Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

İslami ekonomi nasıldır? İslam kapitalist midir sosyalist midir?

ekonomi
Üretim, dağıtım, tüketimden oluşan ekonomi insanların geçimini sağlaması ve devletlerin ayakta kalabilmesi için hayati önem taşıyor. Ev ekonomisinden ülke ekonomisine kadar para elden ele dolaşıyor, sadece ülke içinde değil ülkeler arası ithalat ve ihracat ile para sürekli dönüyor. Ekonomik sistemin algılarına göre insanlar paraya değer veriyor. Bu yazımız ekonomik sistem modelleri ve islami ekonomi sistemi hakkında özet bilgiler içeriyor.

Kapitalist ekonomi nasıldır?

Kapitalist
Kapitalist sisteminde insanlar özel mülkiyet edinmek, iş kurabilmek, rekabet etmek, miras bırakabilmek gibi haklara sahiptir, bunlar iyi yönleridir. Kötü yönleri ise patron ve işçi arasındaki gelir dağılımı uçurumudur. Patronun geliri barajın suyu kadarken işçinin geliri damlayan musluk şeklindedir. Patron ve genel müdür gelirin çoğunu alırken, işi döndüren ve şirketi ayakta tutan işçiler en az maaşı alır. İşçi taş taşıyıp yorulur, patron "iyi çalış kaytarma" deyip masasına oturur. Sonuçta en çok çalışan işçi en az parayı alır.

Kapitalist zihniyet sadece parası çok olanlara itibar eder, bunu hayatının her alanında gösterirler. Mesela emekçi işçiye, eski model arabası olana ezik gözüyle bakılır ve yoksulluk kişilerin suçu olarak görülür. Zengin olmayana kız bile vermezler.

Kapitalist zihniyet sadece para çoğaltma yarışını teşvik ettiği için fakirlerin hali kimsenin umurunda olmaz. Sürekli kampanyalar yapıp insanları para harcamaya, parası yoksa kredi almaya çağırırlar. Kapitalizmin borç vermesi bile paradan para kazanma yani faiz üzerine kuruludur. “Ciğerim yanıyor su getirin” deseniz size suyu parayla satarlar, "ama param yok" deseniz faizli borç verirler.

Kapitalist zihniyette karşılıksız iyilik yapmak yoktur, hatta ödeyemediğiniz borç için icra yollayıp eşyalarınıza bile el koyarlar. Sizden alacakları üç beş kuruşa ihtiyaçları olmamasına rağmen param kalmasın diyerek her türlü yola başvurabilirler, tıpkı tefeciler gibi ya paran ya canın derler. Canın demeseler bile intihar edecek raddeye getirmeleri tefeci zihniyetinde olduklarını gösterir. Kredi kartı borcu yüzünden, haciz gelmesi yüzünden her yıl intihar edenler olmaktadır.

Sosyalist ekonomi nasıldır?

Sosyalizm toplumculuk demektir. Sosyalizm çıkış amacı kapitalist sömürüyü ortadan kaldırıp emeği ön plana çıkarmaktır. Üretim araçlarını birkaç zenginin elinden alıp devlet yönetimine verilmesiyle zengin fakir arasındaki uçurum kaldırılması amaçlanır. Böylece kâr amacı güden ve her yıl % x büyümeye çalışan şirket sahipleri işçilerin haklarını sömüremeyecektir.

Sosyalizm mantığında kişilerin işletme sahibi olması yoktur yani özel sektör kaldırılmış ve herşey devlet teşekkülü olmuştur. Mülk edinmek ise kapitalizmdeki gibi devam etmektedir ve herkes evini arabasını kendi üzerine alabilmekte ve satabilmektedir. Evi yapan muteahhit, mimar, inşaat işçisi ise devletin çalışanı olmuş ve hepsi eşit maaşı almıştır. Çalışanlar patronundan işçisine yoksulluk sınırı kadar maaş alırlar. Çalışmayanlar ise açlık sınırında.

Bütün şirketler devletin işletmesinde olduğu için artık vergi almak da yoktur, eğitim ve sağlık gibi temel insani ihtiyaçlar da ücretsiz olmuştur, faturalar ucuzlamıştır. En çok çalışanın en az maaşı aldığı kapitalist sistemden herkesin aynı maaşı aldığı sosyalist sisteme geçilmiştir. Yani sosyalizm; sermayenin birkaç kişide toplanmasını önlemek, emek sömürüsünü kaldırmak, işçi haklarını savunmak, insancıl yaşamı getirmek, modern köleliği kaldırmak gibi amaçlar için ortaya çıkmıştır.

Komunist ekonomi nasıldır?

Komunizm'de iş abartılmış ve sadece özel şirketleri kamu iktisadi teşebbüsüne almakla kalmamışlar, özel mülkiyeti de ortadan kaldırmışlardır. Yani şirket sahibi de olamazsınız, ev araba sahibi de olamazsınız, miras da bırakamazsınız, tamamen kiracı durumundasınız.

İslam ekonomisi nasıldır?

İslami ekonomi ise kapitalizm ve sosyalizm karmasıdır. "...Allah alışverişi helal, faizi haram kılmıştır..." (2:275) ayetine göre insanlar ticaret yapabilir mülk edinebilir. Bunu yaparken adil ve dürüst olmalı, kusurlu ve eksik ürün satmamalıdır. "Ölçü ve tartıda hile yapanların vay hallerine!" (83:1)

İslamın kapitalizm yönü mülk edinmenin ve işletme sahibi olmanın serbest olmasıdır. Sosyalizm yönü ise kazancı patronlarda toplamayıp işçilerle eşit paylaşmaktır ve işsizlere zekat vermektir. İslami ekonomide maaş alarak değil kâr payı alarak çalışmak vardır, patron da işçi de kâr'a ortaktır. İşletme bu ay çok kazandıysa işçilerin maaşı da aynı oranda artmakta ve herkes bu gelir artışından faydalanmaktadır. Bu düzene şu ayet işaret eder;

"Allah rızık konusunda kiminizi kiminize üstün kılmıştır. Üstün kılınanlar (patronlar / efendiler) rızıklarını ellerinin altındakilere (işçilere / kölelere) eşit olacak şekilde vermiyor. Allahın nimetini bile bile inkar mı ediyorlar? " (Kuran: 16:71)


Rızıkta üstün kılınanların emri altında çalışanlara geliri eşit şekilde dağıtmaması 16:71 ayette eleştirilmiştir ve böyle yapanlar Allahın verdiği rızkı inkar etmekle itham edilmiştir. İşçi çalıştırıp her ay aynı maaşı vermek yani asgari ücretle işçi çalıştırmak islama uygun değildir. Geçen ay net kâr 5 birim ise ve işçiye 1 birim para verildiyse, bu ay 10 birim para kazanılırsa işçinin maaşı 2 birim olmalıdır. Geri kalan miktar şirketin AR-Ge, Reklam, bakım onarım, yatırım gibi giderleri için ayrılır. Yani islami ekonomide işçiler maaşlı çalışan değil, şirketin kar payı ortağıdır. Böylece emek sömürüsü ortadan kalkmış olacaktır ve işçiler zekat verecek hale gelecektir.

Savaşmadan elde edilen ganimetlerin paylaşımı hakkındaki ayette "Böylece onlar, içinizden zenginler arasında dolaşan bir servet haline gelmez." (59:7) diyerek servetin sadece zenginlerde toplanması eleştirilir ve kapitalizmdeki gibi servet sahipleri oluşmaması istenir. Para sürekli elden ele dolaşmalıdır ve herkesin htiyacını gidermelidir. Bu yüzden Allahın en çok kızdığı şeylerden birisi de altını ve gümüşü yığıp saymak, hayra harcamamaktır. "...Altın ve gümüşü yığıp Allah yolunda harcamayanları acıklı bir azapla müjdele." (Kuran 9:34)

1944 yılında altının dolara endekslenmesi ve 1971 yılında doların altınla bağının koparılması sebebiyle günümüzde kağıt paralar değişim aracı olarak kullanılmaktadır ve altın ve gümüş / dinar ve dirhem yatırım aracına dönüşmüştür. Bu yüzden 9:34 ayeti "para yığıp Allah yolunda harcamayan" olarak anlarız. Para yığmak öyle büyük bir hastalıktır ki insan hep daha fazlasını ister. Tıpkı yüzüklerin efendisi filmindeki yüzüğün insanları ele geçirmesi gibi para da insanı ele geçirebilir ve cimrilik hastalığı yaşanabilir.

"Ki o malı yığar ve sayıp durur. Malının kendisini ebedi kılacağını sanıyor. Hayır, o hutameye atılacak. Hutame nedir bilir misin? Allahın tutuşturulmuş ateşidir." (Kuran 104:2-6)


Para kazanmanın bir üst sınırı olmadığı için ne kadar kazansanız hep daha fazlasını istersiniz. Kazandıkça yaşam tarzınız da değişeceği için harcamalarınız aynı oranda artar. Az kazanırken ticari araca biniyorken çok kazanınca spor arabaya binersiniz, herkes gibi dairede oturuyorken havuzlu villada oturusunuz, herkes gibi esnaf lokantasına yemek yiyorken zengin olunca bir porsiyon yemeğe asgari ücret kadar hesap ödersiniz. Herkes gibi giyiniyorken artık bir tişörte memur maaşı verirsiniz. Çanta ve saat gibi aksesuarlara bir araba parası verirsiniz. Yani ne kadar çok para kazanırsanız o kadar çok harcarsınız. Bu israfın farkına varmak için kapitalizm zihniyetinden kurtulup islam zihniyetine geçmek gerekir. Bütün kazancımızın Allahın verdiği emanet bir nimet olduğunu ve bu emaneti Allah yolunda harcamak gerektiğini unutmamak gerekir.

#İslamda infak

İslamda infak etmek hem sevdiği şeylerden vererek (76:8) hem de ihtiyaçtan fazlasını (2:219) fakirlere dağıtmakla yapılır. Alt sınır olarak peygamberimizin 1/40 oran verdiği rivayet edilmiştir. Bu oranı Kurandan çıkarmış olması gerekir ki "Ganimetin beşte biri Allaha.." (8:41) diyen ayetin verdiği %20 oranı sadaka verilecek 8 zumre sayan ayete (9:60) bölünce 1/40 çıkmaktadır. Bu kırkta bir miktar her kazançtan verilecektir. "..Hasat günü hakkını verin.." (6:141) ayeti kazanç elimize geçince zekatını ayırmayı emreder.

İslamdaki karşılık beklemeden infak etmek sayesinde para elden ele dolaşır ve herkesin ihtiyacını giderir. Bu infak sebebiyle hem 1'e 700 sevap kazanılır (2:271) hem de çarpan etkisiyle ekonomiye can gelir. Bir adama yardım yapılınca gider esnafa olan borcunu öder, esnaf o parayla kendi ihtiyacını karşılar ve yeni mallar alır, mal aldığı yer üretimin yapıldığı yere olan borcunu öder, üretim yapılan yer ham madde alabilir ve çalışanların maaşını ödeyebilir. Bu şekilde para elden ele dolaşarak herkesin ihtiyacını giderir, iyilik katlanarak büyümüş olur.

#İslamda borçlanma

İslami ekonomide borçlanmak, karzı hasen denilen faizsiz borçla ve yatırım ortaklığıyla olmaktadır. Kişiler birbirinden borç alacağı zaman bunu yazılı belge haline getirirler ve şahitlere de imzalatırlar. (2:282) Ödeyememe durumunda ise alacaklının vadeyi uzatması gerekmektedir, hatta alacağını zekat olarak sayması da mümkündür.

Ey iman edenler! Allah'tan sakınınız. Eğer gerçekten inanıyorsanız mevcut faiz alacaklarınızı terkediniz. Eğer böyle yapmazsanız, biliniz ki Allah'a ve elçisine savaş açmış olursunuz. Ama eğer tövbe ederseniz, ana paranızı geri almaya hak kazanırsınız. Böylece ne haksızlık yapmış, ne de haksızlığa uğramış olursunuz. Eğer borçlu güç durumda ise, rahatlayıncaya kadar ona bir zaman tanıyınız; bir karşılık beklemeden borcu tamamıyla silmek, eğer bilirseniz sizin kendi iyiliğinize olacaktır. Allah'a döndürüleceğiniz, sonra da herkesin kazancının eksiksiz geri verileceği ve hiç kimsenin haksızlığa uğratılmayacağı günden sakınınız. (Kuran 2:278-281)


Kişilerin borç para ihtiyacının karşılanması için ikinci yöntem devlet bankasında havuz sistemi oluşturmak ve parasını orada bekleten kişilerin faizsiz kredi almaya hak kazanmasıdır. İşi büyütmek için kurumsal krediler ise devletin yatırım yapması şeklinde olabilir. Bu şekilde adil ve faizsiz bir ekonomi uygulanabilir. Nitekim bu sistem 1996 - 1997 yıllarında başbakan Necmettin Erbakan tarafından uygulanmıştır.

1 Mayısa özel islami ekonomi yazımızın sonuna geldik. Doğrularımız Allahın ilham etmesiyle (91:8), yanlışlarımız günahlardan ötürü kapanan algımız sebebiyledir. Herşeyin en doğrusunu alim olan Allah bilir.

Okumaya devam: Kâr payı helalmidir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?