Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

Üzerinde 19 var!


Sekar nedir?

Sekar kelimesi, ''Sekarathuş şemsu: Güneş onu yaktı'' sözünden gelmekte ve ‘’sekarathu’’ şeklinde de telaffuz edilmektedir. Yani güneş onu yaktı ve eritti. Sekar, cehenneme özel isim yapılmıştır. ''Ma selekekum fi sekara: Nedir sizi sekar'a (cehenneme) sokan?'' [Muddessir Suresi 42] ‘’Zuku messe sekara: ''Sekarın (cehennemim) elemini tadın.’’ [Kamer Suresi 48] Sekar kelimesi, kök itibariyle yakma anlamını içerdiğinden dolayı yüce Allah; ''Sekar nedir bilir misin? Geride hiçbir şey bırakmaz, ondan hiçbir şey kurtulmaz. İnsanın derisini kavurur.'' [Muddessir 27-29] ayetleriyle cehennem ateşinin, bildiğimiz dünyevi ateşten farklı özelliklere sahip olduğuna dikkat çekmektedir. [Ragıb İsfahani - Müfredat, s-k-r, s.501, çıra yayınları, 2012]

Özetle sekar, cehennem ateşinin bir ismidir. Dünyadaki ateşin daha şiddetlisidir, yüzü yalayınca deriyi kurutan, sırıtıyor gibi dişleri ortaya çıkaran(23:104); deriyi yakıp döken, iskeleti ortaya çıkaran bir ateştir. (4:56) Sekar'a atılan kişiler Kuran'a beşer sözü diyen inkârcılar olacaktır.

Muddessir Suresi 18- Zira O, tefekkür etti ve karar verdi. 19- Artık kahrolası, nasıl düşünüp taşındı. 20- Yine kahrolası, nasıl düşünüp taşındı. 21- Sonra baktı. 22- Sonra kaşlarını çattı ve yüzünü ekşitti. 23- Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı. 24- Böylece dedi ki: ‘’Bu ancak süregelen bir sihirdir’’ 25- Bu ancak bir beşer sözüdür. 26- Yakında yaslayacağım onu sekar’a. 27- Sekar nedir bilir misin? 28- Bırakmaz ve terk etmez. 29- Beşer için yakıcıdır. 30- Onun üzerinde on dokuz vardır. 31- Ateşin arkadaşlarını meleklerden başkası kılmadık ve onların sayısını kafirler için fitneden başkası yapmadık. Kitap verilenler kesin olarak bilsinler ve iman edenlerin imanı artsın. Kitap verilenler ve müminler kuşku duymazlar. Kalplerinde maraz olanlar ve kafirler ‘’Allah bu örnekle ne murad etti?’’ desinler. İşte böyle, Allah dilediği kişiyi şaşırtır ve dilediği kişiye hidayet eder. Rabbinin ordularını kendisinden başkası bilmez ve O beşer için zikirden başkası değildir. 
Ey iman edenler! Nefslerinizi ve ailenizi öyle bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır. Onun üzerindeki melekler gayet sert ve şiddetlidir. Onlara emredilen şeyde Allah’a isyan etmezler ve emrolundukları şeyi yaparlar. [Tahrim Suresi 6]

Üzerinde 19 adet zebani bulunan Sekar cehennemine girenler; namaz kılmamış, yoksulları doyurmamış, boş işlere dalanlara katılmış, hesap gününü yalanlamış kişilerdir.

Muddessir Suresi 38- Tüm nefsler kazandıkları şeyle rehindir. 39- Sağ ehli hariç. 40- Cennetler içinde sorarlar, 41- Suçluların halinden. 42- Sizi Sekar’a sürükleyen nedir? 43- Dediler: ‘’Namaz kılanlardan değildik’’ 44- Yoksulları yedirmezdik. 45- Dalanlarla birlikte dalardık. 46- Ve din gününü yalanlardık. 47- Taki bize yakin (ölüm anı) gelene kadar. 48- Artık onlara şefaat edenlerin şefaati fayda etmez. 49- Öyleyse onlara ne oluyor da zikirden yüz çeviriyorlar? 
Şüphesiz suçlu olanlar sapıklık içinde ve kızıştırılmış ateştedir. O gün yüz üstü ateş içine çekilirler. Tadın sekarın dokunuşunu. [Kamer Suresi 47-48]

Üzerinde 19 vardır meselesi

Sekarın üzerindeki 19 melek konusu 1974 yılında tartışmaya açılmış, Muddessir Suresi 30.ayetteki ''Onun üzerinde ondokuz vardır'' cümlesini gösterip ''Kuran üzerinde de 19 vardır'' diyenler çıkmıştır. Kendini resul ilan eden Reşad Halife tarafından 1974 yılında bulunan 19 sistemi, surelerdeki harf sayılarının toplamının 19 ve katlarını verdiğini söylemekte lakin Tevbe suresindeki 128 ve 129.ayetlerin sonradan eklendiğini iddia etmektedir. Bir yandan Kuran'ın Allah kelamı olduğunu ispatladığını söylerken diğer yandan Kuran'a ayet eklenmiş olduğunu söylemektedir.

Bu sistemi savunanlar Muddessir 31.ayetteki ''..Kitap verilenler kesin olarak bilsinler ve iman edenlerin imanı artsın..'' cümlesini gösterip ''19 zebani olması kitap verilenlerin kanaat getirmesini sağlıyor mu? İman edenlerin imanını artırıyor mu? 19 sistemi kitap ehlini ikna ediyor, iman artırıyor'' derler. 1440 yıl sonrasına bakarak yorumladıkları için aradaki 1340 yıl boyunca müslümanların bu ayeti anlamadığını iddia etmiş olurlar. Ayetin muhataplarını düşünecek olursak, o dönemdeki kitap ehlinin kesin olarak bilmesine yol açan ve iman edenlerin imanını artıran sayı, kesinlikle matematiksel hesapla bulunan sayı değildi. O halde sahabelerin imanını artıran şey, Kuran'ın önceki vahyin devamı olduğunun ispatlanmasıydı. Kitap verilenler de sekar'da 19 melek olduğunu bildiği için bu sayıyı Hz. Muhammed'den duymak onları ikna etmişti. Aksi halde indiği dönemde bu ayeti hiç kimse anlamamış olacak,  ''Allah bu misalle ne murad etti?'' diyerek kalbinde maraz olan kişilere peygamber ve sahabeler de dahil olacaktır. Yani 1400 yıl boyunca bütün müslümanlar kalbinde hastalık olan kişiler olacaktır haşa.

Kitap ehlinin imanını artıran şeyin ''tevrattaki 19 sayısı'' olduğunu kabul etmeyince ortaya çıkan tablo böyle olmaktadır. Peygamber ve sahabeler dahil hiç kimse bu ayetleri anlamadı, nihayet reşat resul zuhur etti de müslümanları zanna dayalı imandan kurtardı. Tevbe suresinin son iki ayetini inkar edince kitap ehli Kuran'a iman etti. Burada şunu sorabiliriz: ''İki ayet eklenmiş olduğu için değil de 17 ayet çıkarılmış olduğu için fazlalık duruyorsa ne olacak? Fazlalık çıkıyorsa eksiklik olduğu için olamaz mı?'' Dolayısıyla matematiksel hesapla iman edenlerin delili Kuran'dan şüphe ettirmekte. Ayrıca on dokuzculara ''1974 yılına kadar herkesin imanı zan mıydı?'' diye sorarsanız ''evet zandı, delilsiz iman ettiler'' diyeceklerdir. Sonra ''Siz de eski dönemlerde yaşasaydınız kafir mi olacaktınız?'' diye sorunca ''evet deist olurduk'' diyeceklerdir. Öyleyse on dokuzcular zaten deist olmuş, Kuran'ın Allah kelamı olduğundan şüphe eden kişilerdir. Cevap olarak ''sizin hiç deliliniz yok, körü körüne iman ediyorsunuz'' demeleri de peygamber zamanında yaşasalardı ''Ey Muhammed, biz senin iddianı doğrulayamadık, körü körüne iman etmeyiz, sana biat etmeyeceğiz'' diyerek inkar edeceklerini göstermektedir.

Sonuç olarak Kurandan ayet çıkarmak isteyen hiçbir sistemi kabul etmemiz mümkün değildir. Eğer iki ayeti çıkarırsak 2016 yılında ''Musa hızır kıssasını kabul edemeyiz, değiştirilmesi gerektiği kanaatindeyim'' diyen İlhami Güler gibi sözde ilahiyatçılar da Kurandan hızır kıssasını çıkarmak isteyecektir. Sünniler de recm ayeti eklemek isteyecektir. Her önüne gelenin ayet çıkarıp ayet eklediği bir kitap ise Allah'ın kitabı olmaktan çıkacaktır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?