İmam Gazali'nin asıl adı Muhammed bin Muhammed bin Muhammed bin Ahmed Tûsî, Gazâlî'dir. Batı dillerinde ismi Algazel'dir. Lâkabları, Hüccet-ül-İslam ve Zeyüddin'dir. Genel olarak El Gazali ve İmam Gazali isimleriyle tanınmıştır. İmam-ı Gazalî, bugün bir kısmı İran toprakları içinde kalan Horasan'ın Tûs şehrinde hicri 450 tarihinde (M. 1058) doğmuştur. İlk öğrenimini Tus şehrinde Ahmed b. Muhammed er-Razikâni'den, daha sonra Cürcan şehrine giderek Ebû Nasr el-İsmaili'den eğitim görmüş daha sonra 28 yaşına kadar Nişabur Nizamiye Medresesi'nde ilim öğrenimi görmüştür. 1111 yılında İran'ın Tus şehrinde vefat etmiştir.
İmam Gazali kitabında iğrenç ifadeler!
1- Kadın düşmanlığı yapıyor!
A- Kadınlar erkeklerin kulu olmalıymış!
Gazali diyor ki: Resul (s.a.v) şöyle buyurmuştur: Kadının kulu olan kişinin daima başı aşağıdadır. Bunun için ancak kadın erkeğin kulu olmalıdır. Kadınlarla yarenlik (sohbet) etmemek gerekir. (Kaynak: İmam gazali - Kimyayı saadet, sayfa 490, sağlam kitabevi, 1977)
Açıklama: Gazali uydurma hadisle peygamberi kadın düşmanı gibi göstermiştir. Kadını erkeğin kulu haline getirmek ve sohbet etmemek gerektiğini söyleyerek, cahiliye devrindeki kadın anlayışına geri dönmeyi tavsiye etmiştir. Gazali'nin kadına bakışı, kız çocuklarını diri diri gömen cahiliye araplarıyla aynıdır. Hadis uydurup peygambere isnad etmektedir.
B- Kadınlar eve hapsedilmeliymiş!
Gazali diyor ki: Beşinci Edeb: Kadını kıskanmakta ölçü gözetilmelidir. Fitne doğma kuşkusu olan herşeyden kadını sakındırmalı, gücü yettiği kadar kadın dışarı bırakılmamalıdır. Erkek karısını hiçbir erkeğin kolay görmesine izin vermemelidir. Hatta karısına bir namahrem gözün bakmasına fırsat vermemek için kapı ve pencere önlerinde onu bulundurmamalıdır. Bu mânaları erkeğin kolay görüp ihmal etmesi caiz değildir. Ama sebepsiz yere de karısı hakkında erkek kötü kuşkularda bulunmamalı, kadının günahını işitirse sakınmakta ve bu hallerini araştırmakta acele etmeye kalkmamalıdır, bu reva değildir. (Kaynak: İmam gazali - Kimyayı saadet, sayfa 490, sağlam kitabevi, 1977)
Açıklama: Gazali bu sözleriyle, kadını eve hapsedip penceren bakmasını bile yasaklamaktadır. Yani Gazali'ye göre kadın dışarıyı bile görmemeli, evin karanlık kuytu köşelerinde yaşamalıdır. Pencereden baktığı görülürse bu günahını kocası hemen araştırmaya başlamamalıymış. Kadının kapı önüne çıkmasını bile günah sayan Gazali, kadınlara zindan hayatı yaşatmak istemektedir. Bir sonraki sayfada; pencereden baktığı için dayak yiyen kadın, kadınlara güzel elbise verilmemesi gerektiği, mescide gitmelerinin yasaklanması gerektiğini anlatarak kendi zihniyetini islam gibi sunmuştur. Kadınları camiden bile soyutlamıştır. Örnekler:
-Resul (sav) kızı Fatıma hatun'a dedi ki: ''Kadınlar için hangi şey daha iyidir? Fatıma hatun da: Onların hiçbir erkeği görmemesidir'' diye cevap verdi. Bu söz resul'e çok hoşgeldi ve Fatıma'yı kucakladı.
-Muaz (ra) hatununu dövmüştü. Çünkü onu pencereden dışarı baktığı vakitte görmüştü. Bir başka gün de bir elmanın yarısını yerken gördü. Kalanını Hz. Muaz'ın kölesine verdi. Bu sebepten ötürü de ona dayak atmıştı.
-Ömer (ra) dedi ki: Kadınlara evlerinin kapısına çıkması için güzel, gökcek giysiler yapmayın. Taki evde otursunlar. Çünkü iyi elbiseler bulunca onlar evden dışarı gitmek isterler.
-Resul (sav)'ın mutlu zamanında kadınlara örtünerek mescide varıp arka safhalarda oturmağa izin verilmşti. Sonraları ashabı kiram onların mescide gitmelerini yasakladı. Ayşe hatun: Eğer Resul (sav) kadınları bu zamanki kadınlarda olanlarla görmüş olsaydı onları mescide koymazdı'' demişti.
(Kaynak: İmam gazali - Kimyayı saadet, sayfa 491, sağlam kitabevi, 1977)
C - Yaşlanan kadını boşamak lazımmış!
Gazali diyor ki: Eğer bir kimse karısına doyar ve ona yaklaşmak istemiyorsa o kadını boşaması gerekir. Onu nikah hapsinde tutmamalıdır. Resul (sav) temiz müminelerinden sevde hatunu boşamak istedi çünkü ulalmış, ihtiyarlamıştı. Sevde hatun :'' Ben gece nöbetimi Ayşe'ye verdim. Beni boşama. Taki kıyamet günündesenin hatunlarından biri olayım'' dedi. Böylece Resul(sav) onu boşamadı. Haftada iki geceyi Ayşe hatun'un yanında geçirir, birer gecesini de öteki kadınlarının yanında geçirirdi. (Kaynak: İmam gazali - Kimyayı saadet, sayfa 495, sağlam kitabevi, 1977)
Açıklama: Gazali peygamberin genç kadınları sevdiğini, yaşlanan karılarını boşadığını uydurup, peygamberin kiminle ne kadar cinsel hayat yaşadığını bile yazmıştır. Sahabeler bile bu kadarını bilmezken Gazali ise Hz. Muhammed'in haftada kaç gün hangi hanımlarıyla ilişki kurduğunu bilmektedir. Peygamberin hanımlarıyla ne zaman ilişki kurduğu kimseyi ilgilendirmez. Özel hayatı araştırmak ''Birbirinizin gizli yönlerini merak etmeyin ve gıybet etmeyin'' (Hucurat/12) ayetine terstir. Sahabeler de peygamberin cinsel hayatı hakkında konuşmazdı.
D- Kısır kadını boşamak lazımmış!
Gazali diyor ki: Resulullah kısır kadınlar hakkında şöyle buyurmuştur: ‘’Evin bucağındaki hasır, doğurmayan kadından daha hayırlıdır.’’ Doğurucu çirkin kadın doğurmayan gökçek güzel kadından daha hayırlıdır. (Kaynak: İmam gazali - Kimyayı saadet, sayfa 467, sağlam kitabevi, 1977)
Açıklama: Gazali, kısır kadınlar hakkında hadis uydurup kendi sözünü peygambere isnad etmiştir. Allah ise dilediği kişilere çocuk verdiğini bildirmiştir. Yani kısır olmak kadının suçu değildir. "Göklerin ve yerin mülkü Allah'a aittir. Dilediği şeyi yaratır. Dilediği kişiye kızlar bahşeder, dilediği kişiye erkekler bahşeder. Veya erkekler ve kızlar olarak çift verir. Dilediği kişiyi de kısır kılar. Şüphesiz ki O; bilendir, kâdir olandır. (Şura Suresi 49-50)
2- Peygamberi cinsel yaşam koçu olarak tanıtıyor!
a- Peygamber cinsellik dersleri vermiş!
Gazali diyor ki: Resul (sav) şöyle buyurmuştur: '' Hiç bir kişi eşinin üzerine hayvan gibi düşüp çullanması reva değildir. Cima'dan önce bir lçi bir haber verici olmalıdır. '' Ashabı kiram: ''O haber verici nedir ya resulAllah?'' diye sorunca o da şöyle buyurdu: ''Öpmek, söyleşmek, oynaşmakla! Yani şehveti harekete getirmektir.'' buyurdu. (Kaynak: İmam gazali - Kimyayı saadet, sayfa 496, sağlam kitabevi, 1977)
Gazali diyor ki: Gusul abdesti alınmadan saç ve tırnakta kesilmemelidir. Ta ki cünüplü bir kişinin parmağından ve başından ayrılmış olmasınlar. En iyisi erkek bel suyunu kadının rahmine eriştirmemeli, geri alıkoymalıdır. Erkek kendi uzvunu beli gelirken rahimden dışarı çıkarır, bel suyunu dışarı döker, akıtırsa sahihtir. Bunun haram olmadığı rivayet edilmiştir. Bir kişi Resul (sav)'e sordu: ''Ya resulallah! Benim bir cariyem var, benden yüklü kalmasını istemiyorum. Ta ki hizmetimden geri kalmasın. '' Resul (sav)'de :''Dışarı boşalt, Eğer Allahu teala çocuk olmasını alında yazmışsa elbette olur.'' diye buyurdu. Ve en sonunda da o kişinin bu cariyeden bir oğlu dünyaya geldi. Cabir(ra) der ki: ''Biz bel suyumuzu dışarı akıtırdık. Ve nazil olan Kuran bizi dışarı akıtmaktan yasaklamazdı.'' (Kaynak: İmam gazali - Kimyayı saadet, sayfa 498, sağlam kitabevi, 1977)
Açıklama: Gazali, cinsel birleşme sonrasında penisi çıkarıp dışarı boşalmanın haram olmadığı gibi gereksiz bir şeyi peygamber hadisi ve sahabe hadisi uydurarak anlatmaya çalışmıştır. Kuran'da cinsel birleşmeyle ilgili ayette ''Temizlendikleri zaman, Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. ''(Bakara 222) denmiştir. Bu ayette kadınlar hayızlıyken cinsellik yasaklanmıştır. Hayız bitince Allah'ın emrettiği yerden (vajinadan) yaklaşın diyerek cinsellikle ilgili bilmek gerekeni açıklamıştır. Çocuk yapmak istemeyenler elbette dışarı boşalmalıdır, bunun için ''haram mı'' diye sorulmaz. Haram olmadığını söylemek için hadis uydurmaya da gerek yoktur. Gazali dönemindeki islam ne kadar yozlaşmış olacak ki böyle saçma detaylar ile uğraşmışlardır.
Ayrıca ''Gusul abdesti alınmadan saç ve tırnakta kesilmemelidir'' cümlesinde, cünüpken tırnak kesince tırnağın cünüp kaldığını söyleyerek akıl seviyesini ortaya koymuştur. Saç ve tırnak cünüp kalsa ne olur kalmasa ne olur. Tırnaklar banyodan önce kesilebilir. Hatta önce kesilmesi daha iyidir.
b- Cünüpken uynur mu uyunmaz mı?
Gazali diyor ki: Yatsı namazından sonra yatağa girer girmez çift olmak, abdestsiz uykuya dalınacağı için mekruhtur. Uyumak dileyenler hemen duş yapıp yıkanmalı ve uykuya temiz olarak dalınmalıdır. Bu yıkanma sünnettir.
Abdullah bin Ömer (ra) Resul (sav)'e ''Ya resulAllah! Acaba biz cünüp iken uyuyabilir miyiz?'' diye sordu. Resul de: ''Evet, abdest alınca uyunur'' dedi. Fakat boy abdesti almadan da uynabilir, buna izin vardır. Netekim, Hz. Aişe(ra) ''Resul-ı ekrem cünüp halindeyken abdest almadan uyurdu'' demiştir. (Kaynak: İmam gazali - Kimyayı saadet, sayfa 499, sağlam kitabevi, 1977)
Açıklama: Gazali, Cünüp uyumakla ilgili önce peygamberin ''abdest alınca uyunur'' dediğini sonra da Hz. Aişe'nin ''Resul-ı ekrem cünüp halindeyken abdest almadan uyurdu'' dediğini yazmıştır. Aynı paragrafta birbirini yalanlayan iki hadisi aynı soruya cevap göstererek çelişik cevaplar vermiştir. Hz. Muhammed abdest alınca cünüp uyunur diyor, Hz. Aişe ise peygamber cünüpken abdest almadan uyurdu diyor. Hadis çöplüğünde ne ararsanız bulabiliyorsunuz.
c- Dışarı boşalmamak sünnetmiş!
Gazali diyor ki: Yıkanmadan yatmak isteyen yatağın üstünü eliyle sıvazlayıp süpürmeli veya yatak örtüsünü silkelemelidir. Çünkü insan uykuya dalınca başına ne hal geleceğini bilmez. Cünüpken tıraş olmak, kan aldırmak, bedenden bir uzvu kesmek (tırnak, saç), iyi değildir. Boyabdesti almalı, sonra o işleri yapmalıdır. Hele bedenden ayrılan uzuvlar ahirette temiz olarak bedene geri döner.
Erkek belinin suyunu (meniyi) kadının dişilik tarlasından (rahmine) başka yere akıtmamalıdır. Resul (sav) ''Kaderde olan çocuk mutlaka gelecektir. '' diye buyurmuştur. Bel suyunun dışarıya akıtılmasındadin bilginleri birbirinden 4 şekilde ayrılmıştır. Bir kısmı: ''Her ne biçimde olursa olsun dışarıya akıtmak günahtır'' demiştir. Bir kısmı: ''Her ne surette olursa olsun o haramdır'' demiştir. Bir kısmı: ''Kadın izin verirse helal, izin vermezse haramdır'' demiştir. Bir kısmı da: Cariyelerde mübah, fakat evlilerde mübah değildir'' demiştir. Bize göre doğru olan şey dışarı boşalmak mübahtır. Ama denilse ki, ''Çocuk olmaması için dışarı akıtmak mekruh değilse de çocuk olmaması bakımından yine kerahat vardır. Bende derim ki: Erkek dört şeyden birinden ötürü dışarı akıtır. A-Cariyelerin cariye olarak kalmasını ister. Çünkü cariyeler çocuk yapınca çocuk anası olur. Efendisinin mülkünden çıkmış sayılır. Bundan ötürü bel suyunu cariyesinin haznesine değil dışarı akıtır. B-Kadın çocuk doğura doğura kocalır. Erkek karısının gençliğini ve güzelliğini koruması için dışarı boşalmayapar. C- Kadın çocuk yapınca kadın ev halkının arttığını görür, eve bakma zorlaşır, onlara bakma korkusu artar. O zamanda ev halkını artırmamak gerekir. Erkek para kazanmak için ibadetini geri bırakır. Fakat her rızık için Allah'a tevekkül edilmelidir. ...Döl suyunu dışarı akıtmak, fazileti terk etmek, sünnetten uzaklaşmak demektir. (Kaynak: İmam gazali - Kimyayı saadet, sayfa 500-501, sağlam kitabevi, 1977)
Açıklama: ''Cünüpken tıraş olmak, kan aldırmak, bedenden bir uzvu kesmek (tırnak, saç), iyi değildir. Boyabdesti almalı, sonra o işleri yapmalıdır. Hele bedenden ayrılan uzuvlar ahirette temiz olarak bedene geri döner. '' cümlesi deli saçmasıdır. Kesilen tırnaklar ahirette geri gelmeyecektir. Ahirete özel yeniden yaratılış olacaktır. Gazali bu cümleleri kendisi yazdıysa tam bir hurafe makinesi olarak çalışmış ve bilinçli olarak müslümanların aklıyla dalga geçmiştir. Bir islam aliminin böyle saçmalaması mümkün değildir.
Dışarı boşalmakla ilgili gereksiz açıklamalar yapan Gazali, kadınlarında cariye yapılıp tecavüz edilebileceğini söylemiştir. Eğer savaş esirleri ile evlenmeden ilişki yaşanıyorsa o dinde zina diye birşey yok demektir. Cariye seks kölesi olabiliyorsa genelevler de mübahtır, evli bekar zinası da serbesttir. Evlenmeye teşvik eden ayetlerin ve zina edene 100 sopa vurduran ayetlerin olduğu islam dininde cariye edinip istediğin gibi kullanmak nasıl mübah olabilir? Kuran'da çelişki olmaz, o halde Gazalinin anlattığı islam değildir.
Köle edinmek muhammed 4.ayet ile yasaklanmıştır. Savaş bitince esirler bedel karşılığı veya bedelsiz salınır. Böylece bedel ödemek için bekletilen esirler köle yapılmaz. Zengin ise para karşılığında fakir ise hizmet karşılığında salınır.
Muhammed Suresi 4: Artık kâfirlerle karşılaşınca boyunlarını vurun, onları güçsüz bırakana kadar. Böylece bağları sıkıca bağlayın, artık ister nimet olarak ister fidye alarak (salın) harp ağırlığını bırakana kadar. İşte böyle, eğer Allah dileseydi onlardan intikam alırdı, lakin sizi birbirinizle imtihan ediyor. Allah yolunda öldürülenlerin ameli boşa çıkmaz.
Bedel karşılığı bekletilen esirler olursa, ''meleket eymanukum: Elinizin altındakiler'' konumuna gelmiş olur. Kadın kölelere tecavüz etmek zina sayılır, cinsellik için evlilik şarttır. Nur suresi 32.ayette eşi olmayanların evlendirilmesi gerektiği yazmaktadır.
Nur suresi 32: Sizden eşi olmayan erkekleri ve kölelerden salih olanları eşi olmayan kadınlarla nikahlayın. Eğer onlar fukara ise Allah onları fazlından zengin eder. Allah genişletir, en iyi bilendir. 33: Nikah imkanı bulamayanlar, Allah onları fazlından zengin edene kadar iffetlerini korusunlar. Elinizin altındakiler anlaşma yapmak isterlerse onlarda hayır görüyorsanız anlaşma yapın. Allah'ın size verdiği maldan onlara verin. Ve iffetli kalmak isteyen genç kızları dünya hayatının geçici menfaatini elde etmek için onları sınırı aşmaya zorlamayın. Kim onları zorlarsa muhakkak ki Allah bundan sonra onların zorlanmalarını bağışlar, rahmet eder.
Nur suresi Muhammed suresinden sonra inmiştir. Yeni köle edinmek yasaklandıktan sonra eski köleler hürriyetine kavuşturulmaya başlanmış ve köleler evlendirilerek hürriyetine kavuşturulmuştur. Yeni köle edinilmediği için kölelik zamanla bitmiştir. Fakat peygamberin ölümünden sonra kölelik tekrar getirilmiştir. İslam'ı öğrenmek için ayetlere baktığımızda evlilik dışı cinselliğin zina sayıldığı görülmektedir. Gazali ise mezheplerin uydurduğu dine kapılarak cariyeleri seks kölesi olarak görmüş ve Kuran'ı terk etmiştir.
''Döl suyunu dışarı akıtmak, fazileti terk etmek, sünnetten uzaklaşmak demektir'' cümlesi de peygamber sünnetiyle alakası yoktur. Kimyayı saadet 498.sayfada ''Erkek kendi uzvunu beli gelirken rahimden dışarı çıkarır, bel suyunu dışarı döker, akıtırsa sahihtir. Bunun haram olmadığı rivayet edilmiştir.'' dediği halde tam aksini peygamber sünneti olarak göstermiştir. Kendi içinde tutarsız konuşmaktadır. Peygamberin sünneti, Kuran'ı hayatın her alanına dahil etmektir. Misvak kullanmak, sakal uzatmak, cübbe giymek, sarık dolamak, yemeğe tuzla başlamak, dışarı boşalmak gibi şeyler uydurulmuş sünnetlerdir. Abdullah oğlu Muhammed'in nasıl yemek yediğini nasıl uyuduğunu, nasıl boşaldığını bile sünnet olarak anlatanlar, Allahın resulü muhammedin getirdiği ayetlere düşman olmuşlardır. Bu yüzden peygamber sünnetinin Kurana uymak olduğunu gizlerler. Dışarı boşalmayı peygamber sünnet ilan ederler.
Sonuç: Eğer Kimyayı saadet kitabını gazali yazmış ise müslümanları boş laflarla oyalammış ve vakitlerini çalmıştır. Eğer talebeleri yazıp ona isnad ettiyse iftira atmışlardır. Sonuç olarak bu kitabın müslümanlara katacağı birşey yoktur. Böyle kitaplar yerine Kuranı kerim meali okuyup zihnimizi ayetlerle süslemek gerekir. Selam mü'minlerin üzerine olsun.
Cahillik kötü
YanıtlaSilaklın yok fikrin var kardeşim anlamak istediğin gibi anlamışsın.
Afedersin de o kadar kızdımki söyleyecek söz bulamıyorum aklıma kötü konuşmak geliyor Allah beni affetsin. Yahu sen ne edepsiz bir yorumda bulunmuşsun. Sen, bre kendini akıllı sanan insan, Gazali senin dediklerini, senin dediğin gibi demiş olabilir mi , hiç mi Allahtan korkun yok senin? Sen düşmanlık edip aynı kafirlerin Kuranı yorumladığı gibi cımbızla cümle çekip kötü göstermişsin. Allah seni ve senin gibileri doğru yola iletir inşallah ama olmayacak bir işe de amin diyorum. Sen ve senin gibilerin sayıları azalsın inşallah. Ben ki Gazali vasıtasıyla çok kez Allah’a yönelmeye çalışmış bir insan olarak , karşımda olsan kendimi tutamazdım. Cahil adam!
YanıtlaSilDoğru söze ne denir? Gazali'nin yanlışlarını döküp saymış. Var mı hata? Buyur sen de karşı cevap yaz.
Silİmam Gazalinin sözlerinde O kadar rahmetler varki .yazar kendi aklının aldığı kadar yorumlamış. Hata etmis.Bir bilene sor sana izah getirsin.
YanıtlaSilAdam haklı beyler dağılın
YanıtlaSilUyanmak istemeyeni uyandırmak çok zordur. Allah akıl vermiş, kişioğlu düşünsün diye ama kişioğlu gidip kula kul oluyor . Kuran okumadan böyle din tüccarı mezhepçi meczupların söylediği uydurmalara inanıyor.
YanıtlaSil