"Hadislerde mezheplerde Kur'an'a zıt, akla mantığa zıt şeyler var. Bu kaynaklara hurafe karışmış, hepsine topyekûn iman edenler çelişkili bir dine inanmış olurlar" dediğimiz zaman, doğduğu ailenin inancını sorgulamadan benimsemiş, çocukluktan beri mezhepçi zihniyete maruz kalmış kişiler "Kur'an yeterse bana namazı göster" demekteler.
"Ayeti keçi yedi Kur'an eksildi diyen iftiralar var, tevhid düşmanı müşrik kertenkelenin Hz İbrahimi yakmak istediğini söyleyen hurafeler var" dediğimizde bunların sahte hadis, halk efsanesi olduğunu kabul etmek yerine "Bunca ulema fark edemedi siz mi fark ettiniz, koca koca ulemalar bilemedi siz mi bildiniz" demekteler.
"Aklınızı kullanın, Kur'an'a arz etme yöntemini kullanın, hurafeler kendini belli ediyor" dediğimizde ise "akıl değil nakil, Buhari atını kandıran adamdan bile hadis almamış, Onun sahih dediğine biz mi uydurma diyeceğiz. Mezhep imamları 40 yıl dirsek çürütmüş, onlardan daha mı iyi bileceğiz...
...Cennete gitmek için sünni olmalıyız , 4 hak mezhepten birini tutmalıyız, mezhep alimi ne demişse hepsini topyekûn kabul etmeliyiz" diyorlar. (Şiiler de kendi mezhepleri için böyle diyor) Böylece Kur'an için söylemeleri gereken topyekûn iman etme şartını (2:85) rivayetlere ve alim görüşlerine indirgiyorlar ve Allah'tan başkasını rabb edinme tehlikesine düşüyorlar.
Allah'ı rabb/efendi/sahip edinmek sadece Allah'ın dediklerini sorgusuz kabul etmekle, Allah'a gönülden teslim olmakla, bütün Kur'an ayetlerine iman etmekle olur. Allah'tan başkasını rabb edinmek ise insanların dediklerine sorgusuz iman etmekle, hatasız kusursuz kabul etmekle olur.
Yani rivayetleri toplayıp hadis kitabı yazanları ve âlimlere isnad edilen mezhepleri hatasız kusursuz kabul etmek de Allah'tan başkasını rab edinmeye yol açacaktır. Din adamlarını rab edinme tehlikesi hakkında eski ümmetler örnek verilmiş (9:31) ve bizim de bu hatadan sakınmamız istenmiştir.
📖 Hahamlarını ve Rahiplerini Allah'ın yanısıra rabler edindiler. Meryem oğlu mesihi de. Halbuki (İsa onlara) tek ilaha kulluk etmekten başkasını emretmedi. Ondan başka ilah/tanrı yoktur. (Subhan olan Allah) Ortak koştukları şeylerden münezzehtir. (9/Tevbe 31)
Kurandaki örnekler bizim ibret almamız içindir. Kitap ehlinin din adamlarını rab edinmiş olması müslümanları da aynı tehlikenin beklediğine işarettir. "Bu ayet yahudilerden ve Hristiyanlardan bahsediyor, bizden bahsetmiyor" diyerek itiraz edenler ise hiç bir ayetten ibret alamaz.
Müslümanlar da din adamlarını rabb edinme hatasına düşebilir. Mezhepleri, hadis kitabı yazarlarını, şeyhleri gavsları, evliya olarak tanıtılan adamları, yöneticileri rab edinebilir. Kur'an indiği dönemde müslümanlar tevhidi öğrendiği için henüz insanları rab edinen olmamıştı, günümüzde ise bu hataya düşenler olduğu görülmektedir.
Bu bilgilerden sonra "Allah'ın indirdiğine uyun, İslam dini Kuran'dan öğrenilir" (2:170) diyenlere itiraz edip "Kuran yeterse namazı göster" demek, kendini öğrenmeye kapatmaktır ve sorgulamadan taklidi imanla yaşamaktır. Atalarına uymayı sahabelerin yolu olan Kur'an müslümanlığına tercih etmektir.
📖 Onlara Allah'ın indirdiğine uyun denilince "Hayır, atalarımızı üzerinde bulduğumuz şeye (aile büyüklerimizden öğrendiğimiz dine) uyarız" derler. Ataları birşey düşünmeyen ve yanlış yolda olsalar bile mi? (2/ Bakara 170)
Doğduğu ailedeki inancı sorgulamadan kabul etme hatasına Bakara 170 ayette dikkat çekilmiştir. İnsanlar çocukluktan beri atalarından öğrendiği şeyleri doğru bildikleri için başka bir bilgiye kendini kapatarak güvende kalmak isterler. Oysaki söz konusu din ise aile büyüklerini kaynak edinmek yerine kutsal kitabı kaynak edinmek gerekir.
Kutsal kitabımızda şunlar yazar: 📖
"..Bugün dininizi Kemal'e erdirdim "(5:3)
"..Sana herşeyi açıklayan kitap indirdim.." (16:89)
"Ayrıntılı olarak indirdi" (6:114)
"Ayrıntılı açıkladı" (11:1)
"öğüt alın diye kolaylaştırdık" (54:22)
"Kur'an'ı iyice düşünmezler mi" (47:24)
"Fazla soru sormayın" (5:101-102)
"Kurandan sorguya çekileceksiniz" (43:44)
Rabbinizden size indirilene uyun" (7:3)
Kur'an yeterse bana namazı göster diyenler aslında bu ayetlere (5:3, 16:89, 6:114, 11:1, 54:22, 47:24, 5:101, 43:44, 7:3) itiraz etmiş olurlar. Kur'an yeter demek; iman esasları, tevhid bilinci, dünya ve ahiret saadeti, emir ve yasaklar, günah ve sevaplar.... bakımından yeterli demektir. Dini sorulara ayetlerden cevap bulmaktır. İslam'ın hurafelerden ve bidatlardan korunması için ayetleri rehber edinmektir.
Bana namazı göster diyenler için ayetler: 📖 Güneşin batıya yönelmesinden gecenin kararmasına kadar salatı ikame edin (17:78), salata kalkınca abdest alın (5:6), Kıyam, Ruku edin secde edin (22:26, 22:77) Namazda sesini fazla yükseltme (17:110) Tehlike varsa binek üzerinde kılın (2:239) Cephede namazı kısaltabilirsiniz, iki bölük olup sırayla kılın (4:101-103) Namazda ayet okumak (29:45, 73:20) Ruku ve secde tespihatı (56:96, 87:1)
Ayrıca bana namazı göster diyenlerin çoğusu namaz son Nebi ile başlamış gibi konuşurlar ve tüm peygamberlerin aynı ibadetleri öğrettiğini, Nuh tufanı ile kaybolan Kabe'yi Hz İbrahimin yeniden inşa ettiğini ve ibadet usullerini öğrendiğini (2:125-128) hesaba katmazlar.
Bir dönem kıblenin Kudüsteki mescidi aksa olup (2:142-144) Yahudilerin peygamberimizle birlikte namaz kıldığını sonra tekrar kıblenin kabe olmasıyla kimin son nebiyi kabul ettiğinin ortaya çıktığını, kitap ehlinin de namazı biliyor oluşunu da hesaba katmazlar.
Ayrıca Peygamberimiz gelmeden önce Hz Musadan ve İsadan öğrendikleri namazı kılan kitap ehlinden iyi insanlar Allah tarafından övülmüştür. (3:113) Hz Meryem de namaz kılmıştır. (3:43) Çünkü her ümmet aynı ibadetlerle emrolunmuştur.
Peygamberimiz de "Ben nasıl kılıyorsam öyle kılın" (Buhari, ezan 18) diyerek uygulamalı göstermiştir. 1400+ yıldır da hem Kabe'de hem cuma namazlarında uygulamalı sünnet olarak devam eder. Daha fazla detay isteyenler ise namaz hakkındaki hadisleri okuyabilir, mezhep görüşlerine bakabilir.
Kur'an yeter demek başka hiç bir şey okumaya gerek yok demek değildir. Önemli olan evvela Kur'an okumak , zihnimizi ayetlerle süslemek ondan sonra başka kaynaklara geçmektir. Böylece Kur'an'a arz etme mekanizması çalışacaktır ve Furkan (doğruyu yanlışı ayırt etme) (25:1) mümkün olacaktır.
Ayrıca namazda otururken ettehiyatu okumak yerine 37:180-182 ayetlerini, Salli barik yerine de rabbena ile naşlayan dua ayetlerini 2:286, 2:201, 14:41 okumak daha eftaldir.
Bana namazı göster - Bumudin Mayıs 2025
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Gmail hesabınızla veya Anonim olarak yorum yapabilirsiniz.