Kuran müslümanlığı hakkında bilgiler

Adetli kadın neler yapamaz? Hayızlı kadının ibadeti!

adetli kadın

Adetli kadın neler yapabilir konulu yazımıza hoş geldiniz. Bugün öğrenecekleriniz; Adetli kadın Kuran okuyabilir mi? Adetli kadın namaz kılabilir mi? Adetli kadın oruç tutabilir mi? hakkında olacak ve yazı iki bölümden oluşacak. Birinci bölüm tabi ki Kurana göre adetli kadın, ikinci bölüm ise sünniliğe göre adetli kadın. Dinini kaynağından öğrenmek isteyenler için hayız ayetiyle başlıyoruz.

1- Kurana göre adetli kadın neler yapamaz?

Kuranda adetli kadına koyulan yasaklar Bakara 222.ayette geçer. Kurana göre adetli kadın sadece cinsel ilişkide bulunamaz. Bunun sağlık açısından zararı olduğu kadar manevi açıdan da zararları vardır. Bu yüzden Kuranda hayız ayetini sorgulamadan uygulamak gerekir. Ayet meali şöyle;

Hayızlı kadın ayeti Sana hayızdan soruyorlar. Deki: "O bir ezadır. Artık adet gören kadından çekilin. Ve onlara temizleninceye kadar yaklaşmayın. Temizlenince onlara Allah’ın emrettiği yerden gelin. Şüphesiz Allah tövbe edenleri ve temizlenenleri sever." [2/Bakara Suresi 222]

İslam dininin kuralları dinin sahibi olan Allah teala tarafından belirlenmiş, onun resulü/elçisi tarafından tebliğ edilmiştir. Yani Allah ayrı hükümler, elçisi ayrı hükümler koymaz. Elçinin görevi mesajı iletmektir, tebliğ etmektir. İslamı öğrenirken evvela bunu bilmek gerekir. Şimdi ayetteki önemli yerlere değinelim.

Eza nedir?

Eza; eziyet, zahmet anlamına gelir. 2:222 ayette adetli kadının bir zahmet içinde olduğunu belirtir. Adetli kadının ezası hem karın ağrısı çekmesi hem iç çamaşırı temiz tutma çabasıdır. Günümüzde ped ve tıpa kullanarak temizliğe dikkat edilebilir. Adetli kadın hasta değil tam aksine sağlıklıdır. Adet görmesi sağlıklı olduğunu gösterir. Eza kelimesi başka ayette "..Eğer yağmurdan eza olduysa veya hasta olduysanız silahlarınızı bırakmanızda üzerinize bir günah yoktur.." [4/Nisa 102] şeklinde geçer ve eza ve hastalığın farklı şeyler olduğunu vurgular.

Temizleninceye kadar çekilmek nedir?

Adetli kadınlardan çekilin ifadesi, erkeklere emren cinsel anlamda uzak durun demektedir. Bundan başka bir yaptırım getirmemiştir. Adetli kadının yaptığı yemek, oturduğu yer, uyuduğu yatağı, dokunduğu yerler maddi ve manevi temizdir. Buradaki "temizleninceye kadar" ifadesini anlamından koparıp hayızlı kadını manevi olarak pis sayanlar çıkabilmektedir. Halbuki manevi olarak pis olanlar müşriklerdir, rabbimiz "müşrikler pisliktir" (9:28) buyurmuştur. Hayızlı kadın ise kandan ötürü pis olmaz, temizliğe dikkat ederse cinsellik hariç herşeyi yapabilir. Yani namaz kılabilir, oruç tutabilir. İbadetle ilgili delilleri birazdan göreceğiz.

Allahın emrettiği yerden gelmek nedir?

Allahın emrettiği yerden gelin ifadesi, eşler arası cinsel birleşmenin vajinadan helal olduğunu vurgular. Allahın emrettiği yer kan dinince temiz olan yerdir.

Kurana göre adetli kadının hükmü bu kadar açıklanmıştır. Tek ayetle gerekli olan konulara değinilmiş, başka bir şey eklenmemiştir. Eğer başka yasaklar da olsaydı bu ayetin içinde yada sonrasında mutlaka geçerdi, geçmedğine göre Allah serbest bırakmış demektir. Aksini idda etmek başka yasakları Allah unutmuş yada Kuranı eksik bırakmış demek olacaktır haşa. Allahın unutması ve Kuranın eksik kalması söz konusu olmadığına göre adetli kadınlarla ilgili merak edilenleri Bakara 222.ayetten öğrenmiş oluyoruz. Ayetin "sana hayızdan soruyorlar, deki" diyerek başlaması hayız konusuna Allahın cevap verdiği anlamına gelir. Peygamberimiz kafasına göre cevap vermemiş, Allahın ayet indirmesini beklemiştir. Demek ki birkaç kişi gelip peygamberimize adetli kadını sordu, o da "ayet inince açıklayacağım" diyerek gönderdi ve bakara 222.ayet inince açıklamış oldu. Şimdi hayızlı kadınla ilgili sünnilik iddialarına geçelim.

2- Sünniliğe göre adetli kadın neler yapamaz?

Kuransız müslümanlık olan süniliğe göre adetli kadınlar hiçbir şey yapamıyor, sadece tespih çekebiliyor. Allahın 1 yasak getirmiş olması sünniler için yeterli olmadığı için başka yasaklar da ilave etmişler ve 10 tane yasak uydurmuşlardır. Bu yasakları peygambere isnad ederek onun Kurana uymadığını iddia etmişlerdir. Mezhepçiler dini konularda ayet göstermek yerine, "şu rivayete göre böyle, bu rivayete göre şöyle, şu mezhebe göre böyle, şu mezhebe göre şöyle, şu ulemeya göre böyle, bu ulemaya göre şöyle" diyerek zam yapmışlar ve ümmeti çelişkilere mahkum etmişlerdir. Hem de dini kolaylaştırmak adına bunu yapmışlar, zaten kolay olan dini ilaveler yaparak zorlaştırmışlardır. Hal böyle olunca Allahın halis/katıksız dini unutulmuş, onun yerine beşeri hükümlerden oluşan mezhep hükümleri gelmiştir.

Sünni mezheplerin hayızlı kadına bakışı nasıldır?

İddia: Hayıza ilişkin hükümler: Bunlar 10 veya daha fazladır. 1- Adetli kadın oruç tutmaz ve namaz kılmaz. Çünkü peygamber ''Bir kadın ömrünün yarıya yakınında oturur, oruç tutmaz ve namaz kılmaz'' (290) buyurmuştur. Bununla onun hayızlı olduğu vakitleri kast etmiştir. 2- Hayızlı kadının tutamadığı oruçları kaza etmesi gerekir. Namazları ise kaza etmez. Bunun delili şu rivayettir: Bir kadın Aişe'ye ''Biz neden hayızlı günlerimizde oruçları kaza ediyoruz da namazları kaza etmiyoruz'' diye sordu. Aişe ''Sen Harur halkından mısın? Biz Resulullah zamanında adet günlerimizde orucu kaza eder, namazı ise kaza etmezdik.'' dedi. (291) [1]

Cevap: Sünnilik dininin hanefilik mezhebini anlatan kitapta sünenli müsnedli kaynaklar Kurana ortak koşulmuş ve Allahın hükmüne ilave yapılmıştır. Ayetten adetli kadına yasak olan şeyi öğrenmiştik.

Birinci maddede hayızlı kadına orucu ve namazı yasaklayan sünnilerin bu iddiası hem kendi inançlarına hem ayetlere zıttır. Kendi inançlarına örnek olarak "oruç bozmak 61 gün ceza gerektirir, bahanesiz oruç bozarsanız arka arkya 2 ay oruç tutarsınız" demeleridir. Eğer kadın orucu bahanesiz bozarsa nasıl 61 gün oruç tutacak? İki ay arka arkaya oruç tutabilmek için hayızken de devam etmesi gerekir. İkinci delil yine iki ay arka arkaya oruç tutmakla ilgili ve ayet kaynaklı. Kuranda Nisa 92.ayette yanlışlıkla bir mü'mini öldürenin (Hz. Musa'nın kavgayı ayırırken yanlışlıkla öldürmesi gibi) yapması gerekenler sayılırken 60 gün ceza orucu seçeneği sunulmuştur. Eğer kadın yanlışlıkla adam öldürürse nasıl iki ay oruç tutacaktır? Hayızken orucu bırakırsa 60 günü tamamlayamaz. Hatta bir gün ara verse yeni baştan başlaması gerekir, cezayı tamamlamak için tuttukları da boşa gider. Demek ki oruca engel hiçbir şey yoktur. Kadınlar hayızlıyken oruç tutabilmektedir.

Hayızlı kadının vücudundan kan çıktığı için oruca engel değildir. Oruçta; yemek, içmek ve cinsellik yasaklanmıştır. Eğer vücuttan kan çıkınca orucu bozulsaydı, tuvalete gidince de orucun bozulması gerekirdi. İkisi de dışkı kategorisinde olduğu için mantiken de hayız oruca engel değil. Tabi mantık kullanmak için temiz akıl sahibi olmak şart. Mezheplerin kirlettiği akıllar mantıklı düşünemezler.

Oruçla ilgili ayetlere bakacak olursak yine hayızın oruca engel olmadığını görürüz. Allahın izin verdiği tek bahane hasta veya yolcu olmaktır. Hasta veya yolcu iseniz ramazan orucuna ara verebilir, sonra tamamlayabilirsiniz. Bunun dışındaki hiçbir bahaneyi Allah kabul etmemektedir. Ramazan ayında gündüzleri yemek, içmek, cinsel ilişki yasak olur. Son on günde itikafa girilir ise geceleri de cinsellik yasak olur. İlgili ayet şöyledir;

Oruç kurallarını bildiren ayet Oruç gecesi size cinsellik helal kılındı. Kadınlarınız sizin için bir elbise, siz de onlar için bir elbisesiniz. Allah sizin kendinize karşı koyamadığınızı bildi, böylece sizden tövbenizi kabul etti ve sizi affetti. Öyleyse şimdi temas edin onlara ve Allah’ın sizin için yazdığı şeyi (hayırlı evlat) isteyin. Fecrin siyah ipliği beyaz iplikten size belli olana kadar yeyin ve için. Sonra orucu geceye kadar tamamlayın. Mescidlerde itikafta/devamlı ibadette iken (geceleri de) onlara temas etmeyin. Bu Allah’ın sınırıdır, öyleyse ona yaklaşmayın. İşte böyle, Allah ayetlerini insanlar için beyan ediyor. Umulur ki takvalı olurlar. [2/Bakara suresi 187]

2:187 ayette oruç hükmü açıklanırken sabahın şafak vaktinde oruca başlayın, akşamın şafak vaktinde orucu açın denmekte ve gündüzleri yemek, içmek, cinsellik içeren davranışlar yasaklanmaktadır. Başka bir ayette yine ramazan ayını mutlaka oruçlu geçirmemiz istenmiş, kabul edilen bahaneler açıklanmıştır.

Oruç ayını bildiren ayet Ramazan ayı ki; insanlar için bir rehber olan, hidayetten deliller sunan, hak ile bâtılı ayıran Kuran onda indirildi. Artık sizden kim bu aya şahit olursa onu oruçlu geçirsin. Kim de hasta veya yolculukta olursa iddeti başka günlerden tamamlasın. Allah size kolaylık diler, size zorluk dilemez ki sayıyı tamamlayın ve Allah’ı tekbir edin diye Allah sizi doğruya iletti, Umulur ki şükredersiniz. [2/Bakara Suresi 185]

Eğer hayız oruca engel olsaydı bu ayette "hasta veya yolcuysanız" ifadesinin devamına "hayız olduysanız" ifadesi de geçmesi gerekirdi. Hastalık ve yolculuk dışında bir ifade olmadığı için hayızken oruç tutmamak bir bahene olmaz. Hayızken oruç tutmayanlar "kim bu aya erişirse oruçlu geçirsin" emrine itaat etmemiş olurlar. Bu itaatsizlik günah hanesine "ramazan ayında oruç tutmama günahı" olarak yazılır. Sağımızdaki melek tuttuğumuz orucun sevabını yazarken, solumuzdaki melek tutmadığımız orucun günahını yazacaktır. Hayız eza/zahmet olduğu için "hasta veya yolcuysanız başka günler tutun" emri kapsamında değildir.

Buraya kadar hayızın oruca engel olmadığını gördük. Eğer hayızlı kadın oruç tutabiliyorsa namaz neden kılamasın? Hayızlı kadın necis midir ki namazı kabul olmasın? Hayır, necis değildir ve cünüp de değildir. Adet olmak kadını cünüp etmez. Cünüp olmak için cinsel organdan meni çıkması gerekir. Kan ise meni değildir. (oku: cünüp olmak)

İkinci maddede ise Aişe validemize isnaden bir söz sunulmuş, onun "hayızken orucu kaza ederkik ama namazı kaza etmezdik" dediği iddia edilmiştir. Kaza kelimesini de "işin meydana gelmesi, olayın vuku bulması" anlamından çıkarıp sonra tamamlanan şey olarak almışlardır. Kaza ve kader ifadesinden kazanın anlamını fark edebilirsiniz. Mesela "araba kaza yaptı" demek "çarpışma meydana geldi" demektir. Daha sonra çarpışmayı tamamlayacak değildir. Öyleyse aişe validemize isnad edilen sözün doğru tercümesi şöyledir: "hayızken oruç tutardık namaz kılmazdık" Böylece sünnilerin hadisleri de çarpıttığı görülmektedir. Mebsut isimli hanefilik kitabındaki diğer iddialara bakalım.

İddia: 4- Hayızlı kadın mushafa ve üzerinde tam bir ayetin yazılı olduğu bir kağıda (veya levhaya) dokunamaz. Allahu teala: ''Ona ancak temzilenenler dokunabilir'' (Vakıa 79) buyurmuştur. Bu ayeti ''Kuranı ancak değerli ve güvenilir elçiler indirir'' (Abese 15-16) şeklinde yorumlayanlar olmuşsa da doğrusu ayet temiz olmayan kişinin Kurana dokunamayacağını ifade eder. Resulullah bazı kabilelere yazdığı mektuplarında ''Kurana hayızlı ve cünüp kimseler dokunamaz'' (293) buyurmuştur. 5- Hayızlı kadın Kuran okuyamaz. Sadece malik'e göre okuyabilir. Malik (ra) gerekçe olarak şöyle der: ''Cünüp kimse boy abdesti alarak temizlenebilir. Bu nedenle cünübün kuran okumadan önce yıkanması farzdır. Hayızlı kadın ise bundan acizdir. Bu sebeple Kuran okuma hakkı vardır.'' Bu konuda biz hanefilerin delili şu rivayettir: ''Nebi sallallahu aleyhi vesellem hayızlı kadını ve cünüp kişiyi Kuran okumaktan nehyederdi.'' (294)..Tahavi (ra) adetli kadının tam bir ayet okumasının yasak ayetin bir parçasını okumasının caiz olduğunu söyler. Kerhi (ra) ise ''Kuran okumak kastıyla tam bir ayet okuyamayacağı gibi, ayetin bir parçasını da okuyamaz. Çünkü her ikisi de Kurandır.'' demiştir. [2]

Cevap: Hayızlı kadına Kurana dokunmayı da yasaklayan sünniler, manevi anlamda pis olduğunu iddia etmişlerdir. Ayette geçen "temizleninceye kadar" ifadesinin cinsel anlamda uzak tutmak için söylenmişti. Vakıa 79.ayette Kurana temizlerden başkasının dokunamaması, Kurana şeytanların dokunmadığına işarettir. Abdestsiz dokunmakla ilgili değildir. Hayızlı kadın Kuran okuyamaz iddiası da ''Evlerinizde okunan Allahın ayetlerini ve hikmeti zikredin.." (Ahzab 34) ayetine terstir. Sahabekadınları evlerde toplanıp Kuran dersi yapmışlardır. Ana dili olduğu için her kelimesini anlayarak sohbet etmişlerdir. Türkler ise okumaktan kastı anlamadan telaffuz etmek olarak algıladığı için "Allahın ayetlerini ve hikmeti zikredin" ayetini uygulayamamışlardır. Kuranı anlayarak okumayınca da söylentileri anlayarak okumuşlar ve vakit kaybetmişlerdir. Diğer iddiaya bakalım.

İddia: 7- Hayızlı kadın camiye giremez çünkü hayızdaki manevi pislik cünüplükten daha aşırıdır. Cünübün camiye girmesi yasak olduğuna göre hayızlı kadın da giremez. Çünkü cami namaz kılınacak yerdir. Namaz kılmaya ehil olmayan kişinin camiye girmesi yasaktır. 8- Kan kesildiği zaman boy abdesti alması gerekir. Allahu teala ''Hanımlarınız temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın (Bakara 222) buyurmuştur. Temizlenmek gusül ile olur. [3]

Cevap: Hayızlı kadını cünüplükten bile daha pis sayan bu zihniyet, bir mü'minin cünüpken bile manevi olarak pis olmadığını da bilmez. Kuranı hayatlarından çıkarttıkları için cünüpleri ve hayızlı kadınları manevi olarak pis sayarlar. Neden cünüpken bile pis değiliz? Hemen ayete bakalım: "..cünüpken gusledinceye kadar namaza yaklaşmayın, yolculuk hariç.." [Nisa Suresi 43] Eğer yolcuyken banyo yapma imkanınız yoksa cünüp olsanız bile namaz kılabiliyorsunuz. Fakat banyo yapma imkanınız varsa önce duş almalı sonra namaz kılmalısınız. Mümin cünüpken bile manevi anlamda necis olmuyor çünkü manevi necislik zihin kirliliğidir, müşrik zihniyetidir. Bununla ilgili Kurana uygun hadis de vardır ama tabi ki gizlenmektedir. Kurana uygun hadisleri sünnilerden duymanız imkansız.

"Ebu Hureyre şöyle demiş: Ben cünüp iken peygamber benimle karşılaştı ve elimi tuttu. Kendisiyle birlikte yürüdüm. Nihayet oturdu. Ben hemen savuştum da barındığım yere gelip yıkandım. Sonra geldim, peygamber halâ oturuyordu. Nerede idin ey eba hir? diye sordu. Ben de söyledim. Bana "Subhanallah! Şüphesiz mümin necis olmaz." dedi." [4]

Bu hadis "müşrikler necistir" ayetiyle uyumludur. Müminler cünüpken ve hayızlıyken manevi olarak pis değillerdir. Hayız olmak cünüp etmediği için namaza da engel değildir. Kendini tatmin yada cinsel birliktelik ile meni çıkar ve cünüp olunur. Kan çıkınca cünüp olunduğunu kim iddia edebilir? Şimdi hayızlı kadının manevi pis sayılmasının kaynağını göreceğiz. Bakın sünnilerin kaynağı neymiş.

Yahudilerin hayızlı kadına bakışı

"Adet gördüğü için kan kaybeden kadın, 7 gün kirli sayılacak! Ona dokunan da, akşama kadar kirli sayılacak! Adet gördüğü günlerde, kadının üzerinde yattığı ya da oturduğu herşey kirli sayılacak! Kim kadının yatağına dokunursa; giysilerini yıkayacak, yıkanacak, akşama kadar kirli sayılacak! Kim kadının üzerine oturduğu herhangi bir şeye dokunursa; o da giysilerini yıkayacak, yıkanacak, akşama kadar kirli sayılacak! Kadının yatağındaki veya oturduğu şeyin üzerindeki herhangi bir eşyaya dokunan herkes, akşama kadar kirli sayılacak! Adet gören kadının kirliliği, onunla yatan adama da bulaşır: Adam 7 gün kirli kalır ve yattığı her yatak kirli sayılır!" [Tevrat, Levililer, 15/19-24]

Muhtemelen hahamların ilavesi olan bu cümlelerde adetli kadına dokunan bile kirli sayılmış hatta oturduğu yer bile lanetlenmiştir. İşte bu zihniyetin yansımalarını mezheplerde görmekteyiz. Mezhepleri oluşturanlar yahudilerin kadına bakışından etkilenmiştir.

Şimdi dini öğrenmek için okunan ilmihal kitaplarına bakacağız. Anladığı dilde bilgi edinmek için bir türlü Kurana yönelmeyenler ilmihal kitaplarında da sünnilerin iddialarıyla karşılaşacaklardır.

İlmihal kitaplarında hayızlı kadın!

Diyanet ilmihali: Hayız ve nifas halindeki kadının hükmü cünüp kimseninki gibidir. Ayrıca bu durumdaki kadınların cinsel ilişkide bulunması haramdır, oruç tutması da câiz değildir. [5]

Büyük İslam İlmihali: Hayız ve nifas hallerine ait hükümler: 122- Adet gören veya lohusa olan müslüman kadınlara ait bazı özel hükümler vardır. Şöyle ki bu haller içinde bulunan bir kadın namaz kılamaz, şükür secdesi bile yapamaz, oruç tutamaz. Kuranı kerimden bir ayet dahi okuyamaz ancak dua ayetlerini dua niyeti ile okur. Kuranı kerime veya Kuran ayetlerinin yazılı bulunduğu levhalara ve paralara tam ayet olmasa bile dokunamaz tutamaz. Sahih kabul edilen görüşe göre Kuran tercümesi hakkında da hüküm böyledir, onu da eline alamaz. Mescidlere giremez, kâbeyi tavaf edemez, kocası ile cinsi ilişki kuramaz.. 123- Adet gören veya lohusa olan bir kadın bu hallere ait günler içinde terk edeceği farz namazları kaza etmez. Namazlar her gün tekrarlandığı için dinde bir kolaylık olmuştur. Fakat o hallerde terk edeceği ramazan oruçlarını sonra kaza eder. 124- Farz veya nafile oruç tutmakta olan bir kadın bu hal üzere iken hayız görse veya lohusa olsa bozmak zorunda kaldığı için o orucunu sonra kaza eder.. 126- Adet gören veya lohusa olan bir kadın dua ayetlerini dua niyetiyle okuyabilir. Yüce Allahı zikir ve tespih edebilir. Bu hallerde bulunan kadının pişireceği yemekler ve içeceği suların artıkları mekruh değildir. Böyle bir kadını cinsi ilişki olmaksızın kocasının yatağa alması caizdir. [6]

Cevap: İsimleriyle güven veren kitaplar, "diyanet ilmihali ve büyük islam ilmihali" olarak karşımıza çıkıyor ve geleneksel inançları islam diye önümüze koyuyor. Kitabı açınca her konuda, "şu mezhebe göre şöyle, bu hadise göre şöyle, şu ulema şöyle demiş" diyerek ümmeti Kurandan uzak tutuyor. dini öğrenmek isteyenler bir türlü ayetlerle tanışamıyor. İlmihal kitapları biraz önce gördüğümüz mezhep kitabıyla aynı şeyi söylüyor. Namazı orucu yasaklıyor ama tespih çekmeyi, dua etmeyi serbest bırakıyor.

Düşünelim: Kadın dua edince de, tespihat yapınca da Allah'a salat etmiş olur. Yani Allah ile muhatap olmuş, onunla konuşmuş olur. Namaz da Allaha salat etmektir, onunla konuşmaktır. Öyleyse hayızken dua edebilen, tespih çekebilen bir kadın Ruku ve secdeli dua olan namazı neden kılamasın? Müslüman kadınları hayız oldu gerekçesiyle bir hafta namazdan oruçtan alıkoymak, onları korkutmak büyük bir vebaldir. Hayatlarından her ay bir hafta çalmaktadır. İbadetsiz geçen gün boş geçmiştir. "Ey iman edenler! Mallarınız ve evlatlarınız sizi Allahın zikrinden alıkoymasın. Kim böyle yaparsa onlar hüsrana uğrayanlardır." [63/Munafikun 9]

Nihat hatipoğluna göre hayızlı kadın!

Ramazan ayında televizyona çıkmak için Atv kanalından 600.000₺ (altıyüz bin lira) isteyen ve "televizyonculukta bu paralar normal, dizi oyuncuları daha çok kazanıyor" diyerek kendini oyuncularla kıyaslayan, sünnilik ve tasavvuf karışımı bir dini savunan Nihat Hatipoğlu da Kuranı mehcur bırakacak söylemler ile halkın karşısına çıkmaktadır.

İddia: "Regl olan bir kadın, adet günlerinde namaz kılamaz. Namaz kılabilir diyen kişilerin hiçbir dayanağı yok. Hazreti peygamber kılmaz diyor, bitti. Hz. Muhammed konuşurken kimseye söz söyleme hakkı yok. Kuran ve peygamber konuşurken tabiki. Regl ve lohusa olana oruç tutmak yasaktır ama oruçları sonra kaza edecek, namazları kaza etmeyecek. Regl ve lohusa olanlar Kuranı eline alması uygun değildir. Kurana dokunması doğru değil ama dua niyetiyle, korunmak niyetiyle Kuran ayetlerinden ezbere okuyabilir, hiçbir sakıncası yoktur. Zikir yapabilir korunmak niyetiyle; felak okur, nas okur, ayetel kürsi okur, amenerrasulu okur, haşr suresi okur problem yok. Regl ve loğusa olanlar ihtiyaç olmadıkça camiye girmesi uygun değildir. Çünkü cami ibadet yeridir. O ibadet yapamayacağına göre duasını evinde yapabilir, hiçbir sakıncası yoktur." [7]

Cevap: Nihat hoca ''peygamber kılamaz diyor, bitti'' diyor. Peygamberin ne dediğini Bakara 222. ayette görmüştük. ''Sana hayızdan soruyorlar. Deki...'' diyerek hayızla ilgili hükmü açıklamıştı. Deki ayetleri peygamberin ağzından çıkan sahih hadislerdir. Hadis olması için illede şundan bundan duyulan söylentiler olması gerekmez. "Allah indirdi hadisin en güzelini..." (39:23) Bunu görmezden gelerek Kurana zıt söylentileri hadis olarak dayatmak ise başka kutsallar edinmektir.

Sonuç: Bu yazımızda Kurana göre hayızlı kadın ve sünniliğe göre hayızlı kadın konusuna değindik. Biz Kuran müslümanları olarak hayızlı kadının oruç tutabileceğini ve namaz kılabileceğini söylüyoruz. Sünniler ise oruç tutamayacağını ve namaz kılamayacağını söylüyor. Seçim tabi ki kadınların. İki tarafın delillerini de inceleyip kendi kararlarını vermeliler. Ayet + Kurana uygun hadis + mantık kullanarak bu konuda bilgi vermeye çalıştık. Kararınız ne olursa olsun kendi verdiğiniz karar olsun, çünkü rabbimiz delile dayalı iman etmemizi ister. "...Böylece, helak olacak kişi apaçık bir delilden sonra helak olsun, diri kalacak kişi apaçık bir delilden sonra hayatta kalsın. Şüphesiz Allah, gerçekten işitendir, bilendir." [8/Enfal 42]

Kaynaklar;
[1] Serahsi - mebsut, cilt 3, sayfa 239, Gümüşev Yayıncılık, istanbul 2008. (290): Hanbel müsned II/373; Ebu yala müsned XI/462; Beyhaki sünen: V/400; Zeylei nasbur I/166. (291): Buhari Hayz 20; Müslim Hayz 69; İbni Mace taharet 119; Ebu davud taharet 104; Tirmizi taharet 97; Nesai siyam 64)
[2] Serahsi - mebsut, cilt 3, sayfa 240, Gümüşev Yayıncılık, istanbul 2008. (293) - Muvatta: Kuran 1, Darimi Talak 3, Taberani: mucemul kebir XII/313, Darekutni Sünen I/121, Hakim: Müstedrek I/552, Beyhaki Süneni kübra I/309 (294) - Ebu şeybe: Musannef I/97, Darimi: Taharet 103, İbni mace: taharet 105, Tirmizi: Taharet 98, Darekutni sünen I/117, Beyhaki: Sünen I/89
[3] Serahsi - mebsut, cilt 3, sayfa 241, Gümüşev Yayıncılık, istanbul 2008.
[4] Buhari: Gusl, Bab 24, No 36, cilt 1, sayfa 390, Ötüken Neşriyat, 1987 İstanbul. Müslim: Hayz, Bab 29, No 371, Cilt 1, Sayfa 419, İrfan Yayınevi 1988
[5] Diyanet işleri başkanlığı, İlmihal, cilt 1, sayfa 206, 12.09.l998 - İstanbul
[6] Ömer Nasuhi Bilmen, Büyük İslam İlmihali, sayfa 74 - 75, Akçağ Yayınları, Sadeleştiren: Ali Fikri Yavuz
[7] Atv - Nihat Hatipoğlu ile İftar 10. Bölüm 15.06.2016 - https://youtu.be/bRg2SQ3yHUg

Güncelleme: 19.11.2020

1 yorum:

  1. Ne yazık ki her konuda olduğu gibi bu konuda da yahudilerin izinden gitmişiz. Biz de ataların dinine uyduk Kur'an'a sormadan... Emeğinize sağlık hocam.. Peygamberimizin şu hadisi de bunu ispatlar nitelikte.. "“Sizler karış karış, arşın arşın sizden öncekilerin yolunu izleyeceksiniz/onların inançları ve yaşayışlarını ölçü edineceksiniz. İnsanın giremeyeceği küçük bir keler / kertenkele deliğine girecek olsalar, siz de onları takib edeceksiniz.”

    (Hz. Peygamberin gelecekle ilgili bu ürpertici açıklaması üzerine biz sahâbîler) sorduk:

    "Ya Resûlellah! (İzlerini takib edeceğimiz bu topluluklar) Yahûdiler ve Hristiyanlar mı olacak?"

    Şöyle buyurdu: “Ya başka kimler olacaktı?” (Buhari, Enbiya 50; Müslim, İlm 6)

    YanıtlaSil

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?