Sünnet olmak pipi ucundaki derinin kesilerek içeride kalan baş kısmının açığa çıkarılmasıdır. Erkek bebeklerde doğumla birlikte gelen bu deri, yaratılışın bir parçasıdır. Tıpkı erkekteki meme ucu gibi, pipi ucundaki deri de doğuştan gelen özelliktir. Öyleyse bu deriyi kesip atmanın mantığı nedir? Dini açıdan sünnet olmak bir gereklilik midir?
Erkek sünnetinin kaynağı nedir?
Sünnet etmenin kaynağına baktığımızda İbrahim peygamberle başladığının iddia edildiğini görürüz. Özellikle tevratta geçen sünnet olma emri, yahudiler tarafından çok önemsenir, sünnet olmak bir dindarlık alameti olarak görülür, sünnet olmayana kız bile vermezler. Yahudilerin erkek çocukları sünnet etmesinin kaynağı tevrattaki şu cümlelerdir.Tevratın bu bölümünde erkek çocuklarının sünnet edilmesinin kaynağını görüyoruz. İbrahim peygamberle Allah arasındaki bir anlaşmanın işareti/nişanesi olarak sünnet olmanın emredildiği söyleniyor. Yine tevratın başka bir bölümünde ise sünnet olmayan erkeklere kız vermemenin kaynağını görüyoruz.
Halk arasında yaygın olan sünnet olmadan dindar olunmaz inancının ve sünnet olmayana kız verilmez inancının kaynağının tevrat olduğunu görüyoruz. Peki müslümanlar bu inanca nasıl kapıldı? Müslümanlar hangi kitaba uymakla mükelleftir? Müslümanların kaynağı tevrat mıdır yoksa Kuranı kerim midir? Cevap tabi ki Kurandır. Kuranda sünnet olmakla ilgili bir ayet yoktur. Bu yüzden yahudi inancını müslümanlara uygulatmak için bir hadis uydurmak gerekmiştir.
Uydurma hadis: "Nebi dedi: "Fıtrat beştir: Sünnet olmak, etek traşı olmak, bıyığı kesmek, tırnakları kesmek, koltuk altını yolmak." [Buhari: Libas 64 (107)] Bu hadiste fıtrat kelimesinin kişisel bakıma indirgendiği görüyoruz. Kuranda ise fıtrat kelimesi "Allahın fıtratı" (30:30) olarak geçer ve Allahın fıtratı üzerine yaratıldığımız vurgulanır. Yani fıtrat dediğimiz iç güdümüz; doğuştan gelen iyilik, sevgi, tevhid gibi özelliklere kodlanmıştır. Bu yüzden iyilik yapınca mutlu oluruz, sevip sevilince mutlu oluruz, kavga gürültüden hoşlanmayız. Fıtratın tırnak kesmekle, traş olmakla, pipi ucundaki deriyi kesmekle hiç ilgisi yoktur.
Başka bir hadiste ise sünnet olmanın Hz. İbrahimle değil Hz. Adem ile başladığı yazar. Yani tevratı yalanlayan hadis mevcuttur: "Ebû Hüreyre’den rivâyete göre, nebi şöyle buyurdu: “Beş şey yaratılışın başlangıcından beri devam edip gelmektedir; kasık tıraşı, sünnet olmak, bıyıkları kısaltmak, koltuk altı kıllarını tıraş etmek ve tırnakları kesmek.” [Tirmizi: Edeb 14 (2756)] Yaratılışın başlangıcı Adem olduğuna göre sünnet olmanın da Ademle başladığı iddia edilmiştir. Ayrıca Kuranda Allahın yarattığını değiştirmek şeytanın vaadi olarak geçer:
"Ve onları elbette saptıracağım, onları elbette onları kuruntulara sokacağım, onlara emredeğim de böylece güdülen hayvanların kulaklarını kesecekler ve elbette onlara emredeceğim de mutlaka Allah'ın yarattığını değiştirecekler. Ve kim şeytanı Allah'tan başka veli edinirse artık hüsrana uğrayanlardan olur ki apaçık bir hüsrandır.'' [Nisa Suresi 119]
Bu ayet üzerinde düşünürsek Allahın yarattığını değiştirmek doğal olan herşeyi bozmak olabilir. Gerek tohumların genetiğiyle oynayıp GDO'lu ürünler çıkarmak, gerek hayvanların geniyle oynayıp hormonlu et üretmek, gerek cinsiyet değiştirmek, gerekse çocukları sünnet etmek yaratılışı değiştirmektir.
Peki erkek çocukları sünnet etmenin kaynağı tevrat ise ve tevratta söylendiği gibi Hz. İbrahimden beri devam ediyorsa, fıtrat kelimesini çarpıtan uydurma hadise göre de ilk insandan beri sünnet olunuyor ise, son şeriat olan Kuran islamında müslümanları sünnet olmaya davet eden bir ayet neden yoktur? Mesela "erkek çocukları sünnet edin, müslüman olmak isteyenler de sünnet olsunlar" diye ayet olmadığı halde bu gelenek neden kutsanmıştır? Müslümanların erkek çocuklarını sünnet etme alışkanlığı nereden gelmiştir? Ümmeti muhammed emirleri Kuranı kerimden aldığına göre ve Kuranda sünnet etmek emredilmediğine göre bu iş geleneklerin din edinilmesinden ve kültürlerin etkileşiminden kaynaklanmaktadır. İsrailiyat inançları müslümanlar arasına da sokulmuş ve tıpkı yahudiler gibi "sünnet olmadan dindar olunmaz, sünnet olmayana kız bile verilmez" gibi inançlar yaygınlaşmıştır.
Şu halde sünnet etmenin müslümanlar açısından dinsel bir zorunluluğu yoktur. Yeni doğmuş çocuklara ve islama girmek isteyenlere sünnet olma dayatması yapılamaz. Eğer Kuranda sünnet olmakla ilgili bir ayet geçseydi o zaman dindar olmanın şartı sayabilirdik. Mesela namaz kılın, zekat verin, oruç tutun, hacca gidin, kurban kesin, sadaka verin.. gibi emirler Kuranda geçtiği için bunları yapıyoruz ve varlığından şüphe etmiyoruz. Uymamız gereken yasa kitabı Kuran olduğu için Kuranda geçmeyen emirleri din olarak göremeyiz.
Sünnet olmayı dinin gereği olarak değil sağlığın bir gereği olarak değerlendirebiliriz. Örneğin erkek çocuklar çişini yaparken son damlayı beklemeden üzerini giydiklerinde o damlalar derinin içinde birikebiliyor ve koku yapabiliyor. Bu sebepten bir rahatsızlık olursa doktor tavsiyesi ile çocuklar sünnet edilebilir. Çocuklar büyüdükten sonraki cinsel sağlık açısından düşünüldüğünde pipi uucundaki derinin zararı yoktur.
Kadın sünneti hurafesi!
Sünnet olmayı dinin gereği olarak görenler, sadece erkek çocuklarını sünnet etmekle yetinmeyip kız çocuklarını da sünnet etmeye başlamışlardır. Burada yüzünüzde bir şaşkınlık ifadesi oluşabilir. Evet, dinciler kız çocuklarını da sünnet ederler. Peki neyi kesecekler? Kız çocukların cinsel organında fazla deri var da onu mu kesecekler? Hayır! Deri değil klitoris isimli toplu iğne ucu gibi olan bölgeyi kesiyorlar.Klitoris bölgesi tıpkı erkekteki penis ucu gibi hassas ileti dokusudur ve kadının mansturbasyon yaparken zevk almasını sağlar. Klitorisi sünnet edince ise kadın hayatı boyunca cinsellikten zevk alamaz. Klitorisin hepsini değil ucunu kesseler bile o kısımda yara oluşacağı için orjinalliği bozulur ve hassas his dokusu kaybolur. İşte bu zulüm yine hadis uydurma yöntemiyle islama dahil edilmeye çalışılmıştır. Uydurma hadisleri gerçek zanneden, ilim ve hikmet bakımından geri kalmış ülkeler de kız çocuklarını jiletle sünnet etmektedir.
Uydurma hadis: "Sünnet (hıtan), erkeklere sünnet, kadınlar için fazilettir." [Ahmed b. Hanbel: V, 75; Ebu Davud: Edep 167 (5271); el-Fethu'r-Rabbânî, XVII, 1312) ]
Erkek sünnetini ve kadın sünnetini ümmeti Muhammed arasında yaymak için yine hadis uydurulduğunu görüyoruz. Mezhepler de bu tür akla ziyan hadisleri dikkate alarak hüküm belirtmişler ve kadın sünnetine olumlu bakmışlardır.
Hanefi'ye ve malik'e isnad edilen görüşe göre sünnet olmak sünnettir yani yapılsa da yapılmasa da olur. Hanbel'e isnad edilen görüşe göre vaciptir yani farza yakındır ve yapılmalıdır. Şafi'ye isnad edilen görüşe göre erkek sünneti de kadın sünneti de aynıdır, yapılmalıdır. (el-Fethu'r-Rabbanî, XVII, 1312). Türk halkının çoğu mezheplerin akla ziyan hükümlerini bilmediği için halen kendini hanefi, şafi, hanbeli, maliki olarak tanımlayabilmektedir. (Bak: Mezhep hükümleri)
Ayrıca ulema olarak görülen sünni hocalar da kadın sünneti hurafesini destekler: "Ebu's-Suud kendisine yöneltilen; "Diyar-ı Arap'da avratları sünnet ederler. Bu fiil sünnet midir?" sorusuna "el-Cevap: Müstehaptır" şeklinde cevap vermiştir. (M. Ertuğrul Düzdağ, Şerhul-İslam Ebu's-Suud Efendi Fetvaları, İstanbul 1972, s. 35).
İslam ümmeti hadisler ve mezhepler yoluyla kuşatılmış, Kuranda geçmeyen uygulamalar din yapılmaya çalışılmıştır. Sadece erkek sünneti değil kadın sünnetini de gerekli görmüşler, kadınların cinsellikten zevk almasını engellemeye çalışmışlardır. Bunun sebebi tabi ki kadının potansiyel zani olmasıdır. Erkek egemen hocaların oluşturduğu uydurulmuş dine göre kadınlar her zaman baskı altında tutulmalı, evden yalnız çıkmalarına izin verilmemeli, pencereden bakarsa dövülmeli, zevk almasın ve zina yapamasın diye sünnet edilmelidir. Mantık budur ve bu melanet kadın düşmanlığını hurafeci hocalar tarafından zaman zaman dile getirilir.
Çocukların sünnet olmaktan kaçması ve ağlaması bile bunun hurafe olduğunu anlamaya yeterlidir. Hangi çocuk kendi isteğiyle sünnet olmak ister? Aileler "erkek olacaksın, adam olacaksın, sünnet olmazsan kızlar sana bakmaz, adam yerine konmazsın" diyerek çocukların aklını çeler ve karşı koyma gücü olmayan çocukları koyun gibi yatırıp sünnet ederler. Bu davranış insan haklarına aykırı olmakla birlikte dinimizde yeri yoktur. Tevratta ve uydurma hadislerde geçmektedir. Yani yahudilerin geleneğidir, yahudi olmayanların sünnet olma zorunluğu yoktur.
Erkek çocukları sünnet olmadan önce de erkektir, pipi ucundaki deriyi kesmekle erkek olmanın yahut dindar olmanın ne ilgisi vardır? Üstelik bunu dinle bağdaştırmak islama zarar vermektedir. Sünnet olmayı dinle bağdaştıranlar erkek sünnetini de yeterli görmeyip kadın sünneti de uydurmuşlardır. Halbuki bir şeyin din olması için Kuranda emredilmiş olması gerekir. Hacdayken saçınızı traş edin (48/27, 2/196) diyen rabbimiz, çocukları sünnet edin demeyi unutmamıştır çünkü böyle bir emri yoktur. En azından son şeriatta sünnet etmek olduğunu hiç kimse iddia edemez.
Sonuç olarak bütün hurafelerin kaynağı ya israiliyat, ya uydurma hadisler, ya mezhepler oluyor. İlim ve hikmet olarak gelişmek için hadislerin ve mezheplerin dinin kaynağı olarak görülmesi hastalığından kurtulmak gerekiyor. Hadisler ve mezhepler islamın kesin kaynağı olarak görüldüğü sürece ne tam anlamıyla müslüman olmak mümlündür, ne tam anlamıyla islamı öğrenebilmek mümkündür, ne de şirkten ve cehaletten kurtulabilmek mümkünüdür. (Bak: Hadislere bakışımız nasıl olmalı) Halbuki bu hadisler ve mezhepler ilim öğrenmek isteyenlerin önüne sunuluyor, çünkü şeytan sağdan yanaşır (7:17), direk "ben seni hurafeci yapacağım" demez, "bunlar peygamber sünneti, bırak kuranı sen anlamazsın" der.
Aklında "acaba islamda sünnet olmak var mı" diye soru işareti kalanlara da şu ayeti gösterelim: "..ileride kurandan sorulacaksınız"(43/44) ayetine göre Allah bize "neden Kurana uymadın" diye soracak. "Neden tevrata uymadın, neden hadislere ve mezheplere uymadın" diye sormayacak.
Sünnet olmanın zararları;
1- Çocuklarda korkuya bağlı tramva,
2- Yara iyileşene kadar çocuğa eziyet,
3- Çişe giden çocuğun işemekte zorluk çekmesi,
4- Yaraya sıçrayan idrarın iltihaba sebep olması,
5- Derinin koruduğu sinir hücrelerinin açığa çıkarılması sebebiyle his kaybına sebep olması.
6- Allah'ın emri zannedilmesi ve sünnet olmayanların dinsiz sanılması.
7- Allah'ın yarattığını değiştirip dindar olduğunu sanmak.
8- Yahudilerin adetlerini yaşatmak.
Siz İslam'da sünnet yoktur diyorsunuz.ancak Kuran'da inneddine indallahil İslam diyor.Allah indinde din islamdir.islam adem as dan bugüne kadar gelen vahye dayanan tüm dinlerin ortak adıdır.kuran eğerki sünneti kaldırmadı ise bizim için de aynen devam ediyor olduğu içindir.kutsal kitaplarda Kur'anin kaldirmadigi ve yalanlamadıgi hükümler bizim için de aynen geçerlidir.De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz, Allah katından, doğruya bu ikisinden (Tevrat ve Kur’an’dan) daha çok ulaştıran bir kitap getirin de, ben ona uyayım.”kasas 49 aksini iddia ediyorsanız bu ayete cevap verin._--Eğer (bu konuda) sana cevap veremezlerse, bil ki onlar sadece kendi nefislerinin arzularına uymaktadırlar. Kim, Allah’tan bir yol gösterme olmaksızın kendi nefsinin arzusuna uyandan daha sapıktır. Şüphesiz Allah, zalimler toplumunu doğruya iletmez.kasas 50
YanıtlaSilKadın sünneti sapkinliktir ancak Kuran'da erkek sünneti nesh edilmediği için bizim için de bağlayıcıdır.---Eğer onlar Tevrat'ı, İncil'i ve Rablerinden onlara indirileni (Kur'an'ı) doğru dürüst uygulasalardı, şüphesiz hem üstlerinden, hem de ayaklarının altından yerlerdi (yeraltı ve yerüstü servetlerinden istifade ederek refah içinde yaşarlardı). Onlardan aşırılığa kaçmayan (iktisatlı, mutedil) bir zümre vardır; fakat çoğunun yaptıkları ne kötüdür! Maide 66 Kur'an müslümanlarina duyurulur
YanıtlaSil