Sünnet, Kuran'da ''sünnetullah: Allah'ın sünneti'' olarak geçen bir kavramdır. Peygamber sünneti ise Hz. Muhammed'in ayetlere göre yaşamasıdır. Yani Kuran ve sünnet olarak iki ayrı din yoktur. Sadece Kuran'ı hayatın her alanına dahil eden resulullah vardır. Peygamber sünneti Kuran'a göre yaşamaktır. Onun sünneti olarak sayılan; tırnak kesme sırası, yemeğe tuzla başlamak, misvak kullanmak, sakal uzatmak gibi şeyler din değildir çünkü yapınca sevap olmaz. Özellikle tırnak kesme sırası müslümanların aklıyla dalga geçmek için uydurulmuştur. Misvak ise diş fırçası ve macunu olmadığı zamanlarda güzel bir yöntemdir. Sakal da isteyen uzatır isteyen uzatmaz dini bir hükmü yoktur, sakal uzatan sevap kazanmaz. Hz. Muhammedin sünneti, Kuranı kerimi hayatına dahil etmektir. Ayetleri rehber edinmektir.
Sahabeler de peygamberin vefatından sonra Kuran'ı rehber edinmişlerdir. Ne peygamber zamanında ne de 4 halife zamanında hadis diye bir dini kaynak yoktu, sorular Kuran ayetleriyle cevaplanıyordu. Delil olarak elimizde sahabeleri görmüş tabiin dönemi âlimi olan Hasan El Basri'nin kader risalesi mevcuttur. Bu risale kader hakkındaki görüşünü merak eden emevi halifesi Abdülmelik b. Mervan'a cevap olarak yazılmıştır.
Hasan Basri'den Allahın kulu Abdülmelik'e : Ey Emirel Müminin! sana selam olsun ve Allahın rahmeti üzerine olsun. Zatından başka ilah olmayan Allah'a hamdü sena ederim. Bundan sonra; Allah, Emirül Mümin'i salaha erdirsin ve onu, taat ile amel ve rızasını talep eden, emrettiği şeylere uymakta sürat gösteren velilerden eylesin. Emürel Müminın -Allah onu salaha erdirsin- geçip giden birçok iyi insanların birkaçı arasındadır. Sayısı az olan iyilik ehli örnek ittihaz edilir, kendilerine itimat edilir ve işlerinde onlara uyulur. Allahın emriyle amel eden, O'nun hikmetini güden ve Hazreti Resulullah'ın sünnetine uyan, seleften birçoklarına ulaştık. Onlar hakkı inkar etmezler, batılı hak göstermezler, Allahın kendi nefsine isnat ettiğinden başka şeyleri O'na isnat etmezler ve Allahın mahlükatına karşı kitabında gösterdiği hüccetlerden başka bir hüccet getirmezlerdi.
(Prof. H. Ritter DER ISLAM dergisi (Band XXI, Heft I, ss. ı-83. Berlin und Leipzig 1933) "Studien zur Geschichte der islamischen Frömmigheit. I. Hasan al-Basri)
El yazması orjinal nüshası bulunan bu cümleler sahabelerin Kuran müslümanı olduğunu gösteren en sahih kaynaktır. Altında kendi imzası bile vardır. Hasan el basri'nin cümlelerinde görüldüğü gibi sahabeler sorulara ayetlerle cevap vermiş, peygamber sünnetini Kuran'a uymak olarak anlamışlardır. ''Allahın mahlükatına karşı kitabında gösterdiği hüccetlerdert başka bir hüccet getirmezlerdi'' diyerek sahabelerin rivayetler ile değil ayetler ile cevap verdiklerini söylemektedir. (Kader risalesinin tümünü okumak için buraya tıklayın.)
Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ebubekir gibi âlimler de hadis yazmayı yasaklamış ve sünnetin Kuran'a uymak olduğunu söylemişlerdir.
Örnek: Hadisler, Ömer döneminde çoğalmıştı. Ömer halktan beraberlerinde bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. Sonra bunların yakılmasını emrederek şunu söyledi: “Kitap Ehli’nin Mişnası gibi Müslümanların Mişnasıdır bunlar.” İbni Sad, Tabakat, 5/140
Örnek: Hz. Ali minberden şu hutbeyi veriyordu: “Yanında hadis sayfaları bulunanlar gidip onları yok etsinler. Zira halkı helak eden olay, alimlerin naklettikleri hadislere uyarak Kuran’ı terk etmeleridir.” İbni Abdül Berr, Camiul Beyanil İlm
Örnek: Hz. Ebu Bekir, Peygamberimiz’in vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir: “Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: İşte Allah’ın Kitabı aramızda, onun helalini helal kılın, haramını haram görün.” Zehebi, TezkiratulHuffaz 1/3
Sonuç: Peygamber sünneti Kuran'a uymaktır. Kuran'da olmayan ama hadislerde emredilen şeyler Allah'ın emri değildir. Dini hevasına uydurmak isteyenlerin sağlam kaynak diyerek ilave yaptığı tagut hükümleridir.
Sahabelerin sünnet anlayışı - Bumudin/05.07.2018
Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ebubekir gibi âlimler de hadis yazmayı yasaklamış ve sünnetin Kuran'a uymak olduğunu söylemişlerdir.
Örnek: Hadisler, Ömer döneminde çoğalmıştı. Ömer halktan beraberlerinde bulunan hadis sayfalarını getirmelerini istedi. Sonra bunların yakılmasını emrederek şunu söyledi: “Kitap Ehli’nin Mişnası gibi Müslümanların Mişnasıdır bunlar.” İbni Sad, Tabakat, 5/140
Örnek: Hz. Ali minberden şu hutbeyi veriyordu: “Yanında hadis sayfaları bulunanlar gidip onları yok etsinler. Zira halkı helak eden olay, alimlerin naklettikleri hadislere uyarak Kuran’ı terk etmeleridir.” İbni Abdül Berr, Camiul Beyanil İlm
Örnek: Hz. Ebu Bekir, Peygamberimiz’in vefatından sonra halkı toplamış ve onlara şöyle demiştir: “Sizler Allah’ın elçisinden farklı hadisler naklediyorsunuz. Bu durumda sizden sonrakiler daha büyük anlaşmazlıklara düşecektir. Allah’ın elçisinden hiçbir hadis nakletmeyin. Sizden hadis nakletmenizi isteyenlere deyiniz ki: İşte Allah’ın Kitabı aramızda, onun helalini helal kılın, haramını haram görün.” Zehebi, TezkiratulHuffaz 1/3
Sonuç: Peygamber sünneti Kuran'a uymaktır. Kuran'da olmayan ama hadislerde emredilen şeyler Allah'ın emri değildir. Dini hevasına uydurmak isteyenlerin sağlam kaynak diyerek ilave yaptığı tagut hükümleridir.
Sahabelerin sünnet anlayışı - Bumudin/05.07.2018
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?