Müsned, III, 178, 184
[7] Buhari, Enbiya 35, Tefsir, Nisa 26, Tefsir, En'am 4, Tefsir, Saffat 1; Muslim, Fezail 166, (2376); Ebu Davud, Siinnet 14, (4669, 4670)
Sen olmasaydın hadisi - Bumudin/06.09.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?