Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

Türkçe ezan okunur mu? Türkçe namaz kılınır mı?

Ezanın Türkçe okunması Atatürk zamanında gerçekleşmiş ve Müslüman halkın tepkisine yol açmış bir olaydır. Atatürk Osmanlının sünnilik rejimi değiştirip Cumhuriyet rejimi getirince, şeyhul islam yerini Diyanet işleri aldı ve hocalara Türkçe ezan talimatı verdi. 1932-1950 yılları arasında Türkçe ezan okunduğu karşımıza çıkmaktadır.

Minarelerden 1400 yıldır duyulan “Allahu ekber (Allah en büyüktür)” nidası yerine “Tanrı uludur (ilah yücedir)” nidaları duyulmuş ve 1950 yılında seçimi kazanan Demokrat parti zamanında dini değerleri bozmak olduğu anlaşılınca eski haline getirilmiştir.

İslamın simgesi / şiarı diyebileceğimiz belli başlı şeyler vardır. Bunlar; ezan, namaz, oruç, hac, kabe, kurban gibi ibadetlerdir. Dünyanın her yerinde bu ibadetler aynı dilde aynı şekilde yapılır. Dışarıdan gören bir turist de “Müslümanların ezanı okunuyor, Müslümanlar namaz kılıyor” şeklinde yorumlayıp ne olduğunu anlarlar.

Tıpkı İngilizce dilinin dünya dili olması ve bütün dünya insanlarının İngilizce konuşarak anlaşabilmesi gibi, dünya müslümanları da Arapça ezan ile mescitlerde buluşurlar ve Arapça sureler okuyarak namaz kılarlar. Yani dünya dili İngilizcedir, İslam ibadet dili Arapçadır.

Dünya insanlarının Arapça ezan ile mescitlerde buluşması ve Arapça surelerle namaz kılması gerektiği Mekke’de hacı olurken daha iyi anlaşılmaktadır. Farklı ülkelerden farklı renklerde, farklı dilleri konuşan insanlar Mekkeye gelirler ve hacı olurlar. Hac farzını yerine getirirken Arapça ezanı işitirler, hocanın arkasında Arapça namaz kılarlar.

Kuranda Ezan var mı?

İza nudiye lissalati : namaz için nida edilince. (62:9) ayetinde peygamberimiz zamanındaki ezana işaret edilir. Zenci bir köleyken hürriyetine kavuşturulan Bilal Habeşi, Medinede yükseğe çıkarak ezan okumuştur.

Allâhu ekber (Allah en büyüktür)
Eşhedu en lâ ilâhe illallah (şehadet ederim ki Allahtan başka ilah yok)
Eşhedu enne Muhammeden Rasûlullah (şehadet ederim ki Muhammed Allahın elçisi)
Hayye ales salâh (Haydi namaza)
Hayye alel felâh (Haydi kurtuluşa)
Allâhu ekber (Allah en büyüktür)
Lâ ilâhe illallah (Allahtan başka ilah yok)

Bu çağrı artık İslamın şiarı / simgesi olmuştur. O günden sonra namaz vakti geldiği zaman bu sözlerle çağrı yapılır. İslam dini yayıldıkça da aynı şekilde devam eder.

“Müslümanlar Medine’ye geldiklerinde namaz için çağrı yapılmazdı; bir araya toplanırlar ve namaz vaktini beklerlerdi. Bir gün bu konuyu aralarında konuştular. Kimisi, “hıristiyanların çanı gibi bir çan edinelim.” dedi. Kimisi, “yahudilerin boynuz borusu gibi bir boru edinelim.” dedi. Ömer ise, “Namaza çağıracak birini gönderseniz ya” dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (s.a.v.): “Ey Bilâl, kalk da namaza çağır” buyurdu.” (Buhârî, Ezân, 1)

Kendi başımıza Türkçe namaz kılabilir miyiz?

Kuran ayetleri namazda okunurken indiği şekliyle okunmalıdır çünkü Arapça telaffuzu sevap olmaktadır, bu yüzden tespihat da Arapça yapılmaktadır.

Kuranın telaffuzu da anlamı da edebi mucizedir. Önceki ümmetlere olağan üstü mucizeler verilmiş, son nebiye ise mucize olarak Kuran verilmiştir. Tıbbın yaygın olduğu zamanda İsa peygamber Körleri iyileştirerek, ölüyü dirilterek mucize göstermişti. Şairlerin yaygın olduğu zamanda ise Muhammed peygamber Kuran getirmişti.

Kuranın farklı ahenk ile okunması da insanları cezb ediyordu. Öyle makamlarla okunuyordu ki ilk defa Kuranı kerim dinleyenler olduğu yerde kalıyor, kalplerine işleyen bu ses karşısında duygulanıyor ve içinden ağlamak geliyordu. Kuranın edebi mucize olması sebebiyle, hem kulağa hoş geliyor hem gönüllere işliyordu.

Örneğin Fatiha suresini “Elhamdulillahi rabbil alemiiiiiiin, errahmanir rahiiim, maliki yevmiddiiiiiin” diye uzatarak okuyunca kulağa hoş gelmektedir. Bunu Türkçeye çevirip “Alemlerin rabbine hamd olsuuuuuun, rahmet edendir merhamet edendiiiiiir, din gününün sahibidiiiiir” diye okuyunca abes olmaktadır.



Türkçe ezanı kimler savunuyor?

Türkiyede ezanın Türkçe okunması kendine solcu diyen kesim tarafından savunulmaktadır. Bunun sebebi milliyetçilik ile alakalıdır. “Biz Türküz, Arapça duymak istemiyoruz” gibi bir yaklaşımla olaya bakarlar. İşin ilginç tarafı ise Türkçe ezan duymak isteyenlerin hayatında dine yer olmaması, sadece seçim zamanlarında Cuma namazına gitmeleri, Cenazeleri olduğu zaman camiye uğramalarıdır.

Türkçe ezanı, Türkçe namazı savunanlara sadece solcular değil, kendine Kurancı diyenler de dahildir. Bunların gerekçesi ise “ben Arapça bilmiyorum, indiği gibi okuyunca hiç anlamıyorum, zevk almıyorum, anlayıp zevk almak için Türkçe namaz kılıyorum” oluyor.

Halbuki çocukluktan itibaren hem okullarda hem ayrıca para verilip gidilen dershanelerde İngilizce eğitimi gören bu kişiler, birkaç ayını Arapça öğrenmeye ayırsalar veya okuduğu ayetlerin anlamını ezberlemeye ayırsalar yine anlayarak namaz kılmış olacaklardır.

Sonuç

Arapça ezan İslamın şiarı / simgesidir, dünyanın her yerinde Arapça ezan okunur, her millet Arapça ezanı işitince Allahın çağrısı olduğunu anlar. Ezan, Kuran meali gibi başka dillere çevrilip okunamaz.

3 yorum:

  1. Allahüekber- Allah tek büyüktür

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Allahu kebir: Allah büyüktür.
      Allahu ekber: Allah en büyüktür.
      Allahu ehad: Allah tektir.

      Sil
  2. Allah u kebir diyenlere ayetle cevap vermek istiyorum.cunku bu cevabı Allah sizden istiyor.gul eyyu şeyun ekberu şehadeh. De ki: Hangi şey şahadetçe en büyüktür? Bu soruya aklı başında olan her müslüman Allahuekber diyerek cevap verir.o hâlde bizde Allahuekber demeliyiz.allahukebir diyerek ezan okunmaz.allhuekber En'am 19.ayetin cevabıdır.

    YanıtlaSil

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?