Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

Hristiyanlar neye inanır? Hristiyanlık nedir?

Hristiyanlar neye inanır? sorusuna incilden, Kurandan, tv programlarından derlediğimiz cevaplar veriyoruz.
isa peygamber
Hristiyanlık; İsa’nın Allahın elçisi olarak görülmesinden Allahın oğlu olarak görülmesine evrilen gelenek dinidir. Kitap verilen nebilerden birisi olan isa, yaşadığı dönemde kendisini peygamber olarak tanıtmış, halkı islama davet etmişti. Sonra gösterdiği mucizelerin büyüklüğü sebebiyle onun insan olamayacağı ve Allahın oğlu olduğu düşüncesi ortaya çıktı. Bu şirk inancı ilk ortaya atanlar insan bedenine girip musallat olan cinler olmuştu. Yani günümüzdeki Hristiyanlık inancı kafir cinlerin ortaya attığı bir iddia'nın gerçek kabul edilmesine dayanıyor.

Cinlerin fitnesi!

“Güneş batarken herkes çeşitli hastalıklara yakalanmış akrabalarını İsa’ya getirdi. İsa her birinin üzerine ellerini koyarak onları iyileştirdi. Birçoğunun içinden cinler de, “Sen Tanrı’nın Oğlu’sun!” diye bağırarak çıkıyordu. Ne var ki, İsa onları azarladı, konuşmalarına izin vermedi. Çünkü kendisinin Mesih olduğunu biliyorlardı. (Luka incili 4/40-41)


İşte cin şeytanların bu iddiası daha sonra Hristiyanlığın temel ilkesi olmuştur. İlk zamanlarda İseviler tıpkı Müslümanlar gibi inanıyor, sadece Allah’a kulluk ediyorlardı. Yüzyıllar sonra konsillerde alınan kararlar ile isa peygamber RAB ilan edildi. Hristiyanlar neye tapar diyenlere İsaya tapar diyebiliriz. Bunu Hristiyanlar şöyle itiraf ederler:

İsa'nın Rab ilan edilmesi

“Havariler zamanında isa gerçek anlamda insan sayılırdı. Onun Allahın oğlu olduğu iddiasını önce pavlus ortaya attı, bu iddiayı doğru sayan karar 3.yy'dan sonra Antakya’da alındı. 325’te toplanan ekümenik iznik konsili, isanın yaratılmış olmadığına, babadan doğduğuna ve onunla aynı özeden olduğuna karar verdi.

431 yılında üçüncü ekümenik efes konsili şu kararı aldı: İsa kendi kişiliğini akıllı ruhla canlandırmış bir bedenle birleştirerek insan olmuştur. Meryem ana ise gerçek anlamda tanrının anasıdır.

451 yılında Kadıköyde toplanan konsilde şu karar alındı: Rabbimiz mesih isanın mükemmel tanrılığa ve mükemmel insanlığa sahip gerçek tanrı ve gerçek insan olduğunu, akıllı bir ruhtan ve bedenden oluştuğunu, tanrılık açısından baba ile insanlık açısından bizimle aynı özden olduğunu, günah dışında hepimize her şeyde benzer olduğunu, tanrılık açısından yüzyıllar ötesinden babadan doğduğunu, insanlık açısından bizim esenliğimiz için bakire meryemden doğduğunu oy birliğiyle kabul ettiğimizi resmen beyan ederiz.” (Katolik kilisesi din ve ahlak ilkeleri kitabından alıntıdır.)

Konsillerde alınan kararlar isa peygamberin Tevhid öğretisine savaş açmış ve Allah’a kulluk dinini kula kulluk dinine çevirmiştir. İsanın göğe kaldırılmasından 400 yıl sonra ona rabbimiz demeye başlayan Hristiyanlar, 610 yılında zuhur eden son nebi Muhammed aleyhisselamdan tekrar isanın öğretilerini işittiler. İncilde haber verilen AHMED (61/Saff suresi 6) isimli son nebi, MUHAMMED ismiyle zuhur etmişti. H-M-D harflerinden oluşan bu iki isim aynı anlama, “övülen, övülmüş” anlamına gelir.

İsa peygamberin gerçek öğretisini bilen Hristiyan din adamları Kuranı işitince göz yaşlarını tutamayıp Müslüman olmuşlardır. İlim sahibi olanlar Kuranın eski vahyin devamı olduğunu bilirler.

Müslüman olan Hristiyanlar!

Andolsun, insanlar içinde, mü'minlere en şiddetli düşman olarak yahudileri ve müşrikleri bulursun. Onlardan, iman edenlere sevgi bakımından en yakın olarak da: 'Hristiyanlarız' diyenleri bulursun. Bu, onlardan keşiş ve ruhbanların olması ve onların büyüklük taslamamaları nedeniyledir. Elçiye indirileni dinlediklerinde hakkı tanıdıklarından dolayı gözlerinin yaşlarla dolup taştığını görürsün. Derler ki: 'Rabbimiz inandık; öyleyse bizi şahidlerle birlikte yaz.' 'Hem Rabbimizin bizi salihler topluluğuna katmasını umarken ne diye Allah'a ve bize haktan gelene inanmayalım?' Böylelikle Allah, dediklerine karşılık olarak içinde ebedi kalacakları, altından ırmaklar akan cennetler verdi. Bu, iyilik yapanların karşılığıdır. (5/Maide 82-85.ayetler)


Bazı Keşiş ve Ruhbanlar konsillerde alınan kararların insan uydurması olduğunu ve İsanın Allahın elçisi olduğunu bildiği için Kuranı işitince ağlayarak Müslüman olmuşlardır. İtiraz etmeden çenelerini kapatıp secde ederek Allah’a teslimiyetlerini göstermişlerdir: "De ki "Siz ona ister inanın, ister inanmayın. Daha önce kendilerine bu konuda bilgi verilmiş olanlara Kur'an okunduğu zaman çenelerinin üstüne kapanıp (itiraz etmeden) secde ederler." (17/İsra 107)

Kuranın eski vahyin devamı olması ve gerçek dini açıklaması ilim sahiplerinin şahit olduğu durumdur. Bazı Hristiyanlar Kuranın önceki vahyin devamı olduğunu itiraf ederler. Örneğin; Ermeni patrikhanesinde üst rütbeli din adamı olarak (episkopos rütbesinde) görev yapan Sahak Maşalyan, Kuranı Kerim hakkında şunları söylemiştir:

Kuran eski vahyin devamıdır!

"Hristiyanlık Müslümanlığa şu şekilde bakar: Tarihsel olarak baktığında Yahudilerin isa mesihe baktığı gibi orada tanrısal değil şeytani bir şey görürler. Yani kandırılmış bir peygamberin sözleri olarak görürler. Bu genellikle hristiyanlığın ve Müslümanlığın karşılaşmasında başat olan şiddetten dolayı kaynaklanan bir şey. Yani eğer husumet varsa bireysel ilişkide de böyledir. Kavgalıysanız birisiyle, çıkarlarınız çatışıyorsa veçok uzun süre sürüyorsa artık o ağzıyla kuşta tutsa sizin için ön yargınız vardır. Dolayısıyla Hristiyanlığın ve Müslümanlığın karşılaşması çağlar boyunca silahlı mücadeleler halinde olmuş. Ordular kaldırmışlar birbirlerine karşı. Ve sürekli bir şekilde kendi dinlerini ötekine göre öğretmişler. Yavaş yavaş 20.yy’da din önderlerinin ilişkisiyle yan yana geldiğinde karşılaştırmalı dinler olduğunda o zaman şöyle bir anlayış çıkmış. Tek tanrılı dinler var ve o tek tanrılı dinler belli bir tarihsel gelişim içinde. Ve bunun kaynağı var mesela İbrahim. İbrahim peygamber bir ata ve tanrı ondan bir ulus yaratıyor. Ve orada ibrahimin getirdiği tek tanrı mesajı var dünyaya. Bunu Yahudi peygamberleri almışlar taşımışlar, sonra isa Mesih bunu pekiştirmiş sonra isa mesihin elçileri bunu dünyaya yaymışlar. Sonra tek tanrılı bir din olarak İslam peygamberi (Muhammed) gelmiş, o da yazılı bir metini ortaya koymuş. Şimdi hristiyanlar bu yazılı metni okuduklarında şunu görüyorlar. Bu yazılı metnin (Kuran’ın) ruhu ve söylediği şeylerin %80 ve %90’ı bu vahyin devamıdır. Bu çatışmalar başlamadan hristiyan ve İslam arasında, mesela ilk hristiyan teologlar baktıklarında Müslümanlığı hristiyanlığın bir alt mezhebi olarak görmüşler. Onun için biz bu şekilde baktığımzda diyebiliriz ki: İbrahim’in vahyi Muhammed’de ve Kuran’da devam ediyor ve kendisini gösteriyor." [KRT Tv, Yüzleşme programı - 24 ocak 2018, Sunucu: Ramazan Koyuncu, Konuk: Sahak Maşalyan, https://youtu.be/sXVXHO_-K70?t=2h7m3s]


Hristiyanlığın diğer çarpıtılmış inancı İsa'nın ölüm şeklidir. Hristiyanlara göre yahudiler İsayı çarmıha gerip öldürmüşlerdir. Gerçekte ise isaya benzer birini çarmıha germişler ve onu öldürdüklerini sanmışlardır. Gerçek isa ise göğe kaldırılmıştır. (3/Ali imran 55)

İsa çarmıha gerilmedi!

Ve: 'Biz, Allah'ın Resulü Meryem oğlu Mesih İsa'yı gerçekten öldürdük' demeleri nedeniyle de (onlara böyle bir ceza verdik.) Oysa onu öldürmediler ve onu asmadılar. Ama onlara (bir) benzeri gösterildi. Gerçekten onun hakkında anlaşmazlığa düşenler, kesin bir şüphe içindedirler. Onların zanna uymaktan başka buna ilişkin hiç bir bilgileri yoktur. Onu kesin olarak öldürmediler. (4/Nisa 157)


İsanın çarmıha gerilip öldüğünü söyleyenler bütün insanlığın günahına kefaret olarak öldüğüne inanmış ve 3 gün sonra hortlayıp ölümü yendiğini de iddia etmiş, ardından "ölümü yendiyse insan değil tanrıdır" diyerek dinlerini iyice bozmuşlardır. Adem ve eşinin yasak meyveyi yeme günahının bütün insanlara bulaştığını sandıkları için isa ölünce bu günahın temizlendiğini düşünmüşler, isanın tanrı olduğunu kabul etmeyi de cennete gitmenin gereği görmüşlerdir.

Tıpkı Hz. Muhammedin getirdiği islamın sünnilik dinine dönüşmesi gibi, Hz. isanın getirdiği islam da hristiyanlığa dönüşüp bozulmuştur. Nebiler zincirinin son halkası olan Muhammed aleyhisselama indirilen Kuranda geçmiş ümmetlerin düştüğü hatalara değinilmiş, doğru yolun tevhid olduğu vurgulanmıştır. Tevhid ise tek olan Allah'a bağlanmak ve ondan başkasına tanrılık vasfı vermemektir, ondan başkasına kulluk etmemektir, ondan başkasına dua etmemektir, ondan başkasından şefaat dilenmemektir. Varsa yoksa Allah, her zaman Allah, sadece Allah. İşte gerçek din budur, Allahtan başka herşey onun kuludur.

De ki: 'Ey Kitap Ehli, bizimle sizin aranızda ortak (olan) bir kelimeye (tevhide) gelin. Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiç bir şeyi ortak koşmayalım ve Allah'ı bırakıp bir kısmımız (diğer) bir kısmımızı Rabler edinmeyelim.' Eğer yine yüz çevirirlerse, deyin ki: 'Şahid olun, biz gerçekten müslümanlarız.' (3/Ali imran 64)

Burada gösterdiğimiz sağlam delillerden görüldüğü üzere günümüzdeki Hristiyanlık inancıyla 2000 yıl önceki Hristiyanlık inancı arasında dağlar kadar fark vardır. Bunu görebilenlere selam olsun diyor ve göremeyenlere de saygı duyuyoruz. Sonuçta herkes neye inanacağını kendi aklıysa seçecek ve bunun sonucunda ahiret hayatı şekillenecek. Kim nereye layık ise oraya yerleşecek. İsaya tanrı diyenler ise hesap gününde İsa peygamberin şu sözlerini işitecek:

İsa peygamberin ahiretteki konuşması!

İşte o zaman Allah; "Ey Meryem oğlu İsa! Beni ve anamı, Allah'tan başka iki tanrı edinin dedin mi?" diye sorduğu zaman İsa şöyle cevap verecek: "Haşa! Seni tenzih ederim, hakkım olmayan şeyi söylemek bana yakışmaz. Bunu söylemiş olsaydım sen muhakkak bilirdin! Sen benim içimdeki her şeyi bilirsin, halbuki ben senin zatında olanı bilmem. Gizlilikleri eksiksiz bilen yalnızca sensin!" "Ben onlara, ancak bana emrettiğini söyledim. 'Benim de rabbim, sizin de rabbiniz olan Allah'a kulluk ediniz' dedim. İçlerinde bulunduğum müddetçe onlar üzerinde kontrolcü idim. Beni vefat ettirince, artık onlar üzerinde gözetleyici yalnız sen oldun. Sen her şeyi hakkı ile görensin." (5/ Maide Suresi 116-117)


Hristiyanlar neye inanır konulu yazımızın sonuna geldik. Allah samimi iman edenle munafıkça iman edeni ayırt etmek için bizi dünyaya gönderiyor, bu imtihanı kazanıp şirk koşmadan dindar olabilenlerin hayatı kurtuluyor. Hem dünyada hem ahirette saadete erebilmek için aklı kullanmak ve şirkten kurtulmak gerekiyor. (Bak: Kuranda müşrik özellikleri)

2 yorum:

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?