Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

Kitap ve hikmet - Kuran Kavramları


Soru: Kurandaki ''Kitap ve hikmet'' ifadesinden ne anlamalıyız? Kitap Kuran ise hikmet nedir? Rivayetler hikmet midir?

Cevap: Hikmet: bilgelik demektir. Kuran'da kitap ve hikmet olarak geçen ifadeler ''hikmetli ayetler'' anlamına gelir. Hem Kuran hem de hikmet olarak farklı kitaplar olduğu anlaşılmaz. Aksi halde Kuran ile birlikte başka bir kitabında yazılmış olması gerekirdi.

Hikmet sadece resullere verilen bir özellik değildir. Güzel huylara sahip müslümanlara da hikmet verilir. Bakara suresi 269: (Allah) hikmeti dilediği kişiye verir. Kime hikmet verilmişse böylece ona çok hayır verilmiştir. Akıl sahiplerinden başkası tezekkür edemez.

Hikmetin ne olduğunu anlamak için yine ayetlere bakmak gerekir .Kuran'a göre hikmet; yoksulluk korkusu ile çocukları öldürmemek (İsra/31), zina etmemek (İsra/32), masum insanları öldürmemek(İsra/33), yetim malı yememek(İsra/34), ölçüde hile yapmamak (İsra/35), bilmediğin şeyin ardına düşmemek (İsra/36), kibirle yürümemek(İsra/37) gibi güzel huylardır.  Güzel huylar sayıldıktan sonra Allah'u teala bunların hikmet olduğunu şöyle açıklamaktadır: ''İşte bunlar, Rabbinin sana hikmetten vahyettiği şeylerdendir...'(İsra/39)

Kitap ve Hikmet Ayetleri


Yasin Suresi 2: Hikmetli Kuran'a andolsun.

Bu ayet hikmetin ne olduğunu ortaya koymaktadır. ''Vel kur’ânil hakîm '' cümlesi Kuran'ın hikmetli olduğundan bahsederek hikmetin kitaptan bağımsız olmadığını göstermektedir.

Yunus Suresi 1: İşte bunlar hikmetli kitabın ayetleridir.

''Elif lâm râ, tilke âyâtul kitâbil hakîm'' ayeti de Kuran'ın hikmetli kitap olduğunu bildirmektedir.

Ali imran 58: İşte bu sana okuduğumuz ayetler, hikmetli zikirdir.

Bu ayette ''Zâlike netlûhu aleyke minel âyâti vez zikril hakîm'' cümlesi ''sana okuduğumuz ayetler hikmetli zikirdir'' anlamına gelmektedir. Zikirden kasıt; tekrar edilen, sürekli hatırlanan Kuran'dır. ''Hakîm zikir'' ifadesi hikmetli Kuran demektir. Demek ki hikmet Kuran dışı bir kitap değilmiş.

Sad suresi 20: Ve onun (Davud'un) mülkünü güçlendirdik ve ona hikmet ve akıcı hitap  verdik.

Bu ayette Hz. Davud'a mülk verildiği, hikmetli davranma ve çarpıcı konuşma yeteneği verildiği yazmaktadır. Eğer hikmet hadisler olsaydı Davud peygambere zebur ile birlikte bir kitap daha verilmiş olması gerekirdi.

Meryem Suresi 12: Ey yahyha! Kitaba kuvvetle sarıl. (dedik) Ve ona çocukken hikmet verdik.

Bu ayette Hz. Yahya'ya çocuk yaşta hikmet verildiği bildirilmiştir. Kitaba sarıl emrinden sonra hikmetin verildiğinin söylenmesi, yahya'nın kitabı anlayarak hikmete ulaştığını gösterir. Bu kitaptan kasıt yahya'ya indirilen sayfalardır. Kuran'a göre nebilere sayfa/kitap verilmiştir. Tebliğ ederken resul olurlar. Bak: Resul ve nebi kavramları

Bakara Suresi 151: Nitekim size içinizden bir resul gönderdik. Size ayetlerimizi okuyor ve arındırıyor ve size kitabı ve hikmeti öğretiyor ve bilmediğiniz şeyleri öğretiyor.

Bu ayette Hz. Muhammed'in araplar içinden seçilmiş bir resul olduğu, ayetleri okuyarak hurafeden ve şirkten arındırdığı, kitabı ve hikmeti yani hikmetli kuran'ı tebliğ ederek konuları açıklığa kavuşturduğundan bahsedilmiştir. Ayetleri okumuş ve hikmetli kitabı tebliğ ederek bilmediklerimizi öğretmiştir. Bu ayette birden fazla ve bağlacı vardır. Hepsi de ayrı konulardan değil, ayet okuyarak arındırmaktan ve hikmet öğretmekten bahseder.

Hz. Muhammed Allah'ın elçisi olmasına rağmen, ''ben Allah dostuyum, müridim olun ki size şefaat edeyim, kapımda köpek olun'' gibi şeyler söylememiştir. Çarşıda dolaşmış, herkesin arasında yemek yemiştir. Böyle âlim ve Allah'ın dostluğunu kazanmış bir insan mütevazi bir hayat sürmüştür. Kimseyi kendisine köle etmemiştir. Bu yüzden müşrikler Hz. Muhammed'e ''Bu nasıl resûl ki, yemek yiyor ve çarşılarda dolaşıyor. (Furkan/7) demişlerdir. Çünkü müşrikler sıradan yaşayan, putlaştırılmamış insanlara itibar etmezler. Müşriklerin önemsediği şey çoğunluktur ve güçtür. Eğer peygamber fakir bir aileden değilde Kureyş'in zenginleri arasından çıksaydı müşrikler onun resullüğünü hemen kabul ederlerdi. Çünkü müşrikler gerçeği aramak yerine güce ve itibara taparlar. Bu yüzden kula kulluk etmeden duramazlar ve putlaştırılmış kişilere mürit olmak isterler.  Akılsızca körü körüne teslim olmak isterler.

Cuma Suresi 2: O ki, ümmiler (şeriat bilmeyenler) arasından içlerinden bir resul gönderdi. Onlara ayetleri okuyor, arındırıyor, kitap ve hikmeti öğretiyor. Onlar daha önce apaçık bir dalalet içindeydiler.

Bu ayette Hz. Muhammed'in ümmiler arasından seçildiği yani dini kitaplar okumamış, daha önceki tahrif edilen dinlerin etkisinde kalmamış bir insanın kendilerine resul olarak gönderildiğinden bahsedilip, bu resulün ayet okuyarak hurafeden ve şirkten arındırdığı, hikmetli kitap anlattığı bildiriliyor. Hz. Muhammed gelmeden önce hikmet dolu kuran'ı bilmedikleri için apaçık  bir dalalette oldukları haber veriliyor. Resulullah'ın gelmesiyle dalalet içinde olan sahabeler gerçek islam'ı öğrendiler ve hikmetli Kuran'ı dinleyerek dalaletten kurtuldular.

Lokman Suresi 2: Bunlar, hakîm (hüküm ve hikmet dolu) olan Kitab’ın Âyetleri’dir. 3- Muhsinler (güzel huylular) için hidayet ve rahmettir. 4- Onlar ki namazı kılar, zekatı verir, ahirete kesin olarak inanırlar. 5- İşte onlar rablerinden hidayet üzeredirler. Ve onlar kurtuluşa erenlerdir.

Bu ayette Kuran'ın hikmet dolu ayetler olduğu bildiriliyor. Güzel huylu insanlar için bir yol gösterici ve rahmet olduğu belirtiliyor. Güzel huyluların kimler olduğu da devamında ''namaz kılan, zekat veren, ahirete kesin olarak iman eden'' olarak sayılıyor. Ahirete iman edenler ifadesi tüm iman esaslarını kapsamaktadır. Çünkü ahirete kesin olarak inanan bir kişi günah işleyemez, hırsızlık yapamaz, zina edemez, masum cana kıyamaz, hurafe anlatamaz. Kıyamet günü sorguya çekileceğini bildiği için çok dikkatli davranır, hikmetli konuşur.

Ahzab Suresi 34: Evlerinizde okunan, Allah'ın ayetlerini ve hikmeti zikredin. Şüphesiz ki Allah lutfeden ve herşeyden haberdar olandır.
Bu ayette ''Allah'ın ayetlerini ve hikmeti zikredin'' cümlesi, hikmetli ayetlerden bahsedin, hikmet dolu ayetleri sürekli hatırlayın demektir. Evlerde sürekli hikmet dolu ayetler zikredilmelidir çünkü müslümanların aklında Kuran ayetleri olmalıdır.  Ayetleri indirerek Allahu teala bize lutufta bulunmuştur.

Ali İmran Suresi 164: Andolsun ki Allah müminlere lutufta bulundu aralarına kendilerinden bir resul göndererek. Onlara ayetleri tilavet ediyor ve arındırıyor ve kitap ve hikmet öğretiyor. Önceden apaçık bir dalalet içindeydiler.

Bu ayette Allahu teala Hz. Muhammed'i göndermekle lutufta bulunduğunu söylemektedir. Böylece müminler cahiliye karanlığından kurtulup aydınlığa çıkmışlardır. Resul onlara ayetleri okuyarak hurafe ve şirk gibi pisliklerden temizliyor, hikmetli kitabı öğretiyordu. Böylece dalaletten kurtulup âlim oluyorlardı.

Bakara Suresi 269: (Allah) dileyen kişiye hikmet verir. Kime hikmet verilirse çok hayır verilmiştir. Akıl sahiplerinden başkası tezekkür edemez.

Bu ayette, dileyen kişiye hikmet verileceği bildirilmiştir. Yani bir insan kendini hurafeden ve şirkten arındırmak isteyip kararlı davranırsa, bu kişi hikmet istemiş olur. Allah'ta çabalayan kuluna hikmet verir. Hikmet verilen kişi aklını kullanmayı, doğruyu yanlışı ayırt etmeyi öğrenir. Böylece büyük hayır verilmiş olur. Buna ulaşmak için akletmek lazımdır, mukallit olmaktan yani taklitçi olmaktan kurtulup özgürleşmeli ve aklını kullanarak ve Kuran'a teslim olarak her konuda ayetlerden örnekler vermek gerekir. Zihninde zanna dayalı sözler değil, Allah'ın öğrettikleri olmalıdır. Böylece hikmetli konuşmaya başlar, zanna dayalı konuşmaz.

Bakara Suresi 129: (İbrahim dedi) Rabbimiz! Kendilerinden onlara resuller gönder, onlara senin ayetlerini okusun ve kitabı ve hikmeti öğretsin ve arındırsın. Şüphesiz ki sen üstün hikmet sahibisin.
Bu ayette Allahu teala Hz. İbrahim'in duasını bizlere haber veriyor. Kabe'nin temellerini yükseltince bu duayı etmiştir. Resuller insanlara ayet okusun, hikmetli kitabı öğreterek karanlıktan aydınlığa çıkarsın diye dua etmiştir. Bu duası kabul olmuş ve ibrahim soyundan resuller gönderilmiştir.

Nisa Suresi 54: Yoksa insanlar Allahın fazlından onlara verdiğine haset mi ediyorlar? Oysa İbrahim ailesine kitap ve hikmet ve büyük bir mülk vermiştik.

Bu ayette de Hz. İbrahim'in soyundan peygamberler gönderildiğinden, bu yüzden insanların kıskançlık ettiğinden yani ''neden bizim soyumuzdan değilde ibrahim soyundan geliyor'' diye haset edenlerden bahsediliyor. İsrail oğulları mehdi beklerken Hz. Muhammed'in gelmesiyle şok oldular. Son nebiyi bekliyorlardı lakin bunun israiloğulları arasından çıkacağını umuyorlardı. Araplar da Hz. İbrahim soyundan olduğu için Hz. Muhammed seçildi ve böylece kıskançlık ettiler. İbrahim soyuna kitap ve hikmet verilmesi de nebilere hikmetli kitaplar indiğini bildiriyor.

Nisa suresi 113: Allah'ın senin üzerindeki fazlı ve rahmeti olmasaydı onlardan bir gurup seni saptırmak için elbette hamle yapardı. Kendilerinden başkasını saptıramazlar, sana bir şeyle zarar veremezler. Allah sana kitap ve hikmet indirdi ve bilmediklerini öğretti.  Allah'ın senin üzerindeki fazlı büyüktür.

Bu ayette Allah'ın Hz. Muhammed üzerindeki fazlı yani lutfu olmasaydı müşriklerin asılsız iddialarını Hz. Muhammed'e kabul ettirmekte başarılı olacağından bahsediliyor. Çünkü vahiy olmasaydı müşriklerin kendinden emin konuşmaları hak gibi algılanırdı. Örneğin günümüzdeki ''yetiş ya geylani'' diyen kişiler 1400 yıl önce ''Yetiş ya menat, şefaat ya uzza, sığındım sana lat '' diyordu. Ölü ruhun yardıma geleceğini iddia ediyorlardı. Bu inanca sahip çok insan vardı ve kendilerine müslüman diyorlardı. Put'a tapanlar kendilerini Hz. İbrahim'in yolunda görüyorlardı. Allah Hz. Muhammed'e kitap ve hikmet yani hikmetli kuran indirip bilmediklerini öğrettiği için müşriklerin saptırıcı hamlelerinden etkilenmeden davasında sadık kalabildi. Yoksa din öğrenmek isteyen herkesi müşrik yapıyorlardı. O zamana kadar Hz. Muhammed hanif kalmıştı yani sadece Allah'a inanıyor ve Allah'a dua ediyordu.

Kitap ve Hikmet - Bumudin/04.07.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?