Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

Kuranda zekat miktarı var mıdır? Kırkta bir geçiyor mu?

zekat
Kuransız müslümanlığa davet eden sünnilerden duyacağınız belli başlı cümleler vardır. Bunlardan en çok dile getirileni "Kuranda rekat var mı, zekat miktarı var mı?" sorularıdır. Bunların Kuranda olmamasını delil gösterip diğer meselelerde de Kuranın eksik olduğunu ve başka kutsallar edinmek gerektiğini savunurlar. Bu iki konuyu sürekli dillerine dolayıp müslümanları Kurandan uzak tutmaya ve yetersiz bir kitap olduğunu ispatlamaya çalışırlar. İpin ucu öyle kaçmıştır ki hızını alamayıp hadisleri vahiy ilan edenler bile olmuştur. Neredeyse hadisleri namazda okuyacak hale gelmişlerdir haşa. Bu yazımız Kuranda zekat miktarı var mı diyenlere güzel bire cevap niteliğinde olacak. Rekat konusu için namaz detayları yazımızı okuyabilirsiniz.

İslam Geleneği

İslam dini Kuran ve gelenkten ibarettir. Bu gelenek hem doğruyu hem yanlışı barındırdığı için Kurancı hocalar hurafecileri kast ederken "gelenekçi" ifadesini kullanmaya başlamıştır. Oysa gelenek bazen Allahın da atıf yaptığı ve bizi yönlendirdiği kaynaktır. Mesela "hac bilinen aylarda" (2:197) diyerek hac ibadetinin Hz. İbrahimden beri doğru aktarıldığına, bozulmadan günümüze geldiğine dikkat çeker. Tasavvufçu olarak ölülere yalvaran mekkeli müşriklerin haccı bozma girişimi ise "haram ayların sırasını değiştirip küfürde ileri gidiyorlardı" (9:37) diyerek açıklanmıştır. Yani mekkeli müşrikler bile son nebi gelmeden önce hac ibadetine önem veriyorlarmış, gelenek olarak nesilden nesiledoğru aktarılmış.

Bunun gibi namaz hareketleri de cibril meleğinin nebimize göstermesi (53:5), nebinin de ümmetine göstermesi sayesinde günümüze ulaşmıştır. Mesela "secde edin" ayetini görünce boylu boyunca yere uzanmak olarak anlamayız. Secde deyince ayakları ve dizleri, elleri ve alnı yere koymayı anlarız. Bunun sebebi peygamberimizin bu şekilde kılmış olması, ümmetin de o şekilde devam ettirmiş olmasıdır. Zaten hadisler de "benden gördüğünüz gibi yapın" (Buharı ezan 18) diyerek uygulamalı devam ederek gelenek oluşturmaktan bahseder.

İşte bu islam geleneği zekat miktarını da doğru şekilde aktarmış olabilir. Peygamberimiz kırkta bir zekat oranı bulmuş ise bunu mutlaka Kurana dayanarak yapmıştır çünkü ilk Kuran müslümanı odur. Peygamberimiz Kuranı en iyi anlayan, en iyi ezberleyen, bağlantılı ayetleri birlikte okumayı bilen ulema kişi olduğu için zekat miktarı konusunu da Kurandan bulmuş olmalıdır. Kendisi anlayamasa bile gözüyle gördüğü vahiy meleğine sormak gibi lüksü de vardı. Buna "Alleme hu şedidul quva" (53:5) ayetinde dikkat çekilmiş, Kuranı cibrilin öğrettiği haber verilmiştir.

Zekat miktarı kaçta kaç?

Şimdi bağlantılı ayetler bularak Kuranda zekat miktarı var mı konusuna dönelim. İlk yapmamız gereken bir oran bulmak. Zekat oranı olarak müstakil ayet olmasa bile ufak bir matematik hesabıyla oran bulabiliriz. Mesela "ganimetin beşte biri Allaha..." (8:41) diyerek oran veren ayet mevcuttur. Devamında 5 zumre sayar ve bunlara dağıtılmasını ister. Aynı konudan bahseden 59:7 ayette ise bunun sebebini "zenginlik aynı kişilerde dolaşmasın diye" olarak açıklar. Böylece kapitalist olduğunuz kadar sosyalist de olun mesajı verir.

Ganimetin beşte biri demek %20 si demektir. %20 oran 5 guruba dağıtılacak ise adam başı %4 alırlar. Bu ganimet oranı, peki zekat oranıyla ne ilgisi var? İlgisi şu ki sonuçta Allah yolu için beşte bir oran veriyor. Biz bu 1/5 oranı artık diğer Allah yolu olan zekat için de kullanabilir ve asgari alt sınırı bulabiliriz. Nasıl bulacağız?

Öncelikle sadakaların kimlere verileceğini bulmalıyız. Karşımıza çıkan 9:60 ayette sadaka verilecek 8 zumre sayılır. Beşte birin yani %20 nin 8 e bölünmesiyle asgari zekat miktarı bulunur. %20 / 8 = %2.5 yani 1/40 eder. İşte geleneğin savunduğu zekat miktarı. Peygamberimiz de kırkta bir dediyse bu şekilde bulmuş olmalıdır. Çünkü "Mallarında malum bir hak vardır" (70:24) ayetinde malum / bilinen bir haktan bahsedilir, bilinen hak kırkta bir miktarı olmalıdır.

İhtiyaçtan fazlası ayeti ne olacak?

Kurancı hocalar "Kuranda zekat miktarı yok, canını acıtacak kadar vermelisin" derken delil gösterdikleri ayet "sana ne infak edeceğini soruyorlar, deki: afv" (2:219) ayetini gösteriyorlar. Bu ayette "neyi infak edeceğiz" diye soranlar aslında "neyden zekat verilir" diyorlar. Günümüzdeki soruların benzeri olarak evden, arabadan, gümüşten, altından, attan, deveden ... diye bir liste isteklerine karşılık afv cevabı geliyor. Yani bağış yapabildiğiniz ne varsa onu infak edin anlamında bir cevap.

Peygamberimize isnad edilen güzel bir söz de "bir hurma ile de olsa kendinizi ateşten koruyun" (Buhari zekat 10, Müslim zekat 66) diyerek "ne bulursanız onunla zekat verin" demek istiyor. Çünkü yüce Allah "onlar bollukta da darlıkta da infak ederler.." (3:134) buyuruyor. İnfak ederken de kendimize alacağımız kalitede iyi şeylerden verilmelidir: "Ey iman edenler! Kazandığınız şeylerin ve sizin için yerden çıkardığımız şeylerin iyi olanlarını infak edin. Göz yummadan almayacağınız kalitesiz şeyleri infak etmeye kalkışmayın. Şunu iyi bilin ki Allah zengindir, övülendir." (2:267)

Zekat ne zaman verilir?

Zekat vermek için elimize kazanç geçmiş olması gerekir. Kuranda çiftçilik ile geçinenlere "..Ve atu haqqehu yevme hasadihi.." (Hasat günü hakkını verin) [6:141] buyrulmuştur. Burada dikkat edilmesi gereken iki ifade vardır. Birincisi "hasat günü" yani kazanç eline geçince zekatı ayıracaksın. İkincisi "hakkını verin" ifadesidir ki bu payı fakire vermezsek haram yemiş oluruz.

"İsteyen ve (utanıp) isteyemeyenler için mallarında hak vardı" (51/Zariyat 19)


Zekat ne zaman verilir sorusuna "hasat günü" diyen ayet varken sünniler "paranın üzerinden 1 yıl geçince zekat hak olur, 20 altının varsa yarım altın zekat düşer, 200 dirhem varsa 5 dirhem zekat düşer" diyerek teferruat türetmişlerdir. Kuranda kazanç elimize geçince hakkını vermekten bahsediliyorken kim diyebilir ki üzerinden 1 sene geçecek diye?

Yastık altına koyduğumuz paranın bir yıl sonra zekatını vermek ise yıllarca zekat vermemeye sebep olabilir. Önce yastık altında biriktireceksin, sonra onu harcamadan tutabileceksin, elin varırsa kırkta birini vereceksin. Elin varmazsa "bunun yeri var, eşya alacağım, araba alacağım, ev alacağım " vs diyerek geçiştireceksin. Halbuki ayete uyup hesat günü/kazanç günü zekat verseydin "mallarında fakirler için hak vardı" ayetinin üzerine yüklediği sorumluluktan kurtulurdun.

Örneğin devlet baba ne yapıyor? Maaşından %15 gelir vergisi kesiyor ve kalanı sana veriyor. Böylece yaşadığın ülkeye zekat vermiş oluyorsun. İşte aynı mantık dinimizde de vardır, gelir vergini Allah'a vereceksin ve karşılığını ahirette alacaksın. Kazanç elimize geçince zekat verirsek "hangi maldan zekat vereceğim, balın zekatı olur mu, arabanın zekatı olur mu" gibi sorulara da gerek kalmaz ve islam fıkhı diye yazılan teferruat dolu kitaplara muhtaç kalmazsınız.

Yıllık zekat verenler aylık maaş miktarı x 12 ay = kazanç / 40 formülüyle zekat hesaplaması yapabilir. Aylık zekat verenler ise aylık maaş / 40 = zekat payı formülüyle hesaplayabilirler.

Ayrıca sünniler "tarım ürünleri yağmurla sulanmış ise 1/10 pay zekat, taşıma su kullanılmış ise 1/20 zekat verilmeli" diyerek detay üstüne detay üretiyorlar. Eğer zekat miktarı kırkta bir diyorsak onda bir nereden çıkıyor? Tarımın ne farkı var da oran %2.5 den %10 a yükseliyor? Herkes hangi sektördeyse mahsulünü, ürününü, maaşını alınca kırkta birini verip Allah'a olan borcunu ödeyebilir.

Kazanç elimize geçtiği gün zekatı ayırmak gerektiğiyle ilgili diğer bir örnek de bahçe sahipleri kıssasıdır. Akşam vakti "yarın sabah erkenden hasat yapalım, fakirlere zırnık koklatmayalım" diye aralarında konuşmuşlar, ertesi gün olunca bahçeyi yerinde bulamışlar çünkü fırtına bütün mahsülü yok etmiş, sonunda aç gözlülük yaptıkları için pişman olmuşlar. (Bak: 68/Kalem Suresi 17 - 33.ayetler) Bu kıssa da hasat edince fakire hakkını vermekle alakalı. Bunu başka meslekler üzerinden düşünürsek kazandığımız gün zekat ayırmamız gereken gündür.

Misal, 300.000 liraya ev sattıysanız 7.500 lirasını zekata ayırıp geri kalanı cüzdana koymalısınız. Yada düğünde 40 çeyrek altın takıldıysa 1 çeyrek altını zekata ayırmalısınız. 5000 lira maaş aldıysanız 125 lirasını fakirin gırtlağına vermelisiniz. 10.000 lira maaş alıyorsanız 250 lirasını fakirin mutfak masrafına harcamalısınız. Asgari ücret alıyorsanız günümüz pahalılığında zaten kendiniz zekat alacak haldesiniz demektir.

Hayvancılıkla geçiniyorsanız 100 kg süt sağımından 2.5 kg kadarını bedava vererek zekatını vermiş olursunuz. Kurban bayramında sığır ve davar satıyorsanız toplam kazanç üzerinden zekat ayırıp kalanı cebinize koyabilirsiniz. Her meslek grubu kendi kazancı üzerinden hesaplayabilir. Böylece her sene "hangi maldan zekat verilir, ne kadar zekat vermeliyim" gibi sorulara gerek kalmaz. Yıl içinde her kazancınızın zekatını vermiş olursunuz. Tıpkı %18 KDV vermek gibi, %15 gelir vergisi vermek gibi, %2.5 zekat vermek de hayatımızın bir parçası olmalıdır.

Zekat gizlice mi verilmeli?

İnsanları iyiliğe teşvik etmek ve güzel örnek olmak için bir kısmını açıktan verilmelidir ancak günahlara kefaret olması için bir kısmını gizliden vermek gerekir. Bu konuda şöyle buyrulmuştur: "Sadakaları açıktan verirseniz güzel ama fukaraya gizlice verirseniz size daha hayırlı olur ve günahlarınızın bir kısmına kefaret olur. Allah yaptıklarınızdan haberdar olandır." (2:271) "Mallarını gece ve gündüz, gizli ve açıktan infak edenlerin ödülü Rableri/sahipleri katındadır. Onlara korku yoktur ve üzülmeyeceklerdir." (2:274)

Oruç fidyesi hesaplama!

Bir de ramazan ayında oruç tutmayanların vermesi gereken fidye (2:184) vardır, onuda dışardan yediğinizde ödediğiniz hesap kadar belirleyip vermelisiniz. Mesela dışarıda üç öğün yemek yediğiniz zaman kaç lira hesap ödüyorsanız o kadar verilebilir. Örneğin 2021 yılında sabah kahvaltısında simit + peynir + çay aldınız yada poğaça + çay aldınız ve 5 lira hesap ödediniz. Öğlen tavuk döner + ayran aldınız ve 10 lira ödediniz. Akşam esnaf lokantasında çorba + bulgur pilavı + salata yediniz ve 10 lira ödediniz. Bir günlük yemek bedeliniz 25 lira tuttu. Bu 25 lira oruç tutmadığınız her gün için bir fakire vermeniz gereken paradır.

Sonuç

Kuranda zekat miktarı var mı yazımızın sonuna geldik. İlim ve hikmet bütünlüğünde bağlantılı ayetlerle bu konuyu açıklamaya çalıştık. İnancımızı Kurana göre şekillendirdik. Buradaki açıklamalarımız tefekkür etmek sonucu varılmış bilgilerdir. "..Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır." (12:76) En doğrusunu alim olan Allah bilir.

6 yorum:

  1. Bakara 219 ayette sana neyi infak edeceklerini sorarlar deki ihtiyaç fazlası diyerek verilen meal Kur'an'a terstir.yani yanlış meal verilmiş.kuranin hiç bir yerinde bakara 219 hariç afv kelimesi ihtiyaç fazlası diyerek geçmez.afv affetmek bağışlamak vazgeçmek manalarına gelir.2/52,2/109,2/178,2/187,2/237... bakabilirsiniz.o halde bu ayete nasıl meal vereceğiz diye sorarsanız meal şu şekilde verilebilir vaz geçtiğinizin fazlası bağışladığıniz ve fazlası affettiginiz ve fazlası şeklinde.zira mearic 24 tede belirtildiği gibi belli bir hak vardır ve Allah bu ayette bizi resule yönlendiriyor.tipki haccın aylarında olduğu gibi.

    YanıtlaSil
  2. Zekât konusunda çok güzel açıklamalar da bulunmussunuz lakin Kur'an'ın mealini Kur'an verir.bakara 219 daki afv kelimesinin üzerine açık kurandan tıklarsanız af kelimesinin vazgeçmek affetmek bağışlamak manasına geldiğini görürsünüz

    YanıtlaSil
  3. Kur'an a inanan bir müslüman olarak mesela bu konuda 40 ta 1 koyun veren bir kişi 120 ye kadar neden 1 koyun veriyor diye düşünüyordum.cunku 1 adam 120 koyuna bakamaz kesinlikle yanına bir adam daha alması lazım.hadisleri ben nasıl kabul ederim.allah hiç bir yerde bir boşluk bırakmamış.allhin zekat konusunda olduğu gibi resule yönlendirme yaptığı ayetler.affetiginiz ve fazlası şeklinde veya mearic 24 tede belirtildiği gibi.resulun Kur'an a yönlendirdiği hadisler.bu konuda da Ali İmran 79 bize yol gösterir.

    YanıtlaSil
  4. Yine eğer bakara 219 daki gibi bir adam ihtiyaç fazlasıni verecek olsa seneye zengin adam fakir olur.zengin müslüman kalmaz.kesinlikle bağışladığıniz ve fazlası meali verilmesi gerekir.ihtiyac fazlası değil

    YanıtlaSil
  5. Toprak ürünlerinde bildiğim kadarıyla çöp kısmından zekat verilmiyor yani hayvanlarin yiyeceği olduğu için bundan dolayı 10 da 1 olabilir.yani sadece zahire kısmından zekat verilir.

    YanıtlaSil
  6. Kardeşimlerim zekat konusunda evet mearic 24 te belirtildiği gibi bilinen bir hak vardır.Nasilki hac bilinen aylardadir ayeti Hz İbrahimden beri biliniyorsa aynen zekatta Hz İbrahimden beri bilinmektedir.ancak bu oran 40 ta bir değil 10 da birdir.incili araştırdım incilde bu oran yazmıyor ama Tevratta bu oranın 10 da 1 olduğu yazıyor.kuran tevratin yanlış yerlerini dogrultuyor.eger bu oranda bir yanlışlık olsaydı Kur'an müdahale eder ve bundan sonra 40 ta bir derdi.boyle demedigi için zekat 10 da birdir.ayetleri gizlemeyin.

    YanıtlaSil

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?