Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

Mustafa İslamoğluna Reddiye

Mustafa islamoğlu reddiye arayanlar için bazı görüşlerine cevaplar verdik.

Mustafa İslamoğlu, 28 Ekim 1960 yılında Kayseri'nin bir ilçesi olan Develi'de dünyaya geldi. İlk, orta ve lise eğitimini doğduğu ilçede yaptı. İlk Arapça ve temel İslami ilimleri eğitimini babasından aldı, Yüksek öğrenimine, Kayseri Yüksek İslam Enstitüsü'nde başladı, akâbinde İlâhiyat Fakültesi'nde, daha sonra da Kahire'de, El-Ezher Üniversitesi'nde İslam Hukuku Fakültesi'nde devam etti. Yazı hayatına edebiyatla başladı, ilk makaleleri 1980'de Milli Gazete'de, daha sonra 1982-83 yılları arasında Yeni Devir gazetesinde yayınlandı. 1993 yılında, İslam düşüncesinin oluşum ve değişim sürecini ele alan İman adlı eserini ve 1994 yılında İslam ümmeti için bir özeleştiri niteliğindeki Yahudileşme Temayülü adlı eserini kaleme aldı. Yine 1998'de başlayan Tefsiru-l-Kur'an Te'vilu'l-Furkan adlı görüntülü ve sesli tefsir projesi 200 ders olarak tamamlandı. 2008 yılında başlayan "Esmaul Hüsna" dersleri de 2012 yılında tamamlandı ve 3 cilt olarak yayınlandı.

Mustafa İslamoğlu'na reddiye!


1- Kadir gecesi ramazan ayında değil diyor!

İslamoğlu diyor ki: Yani kadir gecesi şudur: Ayetin sana nazil olduğu gecedir. Hayatına, akleden kalbine nazil olduğu gecedir. Bir pasaj aldın ve dedin ki ''Ben tekasür suresini bilmezdim, ezberimde ama idrak etmemiştim.''Nuzulün anlamı ''Bir şeyin idrak edilebilirler evrenine girmesidir'' İşte bizim için de geçerli, idrak edebildiğiniz gün nazil olmuştur size, yoksa o nazil olmuş orada duruyor, orada durmasının hiç kimseye faydası yok ki, bulunmamış hazinenin kime ne faydası var. Hazine burda ama sizin idrak aleminize girmemiş, algı dünyanızda yeri yok. İşte kadir gecesi nedir sorusunun cevabı orata çıktı, kadir gecesi Kurandan bir ayetin bir surenin, bir pasajın senin hayatına, akleden kalbine indiği gündür, gecedir, aydır, yıldır neyse. Sayısız kadir gecen olabilir. Hatta bir ayetin farklı farklı anlamlarıyla indiği kadir gecelerin olabilir. Onun için bazı insanlar vardır ki ömründe hiç kadir gecesi olmamıştır. Bence oturup onlara üzülmek belki de ağlamak lazım. Yani adamın Kuranla ilişkisi hafızlık düzeyinde. Hafız ama hiç kadir gecesi olmamış, yani flash belleğe almış, cd’ye kaydetmiş fakat inen hiçbir ayet yok. Sadece zihnini flash bellek olarak kullanıyor. (01.07.2017 Hilal Tv, İftar Saati Programı. Youtube: Akabe Medya, 6 Haziran 2018, https://youtu.be/_x09o87OaWY)

Hangi gecenin Kadir gecesi olduğuna siz karar vereceksiniz. Kuran’ın sizin zihninize ve hayatınıza indiği gece sizin Kadir gecenizdir! (İnstagram: @mustafaislamogl, 31 mayıs 2019, https://www.instagram.com/p/ByI8IHKnz9s/)

Cevap: Gecenin mübarek oluşu, Kuran'ın inmeye başlaması sebebiyle değildir. Daha evvelinde de mübarek olan Kadr gecesinde Kuran inmeye başlamıştır. ''Şüphesiz onu kadr gecesinde indirdik''(Kadr 1) ''Gerçekten onu mübarek/kutlu bir gecede indirdik..'' (Duhan 3)

Kadr gecesi, ramazan ayının içinde saklıdır: ''Ramazan ayı ki onda indirildi Kuran..'' (Bakara 185) Kaçıncı günde olduğu bildirilmemiş olmakla birlikte peygamberimiz son on gününde olduğunu söylemiştir. Ramazan ayının son on gününü mescide çekilip sürekli ibadet ederek geçirmiştir. Buna itikaf denir ki ayetle sabit peygamber sünnetidir: ''...Mescidlerde itikafta iken (geceleri de) onlara temas etmeyin...'' (Bakara 187) ayetin başında oruç gecelerinde cinselliğin helal olduğu bildirilir, sonrasında itikafa çekilince geceleri de yasak olduğuna dikkat çekilir. Bu ayeti uygulayan peygamberimiz kendini mescide kapatmış, yemek ve abdest bozma ihtiyacı dışında evine gitmemiştir.

*Resulullah, Ramazan ayının son on gününde itikaf edeceği yere çekilir ve ‘’Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayın” derdi. (Tirmizi: 6/Oruç, Bab: 72, No: 792)
*Resulullah ramazandan son on günde itikafa girerdi. Bu adeti Allah onu vefat ettirene kadar devam etti. Ondan sonra zevceleri de itikaf etti. (Müslim, 14/Kitabul İtikaf, Bab 1, no: 5)

Bu geceyi mübarek yapan şey, meleklere işlerin pay edilmesidir. ''Bütün hikmetli işler onda taksim edilir.'' (Duhan 4) Melekler ve ruh ayetindeki ruh kelimesi de bu emirlerle birlikte meleklerin ard arda indiğini bildirir. ''Melekler ve ruh, onda rablerinin izniyle bütün işler için peş peşe inerler. O, fecr doğana kadar bir selamettir.'' (Kadr 4-6) Sonuç olarak Kadr gecesinin ramazan ayında olduğu kesindir ve bu gecede ibadet etmek daha sevaptır. İslamda bonus gece yok demek için bunca delili yok saymak dini kendine uydurmak olur.

2- Adem'in babası var diyor!

İslamoğlu diyor ki: Adem'in topraktan yaratılmasına Kuran'dan yola çıkarak izah getirdim. Ademin topraktan yaratıldığını söyleyen 1 ayet, insan oğlunun topraktan yaratıldığını söyleyen 4 ayet var. Sen nasıl topraktan yaratıldın? Adem hakkında topraktan yaratıldı diyen bir ayeti insan oğlunun topraktan yaratılışını söyleyen 4 ayeti anlar gibi anlamak zorundayız. 4 birden büyüktür. Peki sen nasıl topraktan yaratıldın? Bunlar şuna inanmamızı istiyorlar. Allah cebraili gönderdi, cebrail yeryüzünün 4 bir tarafından toprak getirdi, Allah bunu çamurunu kardı elleriyle. +Çömlekçi gibi mi hocam. -Tam çöplekçi getirin gözünüzün önüne. Çamurunu kardı ondan sonra kuruttu, pişirdi, şeytan geldi. Rivayette bu da var, ağzından girdi arkasından çıktı tık tık vurdu ses geldi dedi ki bunu aldatırım. Sonra Allah ona bir soluk üfledi, o ete kemiğe büründü. Allahınızın aşkına siz bunu çocuklarınıza nasıl anlatacaksınız. Bu yahudilerin inancı yahudilere de babilden geçmiş, taa sümerden geçmiş. sümer efsanelerinde var. Sen Allah'a çölekçilik yaptırıyorsun. Bir kere Kuran'da ruh üflendiğine dair ayetlerin hiç biri hayvana ruh üflendiğinden söz etmez. Hayvan diyoruz canlı demek zaten. Hayvan canlıdır üflenen ruh ile cansıza can verilmiyor, bu kast edilmiyor, zira o zaman hayvanlara da ruh üflenmiş olurdu, hayvanlar ruh sahibi değildir ama canlı. zira üflenen ruh cansızı canlı yapan şey değildir, canlıyı akıllı iradeli ve vijdanlı yapar.  Ademin kendinden önce nesilleri olduğu hatta bir çok adem olduğunu, ademin atası oluğunu söyleyen ilk kişi ben değilim. İbni miskeveyh, celaleddin rumi, ibni arabi, erzrumlu ibrahim hakkı, ibni haldun. İbni haldun açıkça maymun ismini zikrediyor maymundan geldiğini söylüyor tıpkı erzrumlu ibrahim hakkı gibi. bir gelenek var bir damar var bunu savunan. Evrimci islamcılar var. (Hilal Tv, Vahiy ve Hayat programı, 19.02.2016)

Cevap: İslamoğlu, Adem'in babası var diyen ilk kişi ben değilim diyerek tasavvufçuları örnek göstermektedir. Saydığı isimlerin evrimi savunmuş olması İslam'da evrim olduğunu göstermez. Şimdi iddiaları inceleyelim.

A- Ademin topraktan yaratıldığını söyleyen tek ayet, insanın topraktan yaratıldığını söyleyen dört ayet var iddiası!

İnsanın topraktan yaratıldığını söyleyen ayetler ilk yaratılışa dikkat çekmektedir. ''Biz insanı topraktan yarattık'' cümleleri Ademin topraktan yaratıldığından bahseder.

Ali İmran 59: Şüphesiz ki İsa'nın meseli Allah katında Adem'in meseli gibidir. Onu (Adem'i) topraktan yarattı sonra ''ol'' dedi böylece oldu.
Secde 7: O ki herşeyi güzel yarattı ve insanı yaratmaya çamurdan başladı.
Rum 20: Sizi topraktan yaratması onun ayetlerindendir, sonra siz beşer olunca (yeryüzüne) yayıldınız.
Taha 55: Sizi ondan (topraktan) yarattık ve oraya döndüreceğiz ve (kıyamet günü) ondan tekrar çıkaracağız.
Hicr 26: Andolsun insanı biz yarattık, bekletilerek kurutulmuş çamurdan, şekil verilmiş balçıktan.
Rahman 14: ''(Allah) yarattı insanı, çömlek gibi kurutulmuş çamurdan. 15 :Ve yarattı cinni dumansız ateşten. 16: Artık rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?''
Hicr 33: (İblis) dedi: Ben bir beşere secde edenlerden olmam, yarattın onu kurutulmuş çamurdan, şekil verilmiş balçıktan.

Bu ayetlerde insanın çamurdan yaratılması ilk insanın yaratılmasından bahseder. Her insan çamurdan yaratılıyor iddiasını savunanlar bu ayetleri göstererek ''salatalık topraktan yaratılır, onu yiyen insan topraktan yaratılmış olur'' gibi izahlar yaparlar. Bu izah sadece Mu'minun Suresi 12-14.ayetler için geçerlidir. Diğer topraktan yaratılma ayetleri, çamura insan şekli verip kurutulduktan sonra ruh üflenmesiyle canlandığından bahseder. Bunun canlı örneği İsa peygamberin çamurdan kuş yapıp üflemesi ve çamurun canlı kuşa dönüşmesidir.

Ayrıca Allahu teala meleklere insan yaratacağını söylerken ''şekil verilip kurutulmuş çamurdan'' ifadesini kullanmıştır. Sonra heykel oluşunca içine ruh üfleyip onu insan yapmıştır. ''Senin rabbin meleklere demişti ki: Mutlaka ben bir beşer yaratacağım, bekletilip kurutulmuş, şekil verilmiş çamurdan. Böylece onu düzenleyip  içine ruhumdan üfleyince, o zaman onun için secdeye varın. [Hicr Suresi 28-29] Ayette görüldüğü gibi Allahu teala meleklere insanı nasıl yaratacağını söylemiştir. Önce çamura şekil verip kuruttuktan sonra ruh üfleyecek heykel canlandıracaktır. İblis de bu yaratılışı bildiği için ''kurutulmuş çamurdan insana secde etmem'' demiştir. (İblis) dedi: Ben bir beşere secde edenlerden olmam, yarattın onu kurutulmuş çamurdan, şekil verilmiş balçıktan.'' [Hicr Suresi 33]

B- İnsanın çamurdan şekil verilmesi hikayesine inanmamızı istiyorlar iddiası!

İslamoğlu, ''çamurdan yaratılmayı çocuklara anlatamazsınız, yahudilerden bize geçmiş, onlara da sümerlerden geçmiş'' diyerek ilgili ayetleri yok saymaktadır. Madem sümerler de ilk insanın çamurdan heykelden yaratıldığına inanmışlar, o halde onlara da kuran ayetlerine benzer şeyler anlatan bir resul gelmiş demektir. Tevratta da adem'in topraktan yaratıldığı yazmaktadır.

RAB Tanrı Adem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Adem yaşayan varlık oldu. (Tevrat: Yaratılış 2/7)

Yahudilere sümerlerden geçtiyse Tevrat ve Kuran sümlerlerin yazıtlarına bakılarak koplayanmış mı diyeceğiz yoksa sümerlere de bir resul gönderildiğini mi anlayacağız. Tabi ki ikincisi.

Ayet: ''Andolsun tüm ümmetlerden bir resul çıkardık. Allaha kulluk edin ve taguttan kaçını diyen. Böylece onlardan kimine Allah'ın hidayeti, kimine de dalalet hak oldu. Artık yeryüzünde gezip bakın, yalanlayanların akıbeti nasıl olmuş.''(Nahl Suresi 36) ayetine bakacak olursak sümerlere de resul gönderildiğini anlayabiliriz.

İnsanlık adem ve eşinden çoğalmıştıır. Nisa suresi 1: Ey insanlar sizi tek bir nefisten yaratan, ondan eşini yaratan ve her ikisinden birçok erkek ve kadın türetip yayan Rabbinizden korkup sakının...

C- Ruh üflenerek cansız canlıya dönüşmez, ruh bilinç vermektir iddiası!

Madem cansız nesnelere ruh üfleyince canlanmıyor, o halde Hz. İsa çamurdan yaptığı kuş heykeline üfleyince neden çamur canlandı? İsa'nın nefesi ona ruh üflemek olmadı mı? Cansız maddenin canlanması için ona ruh üflemek lazımdır.  İsa peygamber de çamura ruh üflemiştir. İsa ilah mıdır ki heykeli kuşa çevirdi derseniz, oda ayette belirtildiği gibi Allah'ın izniyle olmuştur. İsa'nın yaşadığı devirde olsaydık onun elleriyle toprağı şekillendirip kuş heykeli yaptığını, yaptığı şeye üflediği zaman heykelin kuşa dönüştüğünü görebilirdik.

Ayet: ...İznimle çamurdan kuş sureti oluşturuyordun da  iznimle ona üfürdüğünde bir kuş oluveriyordu..(Maide suresi 110)
Ayet: ..Ben size çamurdan kuş heykeli yaparım, içine üfürürüm, o da hemen Allah'ın izniyle kuş oluverir..(Ali imran Suresi 49)

İnsan hem madde bedeni hem de ruhsal bedeni olmak üzere 2 bedenden oluşur. Astral seyahat yapabilenler ruhsal bedenlerini biyolojik bedenden ayırırlar. Rüyada da ruhsal bedenimiz biyolojik bedenden çıkar ve Allah'ın yanında tuttukları sabah uyanamaz, geri yolladıkları ise uyanır. İlgili ayet şöyledir.

Allah nefsleri ölüm anında vefat ettirir, uykusunda ise ölmez. Ölüm takdir ettiğini tutar, diğerini belirlenmiş ecele kadar gönderir. Şüphesiz ki bunda tefekkür eden kavim için elbette ibret vardır. [Zumer Suresi 42]

Bu ayette ruhumuzun uyurken çıktığından uyanınca vücudumuza tekrar girdiğinden bahsedilmiştir. Ruh kelimesi Kuran'da farklı anlamlarda kullanılmıştır. Örneğin; Meryem validemize çocuk müjdeleyen meleğin ruh olduğu, Adem'e ruh üflenmesi, Ruhun Allah'ın emri olduğu, kadir gecesinde meleklerin ruh ile birlikte indiği gibi ayetler vardır.

 Artık onlardan ayıran perde edindi. Derken ona ruhumuzu (melek resul) gönderdik. Böylece ona düzgün bir beşer suretinde göründü. [Meryem suresi 17] 
Böylece onu düzenleyip içine ruhumdan üflediğim zaman derhal ona secdeye kapanın. [Hicr 29, Sad 72] 
''Benden başka ilah yoktur, artık bana takvalı olun'' diye uyarmaları için, kullarından dilediği kişinin üzerine, Melekleri emrinden ruh ile indirir.  [Nahl Suresi 2]
Sana ruh’tan soruyorlar. De ki: ''Ruh rabbimin emrindendir. Size ilimden pek azı dışında verilmedi. '' [İsra suresi 85] 
Melekler ve ruh onda rablerinin izniyle her iş için inerler. [Kadr Suresi 4] 

3- Meleklerin Adem'e secde etmesini kabul etmiyor!

İslamoğlu diyor ki: Allah'ın kahhar isminin tecellilerinden biri melekleri adem'e secde ettirmesidir. evet ya, başka türlü nasıl izah edilebilir. Bu kahır tecellisidir melekleri adem'e boyun eydirmesi. Razi'nin dediği gibi Adem'e boyun eğen melekler yeryüzü melekleriydi. Bunun anlamı şudur, iradesizlerin iradelilere amade oluşudur. Meleklerin insana secdesinin manası budur. İradesiz varlıkların iradeli varlığa tâbi oluşudur. Eğer melekler adem'e secde etmemiş olsaydı insanlar dağlarda yol açamazlardı, insanlar taşları kesip ev yapamazlardı, nehirlerde denizlerde gemi yüzdüremezler, havada uçak gezdiremezlerdi. Yani insanlar bunu yapabiliyorlarsa Allah eşyanın meleklerini eşyanın merkezini, eşyanın memory centerini, merkezi hafızasını insana boyun eydirdiği içindir. Bu sayede eşyayı kullanabiliyoruz. (Hilal tv- Esmaul Husna, el kahhar - Mustafa İslamoğlu, 23 Mar 2012, https://youtu.be/PtzVSyek9gw)

Cevap: İslamoğlu evrimi savunduğu için meleklerin Adem için secdeye vardığını da kabul etmemektedir. Çünkü meleklerin Adem'e secde etmesini anlatan ayetleri olduğu gibi kabul ederse o zaman Adem'in ilk insan olduğuna inanması gerekecektir. Adem ilk insan değil demek için konuyla alakalı ayetleri de tahrif etmektedir. Bu yüzden meleklerin Adem için secde etmesini alakasız şekilde yorumlamakta ve ''Ademe secde eden melekler yeryüzü melekesidir'' demektedir. Yani ''kanatlı melekler değil dünyadaki eşyalar insana boyun eğmiştir'' demektedir. Yeryüzü meleklerinden kasıt, denizin kaldırma kuvvetinin gemi yüzdürmeye musait olmasıdır, rüzgarın uçağı uçurmasıdır, taşlardan ev yapmaktır, ipekten elbise yapmaktır. Bunlar insana verilmiş nimetlerdir lakin Adem'e secde eden melekler ile hiç alakası yoktur. Bu inanç aslında ''melek diye bilinçli varlık yok, kanatlı melekler mitolojik canlılardır'' diyen türedi tiplerin inancıdır. Melek ayetlerini emrimize verilen nimetler olarak yorumlayıp Kuran'ı tahrif ederler.

Allahu teala yeryüzünde halife yaratacağını meleklere söylemiş ve ona şekil verip ruhundan üflediği zaman hemen secde etmelerini istemiştir. bu emre sadece iblis karşı çıkmıştır çünkü iblis melek değil cindir. Cinler ise insanlar gibi irade sahibidir ve Allah'ın emrini kabul etmeme özgürlüğü vardır. İblis de Allah'ın emrini beğenmeyip kafir olmuştur. Bu olay Kuran'da şöyle anlatılmıştır.

Kehf Suresi 50: Ve demiştik meleklere: Adem için secde edin. Böylece secde ettiler, iblis hariç. O cinlerdendi, böylece fıska düştü rabbinin emrinden. Halen onu ve zurriyetini benden başka veliler mi ediniyorsunuz? Onlar size düşmandır, zalimler için ne kötü bedel.

Sad Suresi 71: Hani rabbin meleklere: mutlaka çamurdan bir beşer yaratacağım. (demişti) 72: Artık onu düzenleyip içine ruhumdan üfleyince hemen onun için secdeye varın. 73: böylece meleklerin hepsi topluca secde etti. 74: İblis hariç, kibirlendi ve kâfirlerden oldu. 75: (Allah) dedi: Ey iblis! Ellerimle yarattığım şeye seni secde etmekten meneden nedir? Sen kibirlendin yada yüce mi oldun? 76: (İblis) dedi: Ben ondan hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın. 77: (Allah) dedi: O zaman çık oradan, artık şüphesiz ki sen kovuldun. 78: Ve şüphesiz ki senin üzerinedir lanetim din gününe kadar. 79: (İblis) dedi: Rabbim! Öyleyse bana diriliş gününe kadar mühlet ver. 80: (Allah) dedi: Artık gerçekten sen mühlet verilensin. 81: Vakti malum olan güne kadar. 82: (İblis) dedi: Artık senin izzetine (andolsun) elbette onların hepsini azdıracağım. 83: İhlaslı kulların hariç.

Hicr Suresi 28: Senin rabbin meleklere demişti ki: Mutlaka ben bir beşer yaratacağım, bekletilip kurutulmuş, şekil verilmiş çamurdan. 29: Böylece onu düzenleyip  içine ruhumdan üfleyince, o zaman onun için secdeye varın. 30: Böylece meleklerin hepsi topluca secde etti. 31: Ancak iblis, secde edenlerden olmaktan kaçındı. 32: (Allah) dedi: ''Ey iblis! Neden secde edenlerden olmadın? 33: (İblis) dedi: Ben bir beşere secde edenlerden olmam, yarattın onu kurutulmuş çamurdan, şekil verilmiş balçıktan. 34: (Allah) dedi: ''Öyleyse çık oradan, artık sen kovuldun'' 35: Ve şüphesiz ki  lanet senin üzerinedir din gününe kadar. 36: (İblis) dedi: Rabbim! O halde bana mühlet ver dirilme gününe kadar. 37: (Allah) dedi: Artık şüphesiz ki sen mühlet verilenlerdensin.38: Malum vaktin gününe kadar.

4- Hz. süleyman'ın cinlerine yabancı insan diyor!

İslamoğlu diyor ki: Bu cinler kim? Bu cinler ya görünmeyen varlıklar yada aslında bilfiil bölgede görünmeyen bilinmeyen tanınmayan insanlar. Benim şahsen kalbim ikincisine işaret ediyor. Zira zaten tefsirleri açtığınızda bu cinlerin nusaybin cinleri olduğu söyleniyor, yahudi oldukları söyleniyor. İlginç değil mi? Nusaybinli yahudi cinler, nasıl oluyor? Yani bölgeden olmayan insan. Çünkü cin kelimesinin bir çok anlamı var. 1- Görünmeyen varlık, 2- Garip varlık, 3- Bilinmeyen varlık, garip hareketler yapan, sizin daha önce görmediğiniz maharetlere sahip olan. Hz. süleyman'ın sarayını yapan ustalar cin gibi adamlardı. Yani Hz. süleyman cinleri falan çalıştırmadı, cin gibi adamları çalıştırdı. ''O ne ifritti'' dersiniz değil mi? Niye maharetli bir usta demektir. Yani cinin bir çok anlamı var. Dolayısıyla getiripte cahiliye müşriklerinin zihnindeki tek cin, cahiliyede kabileleler avam, badiyedeki bazı kavimler cinlere tapardı. evet, aynen öyle cinlere taparlardı. Onun için buda ilginç bir bağlam imalatı. (Mustafa İslamoğlu, Ocak 2014, Akabe Vakfı)

Cevap: İslamoğlu cinleri yok saymak için kendi istediği şekilde Kuranı tahrif etmektedir. Bakalım cinler kimmiş!

A- Cinler yabancı insanlar iddiası!

Cinler Kuran'da hep görünmeyen canlılar olarak geçer. Yabancı insan olarak hiç geçmez. İnsanlar ve cinler dinden sorumlu iradeli canlılardır. Zariyat 56: Ve ben cinleri ve insanları ancak bana kul olsunlar diye yarattım.

İnsanlar kurutulmuş çamurdan, cinler ise ateşten yaratılmıştır: ''(Allah) yarattı insanı, çömlek gibi kurutulmuş çamurdan. Ve yarattı cinni dumansız ateşten. Artık rabbinizin hangi nimetini yalanlıyorsunuz?'' (Rahman Suresi 14-16) ''Andolsun insanı biz yarattık, bekletilerek kurutulmuş çamurdan, şekil verilmiş balçıktan. Ve cinni daha önce semum (çölden yükselen kavurucu sıcaklık) ateşinden yarattık.'' (Hicr suresi 26,27)

Hz. Süleyman'ın yanında çalışan cinler de yabancı insanlar değil, görünmez canlı olan cinlerdi. Hatta süleyman peygamber belkısın tahtının yanına getirilmesini isteyince cinlerden bir ifrit, tahtı yerinden kalkmadan getireceğini söylemiştir.  ''(Süleyman): Ey ileri gelenler! Sizin hanginiz bana onun tahtını getirebilir, bana gelip teslim olmadan önce. Cinlerden bir ifrit dedi: Sen makamından kalkmadan ben onu sana getiririm. Ve gerçekten ben buna güç yetiriririm. Yanında kitaptan ilmi olan dedi ki: Ben onu sana göz açıp kapamadan getirirm.'' Böylece onu önünde dururken görünce dedi: ''Bu rabbimin fazlından bir imtihandır, şükredecek miyim yoksa küfredecek miyim diye. Ve kim şükrederse kendi nefsi için şükreder, ve kim küfrederse o takdirde rabbim hiç bir şeye muhtaç değildir, cömerttir.'' (Neml Suresi 38-40)

B- Cinler cahiliye müşriklerinin inancıdır iddiası!

İslamoğlu ''cahiliyede kabileleler avam, badiyedeki bazı kavimler cinlere tapardı.'' diyerek cinlerin müşrik inancı olduğunu söylemektedir. İnsanlardan bazısının cinlere taptığı doğrudur lakin bu cin yok demek değildir. Kuran'da cahiliye döneminde cinlere tapanlar olduğu haber verilmiştir. ''İnsanlardan bazı adamlar cinlerden bazı adamlara sığınıyordu. Böylece onların azgınlığını artırdılar. '' (Cin Suresi 6) ayetinde insanlardan cinlere tapanlar olduğu bildirilmiştir. Kıyamet günü de Allahu teala meleklere insanları saptırdınız mı diye soracaktır, onlarda şöyle cevap verecekler: ''O gün onların tümünü toplayacak ve meleklere ''Bunlar mıydı size tapanlar?'' diyecek. (Melekler) Derler: Sen subhansın! Sensin bizim velimiz onlar değil. Hayır, onlar cinlere taptılar, onların çoğu onlara iman ediyorlardı. (Sebe suresi 40,41) Bu ayetlerde cahiliye devrinde bazı müşriklerin cinlerden medet umduğu, onlara kulluk ettiği haber verilmiştir. Hatta cinlerin Allah'ın soyundan geldiğini söyleyecek kadar ileri gidip Allah'a çocuk isnad etmişlerdi. ''Onunla cinler arasında soy bağı kıldılar. Ve andolsun ki cinler biliyordu (kendi soylarını), şüphesiz ki onlar elbette (huzurda) hazır bulundurulacaklar.'' (Saffat Suresi 158) ayeti müşriklerin cinleri Allah'ın soyu ilan ettiğini haber vermektedir. Cinleri de Allah'ın yarattığını bildiren ayet şöyledir: ''Allah'a cinleri ortak koştular, onları da (Allah) yarattı. Ve isnad ettiler oğullar ve kızlar, yanlarında bir ilim olmaksızın. O münezzeh ve yücedir vasıflandırdıkları şeylerden.'' (Enam suresi 100)

Ayrıca cinlerden bir gurubun Hz. Muhammed'i dinlediği ve kavimlerine Kuranı ileten elçi olarak döndükleri haber verilmiştir. Hatta o kadar çok cin dinlemiştir ki birbirlerini ezecek kadar toplaşıp keçe gibi olmuşlardır. Hz. Muhammed bu olayın yaşandığını daha sonra vahiyle öğrenmiştir. İlgili ayetler şöyledir: ''Ve şüphesiz ki o Allah'ın kulu (Muhamemd) yakarmaya kalktığı zaman (cinler) neredeyse onun çevresinde yığılacaktı.'' (Cin suresi 19) ayetinde cinlerin Hz. Muhammed'in etrafında yığılıp izdiham yaşanacak derecede kalabalık olduğundan bahsedilmiştir. O cinleri oraya Allahu teala sevk etmiştir. Onuda şu ayetten öğreniyoruz: ''Cinlerden bir gurubu Kuran'ı işitmeleri için sana yönlendirdik. Huzuruna geldikleri zaman ''susun'' dediler. Bitince kavimlerine uyarıcı olarak döndüler. Dediler: ''Ey kavmimiz! Gerçekten biz bir kitap işittik Musa'dan sonra indirilen. Onların elindekini tasdik eden, hakka ulaştıran, doğru yola sevkeden. '' (Ahkaf suresi 29,30) ayetinde cinlerden bir gurubun Hz. Muhammed'i Kuran okurken dinlediği ve iman ettikleri, kavimlerine uyarıcı olarak döndükleri bildirilmiştir. Bu olayın yaşandığını Hz. Muhammed şu ayetle öğrenmiştir: ''De:Vahyedildi bana cinlerden bir gurubun (Kuran) dinlediği sonra ''şüphesiz biz acayip bir kuran dinledik'' dedikleri. Rüşd'e ulaştırıyor, artık iman ettik ona, ve asla ortak koşmayız rabbimize birşeyi. Ve onun şanı çok yücedir, rabbimiz bir arkadaş veya çocuk edinmedi. Bizim sefih olanımız (iblis)Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş. Ve gerçekten biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceğini zannettik.  (Cin suresi 1-5) ayetlerinde Kuran dinleyen cinlerin müslüman oldukları, iblis'in cinleri bile Allah ile aldattığı haber verilmiştir.

Cinlerin varlığıyla ilgili diğer detay ise ışık hızında hareket edebilmeleridir. Göğe çıkarak meleklerin gelecek hakkındaki konuşmalarını dinlemeye çalışmalarıdır. Cin suresinde cinlerin göğe yükseldiği ama eskiden oturdukları yerlerde artık muhafızların olduğunu ve ateş topları ile karşılık verdikleri bildirilmiştir. İlgili ayetler şöyledir: ''Ve biz elbette dokunduk göğe, o zaman onu şiddetli muhafızlar ve kıvılcımlarla bulduk. Ve biz orada oturma yerlerinde otururduk dinlemek için, artık kim dinlemek isterse onu izleyen bir kıvılcım bulur. Ve gerçekten biz bilmiyoruz yeryüzündeki kişilere şer mi murad edildi yoksa rableri onlar için hayır mı diledi. (Cin Suresi 8-10) ayetinde cinlerin önceden melekleri dinleyerek haber aldığı, ama Hz. Muhammed göreve başlayınca artık çıktıkları yerlerde barınamadıkları haber verilmiştir. Böylece cinlerin kahinler ile yaptığı iş birliği sona ermiştir.

Sonuç: Mustafa İslamoğlu, ''islamda bonus gece yok'' demek için kadir gecesini kaldıran, evrimi islama sokmak için ayetleri eğip büken, cinlerin yabancı insan olduğunu uyduran, kendisi Kuran'a uyacağı yerde Kuran'ı kendine uyduran hocalardan biridir. Cübbeli Ahmet'in modern versiyonudur.

İslamoğluna reddiye - Bumudin/29.07.2018

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?